DOĞUMU: 1453 yılında Elbistan’da doğduğu tahmin edilmektedir.
Dulkadiroğlu Alâüddevle Bozkurt Beyin kızıdır. Bu hanedan Oğuzların Bozok
kolunun Bayat boyundandır.
KİMDİR: 8.
Osmanlı Padişahı Sultan II. Beyazıt Han'ın hanımı ve 9. Padişah Yavuz Sultan
Selim Han'ın annesidir.
Ayşe
Gülbahar’ın halası, Sitti Mükrime Hatun, kayınpederi Fatih Sultan Mehmet Han'ın
hanımıydı.
OĞLUNUN
PADİŞAHLIĞI: Yavuz Sultan Selim Han'ın annesidir. Oğlunun padişahlığını
göremeden 1505’de Trabzon’da vefat etti.
HALİFELİĞİ
İSTANBUL'A
GETİREN
KAHRAMAN DOĞUYOR
Prenses
Ayşe Gülbahar, II. Bâyezid Han ile Amasya’da sancak beyi iken 1469 yılında
evlenmiştir. Yavuz Sultan Selim Hanı, 1470’de Amasya’da dünyaya getirdi. Ayşe
Gülbahar Hatun, Sultan İkinci Bayezid Han ile 36 yıl evli kaldı. Ömrünün son
yıllarında, Trabzon’da 24 yıl sancak beyliği yapan oğlu ile yaşadı. Oğlunun
padişahlığını göremeden 1505 yılında Trabzon’da vefat
etti.
Yavuz
Sultan
Selim Han’ı
Ziyaret
Trabzon’da
bulunduğu sırada, annesi kendisini ziyaret için deniz yoluyla gelirken şiddetli
bir fırtınaya tutulur. “Salimen karaya ayak basarsam orasını vakıf yapacağım”
diyerek Cenabı Hakk’a dua eder. Nihayet doğal bir limanda karaya çıkar ve o
toprakları vakıf yapar. Burası daha sonra, “büyük vakıf” anlamına gelen
Vakfıkebir olur.
Prenses
Ayşe Gülbahar Hatun'un Şehzade Mehmet'le birlikte Amasya'ya gidip gitmediği
bilinmemektedir. (Bir kaynatan edindiğimiz bilgiler; Amasya’ya gittiği mechul
dese de, gittiğine ilişkin görüş te var. ) Fatih Sultan Mehmet padişah olup
1453'de İstanbul'un aldıktan sonra Osmanlı Devleti'nin başkentini İstanbul'a
nakletti. Ancak, Prenses Ayşe Gülbahar Hatun'un bir süre daha, küçük yaştaki
oğlu Beyazıt'la birlikte Edirne'de kalmış olduğu sanılmaktadır. Beyazıt, 9
yaşına geldiğinde, gelenek üzere 1456 yılında babası tarafından Amasya'ya
sancak beyliğine atandı.
Prenses
Ayşe Gülbahar Hatun daha sonra, Sitti Mükrime Hatun'un 1467 yılında vefatı
üzerine, üvey oğlunun yanına Amasya'ya taşındı. 1481 Yılında II. Beyazıt’ın
tahta çıkmasına kadar orada yaşadı. Yaşamının geri kalan kısmını ise İstanbul'da
geçirdi.
ETKİSİ:
Gülbahar Hatun'un oğlunun padişahlığı sırasında etki sahibi olduğu
bilinmektedir. Oğluna yazdığı elimizde mevcut olan iki mektuptan birinde
Hersekzade Ahmet Paşa aleyhinde, bir diğer mektupta da oğlunun lalası Ayas Paşa
ve Hızırbeyoğlu Mehmet Paşa lehinde oğluna tavsiyelerde bulunduğu
görülür.
ÖLÜMÜ:
Prenses Ayşe Gülbahar Hatun, 1492 yılında vefat etti ve İstanbul'da Fatih Camii
avlusunda Fatih Türbesi karşısında kendi adı ile anılan türbesine gömüldü.
Ölümünden sonra II. Bayezid Tokat'ta annesinin hatırasına Hatuniye Camii'ni ve
bir de okul yaptırdı.
ESERLERİ:
Ayşe Gülbahar Hatun oğlunun sancak beyliği sırasında Rize'de kendi adı ile
anılan Gülbahar Camii’ni yaptırmıştır. Ayrıca Giresun, Manisa ve İstanbul
Beyazıt’ta vakıf ve hayratı vardır.
ÖLÜM
TARİHİ: Ölüm tarihi çelişkilidir. Buna
göre:
a. Gülbahar
Hatun 1492 yılında vefat etti.
b. Gülbahar
Sultan 1505 yılında Trabzon’da vefat
etti.
c. Gülbahar
Hatun 1510 yılı civarında oğlu tahta çıkmadan önce
öldü.
ÖLÜMÜNDEN
SONRA: Yavuz Sultan Selim, annesinin ruhu için, Trabzon Hatuniye Mahallesi’nde,
cami, mektep, medrese, imaret, türbe ve hamamdan oluşan, Külliye yaptırmıştır.
Külliyeden günümüze sadece cami ve türbe ulaşabilmiştir. Cami, Ayşe Gülbahar
Hatun Camii, Hatuniye Camii, Büyük İmaret Camii, Valide Sultan Camii adlarıyla
anılır. Türbe, caminin doğusunda yer alır. İçinde sadece Ayşe Gülbahar Hatuna
ait sanduka vardır.
-----------------------------------------------------------
-----------------------------------------------------------
OSMANLI SARAYINA GELİN
GİDEN DULKADİR KIZLARI
-----------------------------------------------------------
TRABZON'DA GÜLBAHARHATUN
CAMİİ ve TÜRBESİ
-----------------------------------------------------------
AÇIKLAMA
Ayşe
Gülbahar’ın doğum yeri kaynaklara göre farklılık
arzetmektedir.
a.
İstanbul’da doğdu,
b.
Trabzon’da doğdu,
c. Maraş /
Elbistan’da doğdu.
Bize göre
de Elbistan’da doğmuştur.
Önemli olan
Dulkadiroğlu Alâüddevle Bozkurt Beyin kızıdır. 1453 yılında Elbistan’da doğduğu
tahmin edilmektedir.
NOT: Maraş,
boyun eğmeyen ve asla itaatkar olmayan (ama, a’si de olmayan ) yapısıyla uzun
yıllar Osmanlı'ya karşı da ciddi anlamda direnç noktası teşkil eden bir merkez
olmuştur. Maraş'ın itaatsizliği kadirşinas bir itaatsizliktir. Bu kadirşinas
itaatsizliğin karşılığında, yıllarca direndiği Osmanlı Sarayına, cihan
padişahlarına eş olan ve cihan padişahları doğuran gelinler
göndermiştir.
Dulkadiroğulları zamanla sertliğin kimseye yarar sağlamayacağını
bildiklerinden herkesle dostane geçinmenin yollarını aramışlar ve bulmuşlar
da. Osmanlılarla nasıl geçinmek gerektiğini araştırmışlar. Avrupa’ya hükmeden
bir imparatorluğa ters düşmek bir şey ifade etmez ama yanında olmak çok şey
ifade eder.’Diğer beyliklerden daha çok yanında olmak ve her konuda yardımcı
olmak gereklidir Osmanlıya’, diye düşünmüşlerdir. Bu yüzdendir ki 200 seneye
yakın ayakta kalabilmişlerdir.
Zamanla da
itaatsizlik etmişlerdir. Ama bu itaatsizlik yapıcı olmuştur. Bu yapıcı
başkaldırmanın neticesinde, Osmanlı’ya;
a.
Dünya padişahlarına eş olan ve,
b.
Dünya padişahları doğuran gelinler
göndermişlerdir.
-----------------------------------------------------------
Maraş'ın
Dulkadiroğulları Semtinde 2007 yılındaki kazıdan sonra çıkarılan
mozaiklerden biri.
Mozaikler,
hem kentin tarihine ışık tutmaya hazırlanıyor hem de gelecek için büyük önem
arzediyor.
-----------------------------------------------------------
-----------------------------------------------------------
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder