Bilgin - Düşünür
DOĞUMU: Maraş’ta 1908
Yılında doğdu.
SOYU: Ailesi aslen
Darendeli’dir. (1)
ÖĞRENİMİ
İLKÖĞRENİMİ:
Şemsülmaarifil İbtidâiyye mektebinde yaptı.
YÜKSEK ÖĞRENİM: Maraş
Dârül-Hilâfe Medresesinde okudu. Buradan icâzet
aldı.
MEDRESELER
KAPATILINCA: Medreseler kapatılınca terzilik mesleğine
girdi.
GÖREVİ
VE
YAPTIKLARI
1. Antep’te Pedogoji
Muallim Mektebini bitirerek 1928’de öğretmen olarak
atandı.
2. Şekeroba
ve Hartlap
(Elmacık) (2) köylerinde görev yaptı. 3. Maraş İmam Hatip Lisesinde
Arapça ve Fıkıh dersleri verdi.
EMEKLİ: 1968 Yılında
emekli oldu.
AYDINLATICI: Öğrenci
okutmaya emekli olduktan sonra da devam etti. Kur’an-ı Kerim, Tecvid, Arapça,
Tefsir, Osmanlıca ve Edebiyat okuttu.
ÖLÜMÜ: 1995 Yılında
vefat etti.
-------------------------------------------
AÇIKLAMALAR
(1) Seyyitlerden. Dedesi Muhammed Hilmi Darendeli
Efendi, meşayihi-i Nakşibendiyye’den bir büyük insan. Cumhuriyet Devrinde
öğretmen olmuş, Şekeroba köyüne tayini çıkmış. Orada öğretmen iken, Kadirî
tarikatını yürüten Bilal Baba hakkında devlet (Cumhuriyet hükumeti)
kendilerinden bilgi istemiş. Daha doğrusu ona kötülük yapmaları için mesnet
teşkil edecek menfi bir rapor istemiş. O da araştırmış ve şöyle bir rapor
vermiş:” İlmi azsa da, bu yörenin cahil insanlarına faydalı olmaktadır.
Zararsızdır.”
Bilal Baba’yı Trapzon’a,
kendisini de Hartlap’a sürerler.
------
(2) HARTLAP GÜNLERİ: 15 Sene Hartlap’ta kalır. Evlad-ı Resül’den bir seyyid
olan bu mübarek zat köylülere örnek olur. (1)
Maraşlı yazar Cemal Nar,
babasının öğretmeni olduğu söylüyor yazar.
Evlad- Resül’den bir
seyyid olan bu mübarek zatı olan bir gün, Yazar Cemal
Nar’ın dedesi evine öğretmen Abdullah Efendiyi davet
eder.
Bir zamanlar, Cuma
kılmaz.
Yazar Cemal Nar’a göre
Cuma kılmamasının 2 nedeni olabilir:
1. Cuma bize farz
değildir kanaatindeydi,
2. Ya da köyün ancak
bulduğu merhum hafız hocanın imamlığını
beğenmiyordu.
Cemal Nar’ın
dedesi:
Efendim ! Siz davete
icabetin hak olduğunu elbette bilirsiniz. Amma biz davet ederiz gelmezsiniz, bu
nasıl olur? Der ki:
Evlad- Resül Abdullah
Efendi;
Hüseyin’im, senin samimi
olduğunu biliyorum. Amma beni davet edeceksin, Muallim gelecek diye bir aylık
nafakanı bir gecede harcarsın. Sana ve evlatlarına yazık olur. Durumlar malum.
Her gün yediğinden yedirmek şartıyla davet edersen, davette elbette
gelirim.
-Söz
efendi…
Evlad- Resül Abdullah
Efendi böyle davetlere icabet eder tabi.
-----------------------------------------------------------------
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder