Ozan.
DOĞUMU: 1946 Yılında
Elbistan’da doğdu.
ÖĞRENİMİ
ORTA: Ortaokulu
Elbistan’da,
LİSE: Malatya’da Turan
Emeksiz Lisesinde okudu.
ÜNİERSİTE: Dil Tarih
Coğrafya Fakültesinin Tarih Bölümünde 2. Sınıfta okurken rahatsızlığı nedeniyle
ayrılmak zorunda kaldı.
EDEBİ YAŞAMI: Öğrenci
olduğu yıllarda halk şiirine merak etti. Halk şiirlerini okudu. Daha sonraları
ozan Cansız’ın sohbet halkasına katıldı.
EMEKLİ / AEL: (Afşın -
Elbistan Linyitleri) Çalışırken, 1998 yılında yakalandığı amansız hastalık
nedeniyle malulen emekli oldu.
GÜNDE 30 BARDAK: Günde üç, dört
paket sigara ve otuz bardak çay içti. Bu nedenle, akciğerinin biri iflas etti,
ama ne sigara ne de çaya veda etmedi.
ÖLÜMÜ: 1999 Yılında
vefat etti.
ESERİ: Gül
Dağları.
------------------------------------
ŞİİRLERİ
1.
ÇÖKMEYE Mİ BAŞLADIK
Akın akın girmiş idik İslama
Güruh güruh çıkmaya mı başladık
Aman ya Rab şaşırdık mı ne
Yıkıldık mı çökmeye mi başladık
Şu vatanda bahar kışa kış yaza
El keyfinden kaş boyaya göz süze
Gözümüzü hiç kırpmadan biz bize
Silah çekip sıkmaya mı başladık
Ey anasından yaşlı doğan yaşlı dağ
Bir cevap bu sol nedir bu ne sağ
Bu gidişle ne dağ kalır ne de bağ
Yapı yok mu yıkmaya mı başladık
Kimi Rusya Amerika ya Çin’de
Kendimizi kendimiz bir biçimde
Çaresizlik ümitsizlik içinde
Akrep gibi sokmaya mı başladık
------
2. ÇIKAR GİDERSİN
Her gece ben sana saray
yaparım
Her sabah içimden yıkar
gidersin
Ben senden bin türlü
ilham kaparım
Yanına vardıkça çıkar
gidersin
Beni şaşkın ettin
şaşırma gülüm
Bir bakış kahırdır bir
bakış zulüm
Benim Elbistan’a uzanır
yolum
Sen biner sılana çeker
gidersin
Bir bilsen aşk aldı
boğuyor keder
Bir selam almazsan bu da
mı kader
Elinde bıçağın sapına
kadar
Her gün mü bağrıma çakar
gidersin
Güzel çektirirmiş derdi
insana
Hiç şansım olmadı şu
aşktan yana
Beni çok ararsın
söyleyim sana
Gözün açık kalır bakar
gidersin
Önüne eğilme yaslan
güzelim
Böyle haşin olma uslan
güzelim
Bir cevap ver hele
seslen güzelim
Beni boş yere mi yakar
gidersin
------
3.
GÜZELİM
Kaş yıkmakla ateş
sönmez
Yüreğime su
güzelim
İçim yanar kalbim
kanmaz
Aşkın hali bu
güzelim
Bağrı yanık
emekteyim
Ateş zehir
yemekteyim
Ben HATİCE'm
demekteyim
Derviş çeker hu
güzelim
Sekiz köşe dört
cenahı
Çektirirsin yüz bin
ahı
Ellerinle bu
günahı
Nasıl yursan yu
güzelim
İsterlermiş seni
balam
Diyecegin bir tek
kalem
Bir seven var taş mı
kılam
O değil de şu
güzelim
Seyit Ahmet neden
hazin
Düşün söyle uzun
uzun
Aşka karşı yoksa
sözün
Yüzlerine tu
güzelim
-----
4.
ONMAZ BİR DAHA
Mutluluk sevgilim nerde
bilinmez
O bir kuştu uçtu dönmez
bir daha
Düşman kurşun sıksa
belki ölünmez
Senin gül attığın onmaz
bir daha
Sevda kal'alasında taş
üstüne taş
İçinde taşımaz olur aklı
baş
Girmiş içimize artık o
ateş
Yanar gece gündüz sönmez
bir daha
Bu artık kazadır
olmuştur kader
Ateşle karışık bir
tuhaf keder
Her gün yağmur yağar
sabaha kadar
Gönül kubbesinde dinmez
bir daha
-----
5.
Bizden
Ziyade
o kızgın suları sormadan
geçtim
at sürdüm aşkımın
hudutlarına
kara kurşun sıktım
binden ziyade
üç gece karardı karşı ki
dağlar
üç kaşık zehirden ibaret
dünya
gözlerin gelmedi aklıma
artık
çok şeyler unuttum aydan
ötede
bir rüzgar esmedi
güneşten gayrı
yıldızda düşündüm sabah
etmeyi
gece inkar etti
karanlıkları
birden yuvarlandı taşlar
dereye
neden ağladı ihtiyar
kadın
artık sarhoş olan
umutlarıma
ışıklar uzaydan gece
döndüler
boş yere sevindi kuşlar
havada
at sürdüm aşkımın
hudutlarına
kara kurşun sıktım
binden ziyade
ne kadar iriydi gözlerin
senin
şeytan bahçesine
dönmeden evvel
gece kasırgalar kahpece
esti
mihricanlar değdi
eylülden önce
söğütlü’den yaprak düştü
sulara
sessiz sessiz aktı
ceyhan bu gece
gece kasırgalar kahpece
esti
kan doldu gözüme kinden
ziyade
bom-boz mezarlıklar
düştü aklıma
ufuklara gömdüm eski
dünyamı
ve yine at sürdüm
geceden sonra
yanık bahçelerde tükendi
sesim
alın beni burdan yare
götürün
gömün bir namlunun içine
artık
desinler dünyada aşık
kalmadı
çünkü silah sıktım
binden ziyade
Seyit Ahmet
Kutuzman
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder