(1480-1515)
ALAÜDDEVLE BOZKURT
Osmanlı Padişahı II.
Bayezid`in kayınpederi olan A. Bozkurt Bey önceleri damadı ile beraber hareket
etti.
HATA
Ancak sonraları Memluklular'a yanaştı. Osmanlı
Devleti`nin yerine atadığı kardeşi Şah Budak Bey`i Memluklar`ın yardımı ile
yendi. Bu savaştan sonra kardeşi Şah Budak Kahire'ye gönderilerek idam
edildi.
FATİH EL
KOYDU
Memluk Sultanı
Kayıtbay'ın desteği ile Şahbudak Bey ikinci kez Dulkadir Beyi olarak tayin
edildi. Ancak Osmanlı Sultanı Fatih, yanında bulundurduğu Şahbudak'ın kardeşi
Alâüddevle Bozkurt’a destek vererek Onun Dulkadir Beyliği'ni 1480'de ele
geçirmesini sağladı.
YAVUZ’UN
DEDESİ
Alaüddevle Bozkurt Bey,
ilk yıllarında, Osmanlı'ların yanında yer aldı. Üzerine gönderilen Memluk
Ordularını mağlup etti. Dulkadir Beyliği yüzünden Osmanlı-Memlük ilişkileri
bozuldu. Çukurova'da hakimiyet mücadelesi yüzünden başlayan Osmanlı-Memlük
savaşları 1485-1491 yılları arasında devam etti. Alaüddevle Bey, kızı Ayşe'yi
II. Beyazıt’a verdi. Bu evlilikten Yavuz doğdu. Böylece Alaüddevle, Yavuz'un
dedesi oldu.
SAVAŞI
KAZANDI
Alâüddevle Bozkurt, 1483
Temmuz'unda Memlûkluların elinde bulunan Malatya’yı kuşattı. Onun bu hareketi
üzerine Sultan Kayıtbay Suriye valilerine sefere çıkmalarını emretti. Şubat 1484
Yılında Memlûklularla Dulkadir kuvvetlerinin Elbistan'da yaptıkları savaşı
Alâüddevle Bozkurt kazandı.
TEHLİKE
BÜYÜKTÜ
Savaşın arkasından
Sultan Kayıtbay, Mısır ordusunu seferber etti. Alâüddevle Bozkurt Bey,
tehlikenin büyüklüğü karşısında Sultan Bayezid’den yardım talep etti. O da
Yakup Paşa emrinde bir kuvvet gönderdi. 1484 Eylül’ünde Elbistan ovasında
yapılan savaş, Dulkadirli-Osmanlı birliklerinin zaferi ile
neticelendi.
YENİ
DÜŞMAN
XVI. yüzyıl başlarında
Dulkadirli Beyliği’nin karşısına yeni bir düşman daha çıktı. Safevî Devleti
hükümdarı olan Şah İsmail, Alaüddevle'nin kızını istedi. Bozkurt Bey bu isteği
reddedince Safevî Devleti ile arası açıldı. Öte yandan, Akkoyunlular'ın
zaafından faydalanarak Diyarbakır’ı ele geçiren Dulkadirliler’e kin güden Şah
İsmail bu bölge üzerine yürüdü.
BENLİ
SULTAN
Daha önce Alaüddevle,
kızını isteyen Şah İsmail'e BENLÜ HATUN’u vermeyerek Şah İsmail'in gazabına
maruz kalmıştı. Osmanlı topraklarından geçerek Elbistan'a kadar gelen Şah
İsmail'e karşı ülkesini koruyamayacağını anlayan Alaüddevle, sarp Turna
dağlarına kaçarak Memlûklular ile Osmanlılar'dan yardim istedi. Memlûklular bu
yardım isteğini cevapsız bıraktı. Osmanlılar’ın gönderereceği yardim ise kışın
bastırması üzerine gerçekleşemedi. 1507 Yılında Şah İsmail, Dulkadiroğlu
illerini yakıp yıkarak ülkeyi harabeye çevirdi. Harput kalesini ve Diyarbakır’ı
zabdetti.
İHANET
Osmanlılar'ın desteği
ile Dulkadirli Beyliği’nin başına geçmiş olan Alaüddevle Bozkurt Bey, Osmanlı
kuvvetlerinin Memlûklulara yenilmesinden sonra Osmanlılar’dan yüz çevirerek
Memlûkler’e yanaştı.
YAS
1510’da Alaüddevle,
yanında oğulları Şahruh ve Ahmet olduğu halde 14 000 kişilik ordusu ile
Diyarbakır’a yeniden saldırdı ise de Şah İsmail ve emiri Ustaclu Muhammed’e yine
yenildi. Esir düşen bazı oğulları katledildi. Şahruh’un oğulları Mehmet ve Ali,
Şah İsmail’e gönderildi. Daha sonra bu iki genç Şah İsmail tarafından
affedilerek emirlikler verildi.
Oğullarının kaybına çok
üzülen Alaüddevle Bey, siyahlar giyinerek uzun zaman matem
tutu.
Bundan sonra, bir ara,
kısa sürse olsa Safavîler’le Dulkadirliler arasında barış hüküm sürdü. Artık,
Memluk Sultanı Kansu Gavri ile bir problem yok
gibiydi.
CEZALANDIRACAK
Fakat Alaüddevle,
torunu Yavuz Sultan Selim’in Osmanlı tahtına çıkışını tebrik etmediği gibi,
Yavuz’un bazı saldırılarında Şah İsmail’e destek bile
vermişti.
Yavuz, Çaldıran seferine
giderken, Alaüddevle Bey’e, “Emmim Alaüddevle Bey Hazretlerine” diye başlayan
bir mektup yazarak yardıma çağırmıştı, Alaüddevle, kardeşi Şehsuvar Bey’in oğlu
Ali Bey’i Yavuz’un himaye etmesine içerlediğinden yardım etmediği gibi, Yavuz’un
levazımatçılarına yem ve iaşe satışını ülkesinde yasakladı. Bununla da
yetinmeyip, Osmanlı’nın artçı birliklerine baskınlar yaptı, yem ve iaşeleriyle
birlikte atlarının bir kısmını çaldırdı, yağmalattı. Alaüddevle, bir daha
Osmanlılar’ın atlarının yem ve iaşelerini vurdurunca (ki, sayısız hayvan
açlıktan ölmüştü) Yavuz Dulkadirli ülkesinin fethi sırasının geldiğine karar
verdi.
Yavuz, 5 Haziran
1515’te Sivas’tan Rumeli Beylerbeyi Sinan Paşa komutasında Elbistan’a 30.000
kişilik bir ordu gönderdi. Şehsuvaroğlu Ali Bey’in kılavuzluğu ile, ordu
Elbistan’a ilerlerken, kendisi de asıl ordusu ile İncesu’ya gelip harekatı
izlemeye başladı.
SAVAŞ BAŞLADI: Osmanlı
Ordusu ile Alaüddevle Ordusu arasında Göksun'de şiddetli çarpışmalarla savaş
başladı.
Alaüddevle bozguna
uğradı. Elbistan’ın güneyindeki Turna Dağına çekildi. Sinan Paşa onu takip
ederek bir kez daha bozguna uğrattı.
Alaüddevle, haremini ve
hazinesini Turna Dağı’nın derinliklerine yollayarak, 13 Haziran 1515’te 30.000
kişilik ordusu ile Göksun ile Andırın arasındaki Ördekli mevkiinde Sinan Paşa
kuvvetlerini karşıladı. İki ordu karşılaşınca Ali Bey atını ileri sürerek,
babası Şehsuvar Bey’in izzet ve ikramına nail olmuş ve O’na sadık kalmış olan
Türkmenleri kendi safına geçmeye davet etti. Böylece, bir kısım Türkmenlerin saf
değiştirmesini sağladı.
Kanlı bir çarpışmadan
sonra,
ÇOBAN
ÖLDÜRDÜ
Bir seyis, 90’lık
Alaüddevle’yi altedip başını kesti ve Sinan Paşa’ya gönderdi. Seyis,
Alaüddevle’yi hoşuna gittiği elbisesi için öldürmüş, fakat sonra bey olduğunu
anlamıştı. Savaşta, birçok Dulkadirli ileri gelenleri öldü ya da esir
oldu.
1515 Yılında
Alaüddevle’nin başı Göksun’da Yavuz’a sunuldu.
MESAJ: Yavuz,
Şehsuvaroğlu Ali Bey’i Dulkadirliler’in başına geçirip, Alaüddevle ile bir
oğlunun ve vezirinin kesik başlarını (bozulmasın diye) bal dolu tenekelere
koyup, Kahire’ye gönderdi. Bununla, Kansu Gavri’ye, “sıra sana geldi” mesajını
gönderiyordu.
1. Defa elçi gönderen
Kansu Gavri, Dulkadirli topraklarının bir kısmını Alaüddevle’nin
oğullarına bırakılmasını, istedi.
Yavuz: “Kılıçla aldığım
yerleri ancak kılıçla teslim ederim.” cevabını
verdi.
2. Defa, Mısır sultanı,
Yavuz´a elçi göndererek, eskiden olduğu gibi bundan sonra da, Dulkadirli
camilerinde kendi adına hutbe okunmasını istedi Yavuz gelen elçiyi: “Koca
Çerkez erse yurdunda devam ettirsin ” diye geri yolladı.
Alaüddevle’nin başsız
cesedinin Ulu Camii güneyindeki bahçede gömülü olduğu ihtimal
dahilindedir.
Bu tarihten itibaren,
Dulkadirli ülkesinde Yavuz adına hutbe okundu ve yavaş yavaş Osmanlı hakimiyeti
tesis edildi.
Osmanlilar'in yüksek
hakimiyetinde kalmak üzere, böylece, Sehsuvar-oğlu Ali Bey , Dulkadirli
Ülkesinin 12. ve son yöneticisi oldu.
ESERLERİ
Dulkadiroğullarından
Alâüddevle Bozkurt Bey,
Maraş’ta, Bektûtiye
Camii ve medresesiyle,
Kadirli, Bahçe, Antakya,
Antep, Bozok, Andırın, Kırşehir ve Elbistan’da cami, medrese, imâret, türbe ve
zâviye gibi eserler yaptırmıştır.
-----------------------------------------
NOT: Alaüddevle’nin
ölümü hakkında araştırmacı Besim Atalay şu görüşü
bildiriyor:
"Turna Dağında yenilen
Alaüddevle askerleriyle beraber Andırın, Yenicekale dağlarına kaçar, asker
açlık ve sefaletten kırılır. Alaüddevle paşasına. "asker ne oldu." diye sorar.
Paşadan, "asker sır oldu." Cevabını alır. Ondan sonra o dağların adı SIR Dağları
adını alır.
Tek başına kalan
ihtiyar emir rastladığı bir çobana:
"Al şu silahı vur, öldür
beni" der.
Çoban, "Seni öldürürsem
beni de öldürürler" diye cevap verir. Bunun üzerine yanında taşıdığı bir heybe
altını çobana veren Alaüddevle:
"Bunlar senin olsun,
beni şu canımdan kurtar" der.
Çoban Emir'i dağın
zirvesine çıkarır, burada Alaüddevle'yi öldürür.
Kellesi, alınır. Gövdesi
orada kalır.
Dört oğlu ve kardeşi
cesedini Çuhadarlı civarına taşır. Kale Kısığı diye bilinen yere de kabrini
yaparlar.
-----------------------------------------
Söylenene göre Alaüddevle'yi
öldüren çobanın torunları hala Andırın'da yaşamaktadır. Bunlara Çıngıllıoğulları
denmektedir. O günden beri sözkonusu ailenin fertleri dert çekmekte imiş. Kör,
topal, felçli, deli vs..
SONUÇ: Alaüddevle kızı
Ayşe Sultanı Osmanlı Padişahı II. Beyazit'e verdi.
1.
Alaüddevle, Osmanlı Padişahı II. Beyazit'in kayın
babası,
2.
Alaüddevle, Osmanlı Padişahı Yavuz'un dedesidir.
-----------------------------------------
-----------------------------------------
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder