Ozan - Ressam.
DOĞUMU: 1953 Yılında Maraş’ta doğdu.
ÖĞRENİMİ: Adana Eğitim Ensititüsü Matematik Bölümünde başladığı yüksek öğrenimini, Maraş Meslek Yüksek Okulu Makine-Motor bölümünde tamamladı.
GÖREVİ: DSİ XX. Bölge Müdürlüğünde teknik personel olarak görev yaptı ve 2006 yılında bu kurumdan emekli oldu.
EDEBİ HAYATI: İlk yazı çalışması Söylem Dergisinde yayımlandı. Şiir ve denemeleri Alkış Dergisinde yayımlanan YÜCEL’ in deneme, eleştiri ve öykü alanlarında da çalışmaları vardır.
RESSAM: Ayrıca Maraş Ressamlar Birliğinin de üyesi olan YÜCEL’ in ressamlığı da bulunmaktadır.
------------------------------------------------------------------------
ŞİİRLERİ
Var Ve Yoksun
Ararım ıslak kıpırtısını bulutun
Boşanıp geldiğinde sağanak
Yanı başıma düşer yağmurun
Yapraklarımdan süzülürken
Okşarsın üşüyen tenimi
Ve güneş sarı uzantılarla sarar günü
İçimde taşıdığımsa sevdandır
Tohum olup bir düşsen toprağıma
Büngülder her yanım
Öbek öbek açar yeşilin
Duraksatırsın yamaçlarımı
Tüm tümcelerim esrir
Islak dudaklarınsa koşup durur içimde
Bütün gece yağması için
Umutla beklerim yağmuru
Islaklığını yaşarım göğün sesinde
Bittiğinde bulutların kıpırtısı
Kısır döngü tekrar başlar
Islak uzanışını
Ararımda bulamam
Var ve yoksun
Yalçın Yücel
*
var mısın?
Yılların ardından çıkıp geldi
Dikildi karşıma
Gözlerimin içine içine bakıp
Dedi var mısın
O an
Bütün günler üzerime geldiler sanki
Yüreğimin üstüne çıkıp oturdular tepindiler
Tam da kaygılarımla tartışırken
Dedi var mısın
Oysa yeni düzeltmişken sevda günlerimi
Nereden çıktı sanki
Hem de tam karşımda durup
Var mısın derken
Yeniden karıştı duygularım
Aklaşmış saçlarım bakakaldılar öylece
Yüreğim derin bir kuyuya attı kendini
Beynim yüzme bilmeyen düşüncelerle daralıverdi birden
Nice yıllardan sonra
Var mısın derken
Anılarda kalmak der sözcüklerim ona yalnızca
Unutmak elbet ki yanlış olur
Bıraksak öylece kalsalar eskisi gibi desem
Kararlıdır biliyorum bu kez
Dudaklarının kıpırtısı bile o sekiz harf
Var mısın
Yalçın Yücel
*
Sen
Sen bir başkasın güzel
Yüzümü aydınlatansın
Yüreğimle oynaşansın
Üzerime dökülen sıkı bir yağmursun
Yalnızlığıma çöküp kalan acısın
Sen rüyalarımda açan çiçek
Gülümseyen bir çocuk gibisin
Kucakladığım sevginde
El ele tutuştuğum özlemsin
Sen yaşamsın güzel
Bir başkasın ayrıksı
Ucundan tutup sürüklediğim
Yalçın Yücel
*
Bende Kalmışlar
Sözcükleri papatyadan yamaçların
Yanıma kadar koşan adımları sevinçten
Basarak geçtiğim otlar
Dirilmeye hazır yeniden
Kırılgan değiller eskisi gibi
Bir papatya nerdeyse uzatmak üzere başını
Kırmızı gelincik açmak üzere şuracıktan
Üstünde duman taşıyan tren
Kara bir bulut raylarda
Kıvrılan yolun esrikliğinde akıyor vagonlar
Nicedir görmediğim uğur böcekleri kıpır kıpır
Bakışları kırmızı bir çiçek
Akıp gidiyor her şey bir nehir gibi
Umuda tutunan ne yaşamlarla birlikte
Nice mevsimler geçip gitmiş buralardan
Nice sevdalar oyulmuş ağaçlara
Sen ise yoksun
Tutamadığın sözler var sadece
Yalçın Yücel
*
Ölünce Ben
Ölünce ben
Kitaplarım ve dergilerimle
Gömün beni
Üstümde
Naneler olsun papatyalar da
Ve kasımpatıları renk renk
Siyahsız bir toprakla zemin
Ölünce ben
Bir şiirim olsun mezar taşımda
Satırlarımda yalnızlığım
Bir de mor sümbüller olsun üstümde
Okunursam şiirimle ordayımdır
Belki kasımpatılardan
Belki de mor sümbüllerden bakarım
Gülümserim belki de
Bilirim ki sessizlik uzanacaktır mezarımda
Ne bir dua ne de güzel bir söz
Gelmese de yanı başıma
Beklemem gücenmem yine de
Bir iki nesil sonra
Zaten zordur anımsanmak
Artık ben yokumdur düşüncelerde
Ölüm de yaşlanmıştır mezarım da
Yalçın Yücel
*
Değişim
Toprak
Yağmurun yağmasını beklercesine dingin
Uzantılarda dallar ucu çok gizil
Pamuk kozaları patlarcasına
Bir doyumsuzun göbeği kadar şişkin
Savrulan ne varsa dokungan
Çileler
Üst üste konsa çekilmez
Ve doğuşunda batışında gün
Bir tuvale düşen resim kadar güzel
Hazırlamada
Bir şeyleri doğa yeniden
Belki orada
Belki de şuracıkta
Canlanış bir gökyüzü
Bir bulut gelivermiş
Sofrasını açmış tam üstümüz
Damlalar
Daha düşerken kokuyor toprak
Sesler bir başka çıkıyor
Sanki yeniden doğuyor dünya
Sancısı uzun sürse de
Doğumu koca bir sevinç
Nereden gelmiş derken
Bir yeşerti uzatıvermiş boynunu
Gün başkalaşmaya durmuş
Işıklar sarmış her yanı
Rengini bilemediğim renkler çıkıvermiş ortaya
Göğün altı
Hem anlamlı hem doyumsuzlukta
Uzantılar uç uca eklemiş yaşamları
Yeniler unutturmuş ölümleri
Ne varsa bir sözcük oluvermiş
Yontulmuş anılar
Düşen şu yağmur damlası var ki
Değiştirmiş göğün altını
Yalçın Yücel
------------------------------------------------------------------------
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder