http://sairlermaras2.blogspot.com.tr/

16 Temmuz 2014 Çarşamba

MAHİR BAŞPINAR


DOĞUMU: Maraş’ın Göksün İlçesine bağlı Çardak Beldesinde 1961 yılında doğdu.  

ÖĞRENİMİ 
İlk ve orta öğrenimini doğduğu beldede, Endüstri Meslek Lisesini, Maraş’ta bitirdi. 

GÖREVİ: Askerlik sonrası EÜAŞ - AEL İşletmesinde Mekanik Usta olarak göreve başladı  (Aralık – 2013 itibariyle)  ve halen çalışmaktadır.

KÜLTÜR BAKANLIĞI HALK OZANI: Mahir Başpınar, Kültür Bakanlığı Halk Ozanıdır. 

İKAMETİ: Elbistan’da ikamet etmektedir. 

MEDENİ DURUMU:  Evli, bir kız, iki erkek  evlat babasıdır. 

------------------------------------------------------

ŞİİRLERİNDEN

1.

SONSUZLUĞA
YOLCULUK

Temaşa et seyreyle  göz önünde aşikar
Bulut sardı asuman kışladı kışlayacak
Ava giden avcılar tek tek olurken şikar
Kara toprak sarılıp döşledi döşleyecek
Sonsuzluğa yolculuk başladı başlayacak 

Nefsine yenik düşüp, silme namusu arı
Söndürme Hak yolunda, gönlünde yanan harı
Büyük bir heves ile ben beklerken baharı 
Yaz ayı geçivermiş, kışladı kışlayacak,
Sonsuzluğa yolculuk başladı başlayacak

Hiç akılda yok iken, ecel yolum çevirdi
Pehlivan edasıyla havalarda savurdu
Takarak çelmesini, ağaç gibi devirdi
Çarptı yere çullandı, tuşladı tuşlayacak,
Sonsuzluğa yolculuk başladı başlayacak.

Bilirim yaşananlar hayatın bir oyunu
Ölümle noktalanır bütün canlının sonu
Birer birer geçiyor ömrümün kalan günü
Zaman dönüp tersine, işledi işleyecek,
Sonsuzluğa yolculuk başladı başlayacak.

Mahir dimdik yürürken, başı öne eğmeden
Zifiri bir gecede, belki ülger doğmadan
Rahmet yüklü buluttan bir tek katre yağmadan
Ruh çekilip bedenden boşladı boşlayacak,
Sonsuzluğa yolculuk başladı başlayacak.

Mahir Başpınar

-----
2.

N A Z L I M

Yine efkâr bastı ruhum daraldı,
Duvarlar üstüme yürüyor nazlım.
Ümidim tükendi, dert bana kaldı,
Bu yaşantı beni yoruyor nazlım

Yaşadığım hayat sanki bilmece
Düğümlenir dilden dökülmez hece
Kâbus gibi çöktü bitmiyor gece
Zaman işlemiyor duruyor nazlım

Duygular firarda, aklım bulanık
Kafa karmakarış yüreğim yanık
Çektiğim çileye yıldızlar tanık
Akşamdan sabaha karıyor nazlım

Dal budak salarak köklendim sandım
Arınıp dertlerden paklandım sandım
Kendi iç dünyamdan saklandım sandım
Ne yapsam nafile görüyor nazlım

Yazılanlar mutlak gelir başıma
Ecel vuku bulsa bakmaz yaşıma
Hüzün katar katar düşmüş peşime
Köşe bucak beni arıyor nazlım

Mahir’im halimi bilen olmadı
Açtım yüreğimi gelen olmadı
Kayboldum meçhulde bulan olmadı
Sarardı yaprağım, kuruyor nazlım

Mahir Başpınar / 07.09.2013
Kültür Bak. Halk şairi.

-----

3.

BİZİM TÜRKÜMÜZ

Malazgirt Viyana Gelibolu’da 
Kulaklarda küpe sözlerimiz var 
Dört mevsim yaşanır Anadolu'da 
Her bölgede başka yazlarımız var 

Yürekte imanlı asil soylumuz 
Ram olmuş erine ipek huylumuz 
Ar namus timsali suna boylumuz 
İffet abidesi kızlarımız var 

Kınalar yakılır yeni geline 
Bir sevda türküsü dolar diline 
Sevgiyi nakşeder gönül tülüne 
Yürekler de çalan sazlarımız var 

İstenmedik yerde asla kalmayız 
Arkadan düşmanlık yüze gülmeyiz 
Ketumuz sır çıkmaz ihbar bilmeyiz 
Kendimizden saklı gizlerimiz var. 

Vatan denilince orda durulur 
Ona göz dikenden hesap sorulur 
Türkiye sevdası mührü vurulur 
Dur durak bilmeyen hızlarımız var

Bir bayrak bir toprak aynı yaşarız 
Bazen çok coşarız bazen taşarız 
Dik olsa da dağlar kolay aşarız 
Her yokuştan sonra düzlerimiz var

Sevgiler ekerek sevdalar biçen 
Geçtiği yerlere adalet saçan 
Çağlar kapatarak yeniçağ açan 
Tarihte silinmez izlerimiz var 

Mahir böyle söyler kalem yazarken 
Kan ile ülkeye sınır çizerken 
Nice şehit yatan, ilde gezerken 
Ruhlara okunan cüzlerimiz var. 

Mahir Başpınar



-----

4.

BİR DAMLA

Damladaki Rahmeti bakıp da görmek lazım 
İlmek ilmek nakşedip ruhlara örmek lazım 
Bu uğurda yürürken, kalıp dimdik ayakta 
Yılmadan yıkılmadan, menzile varmak lazım 
Gece dünya durursa sabah güneş doğar mı
Suya talep olmayan çöle yağmur yağar mı

Suya hamile bulut doğum sancısı çeker 
Işık saçar gözleri çığlığı yürek yakar 
Her şey yerli yerinde, ne bir fazla ne eksik 
Rahmet yüklü damlayı bırakır teker teker 
Toprağın gözü yolda o yağmuru bekliyor 
Kurumuş damarları sanki kalbi tekliyor 

Can bulurken cansızlar, tekrardan canlı için 
Kökten yaprağa kadar şükreder için için 
Göz görürken gönüller, temizlenip arınsın 
İlham olsun ruhlara, olsun da tutmasın kin 
Özlemle kavuşulan bu vuslat cana candı 
Toprak ile damlanın buluştuğu o andı. 

Hayranlık duyulmaz mı damlada ki o gize 
Bazen akar sel olur bezen dönüşür buza 
Hangi yöne dönersen, ister yer ister göğe 
Her şey ibret değil mi ne gerek fazla söze. 
Yel vursun da ahenkle oynamaya bak dalda 
Kim istemez ölmeyi severek kutsal yolda

Mahir yere sağlam bas toprakta izin kalsın 
Dilden dile dolaşan geride sözün kalsın 
Bak geldik gidiyoruz, özün inkâr eyleme 
Uzanınca toprağa yatmaya yüzün kalsın 
Aç ellerin semaya, Rahman Rahim olana 
Bize hayat bahşedip bu dünyaya salana 

Mahir Başpınar


-----

5.

BİTMEZ BU SEVDAM

Şu gönlüme hançer ile kazılmış 
Yazılıp çizilse, yetmez bu sevdam 
Kaderime çekmem için yazılmış 
Üzülüp süzülsem, gitmez bu sevdam 

Aşkımın baharı hazana döndü 
Un ufak olup da tozana döndü 
Sevda ateşinde kazana döndü 
Kavrulup savrulsam yitmez bu sevdam

Çekersem ezadır çekmezsem ceza 
Akılsız başıma yıkıldı feza 
Uslanmaz gönlüme söyledim keza 
Yalvarıp yakarsam, tutmaz bu sevdam 

Ne kadar kırılsam, dargın olsam da 
Çektiğim çileden yorgun olsam da 
Engin umman gibi durgun olsam da 
Ağlayıp çağlasam batmaz bu sevdam. 

Kısıldı nefesim çıkmaz avazım 
Bak borana döndü baharım yazım 
Unutma Mahir’i senden niyazım 
Övünüp dövünsem bitmez bu sevdam, 

Mahir Başpınar 

------------------------------------------------------

KELİMELER

Şikar: Av.
Har: Diken.
Ketum: Konuşmayan, ağzı sıkı anlamına gelen kelimedir.
Damla: Yağmur suyu. 
Vuslat: Kavuşmak.
Ram Olmak:  Boyun eğmek, itaat etmekram olmak

Hiç yorum yok: