http://sairlermaras2.blogspot.com.tr/

13 Temmuz 2014 Pazar

YALÇIN YÜCEL


Ozan - Ressam.

DOĞUMU: 1953 Yılında Maraş’ta doğdu. 

ÖĞRENİMİ: Adana Eğitim Ensititüsü Matematik Bölümünde başladığı yüksek öğrenimini,  Maraş Meslek Yüksek Okulu Makine-Motor bölümünde tamamladı. 

GÖREVİ: DSİ XX. Bölge Müdürlüğünde teknik personel olarak görev yaptı ve 2006 yılında bu kurumdan emekli oldu. 

EDEBİ HAYATI: İlk yazı çalışması Söylem Dergisinde yayımlandı. Şiir ve denemeleri Alkış Dergisinde yayımlanan YÜCEL’ in deneme, eleştiri ve öykü alanlarında da çalışmaları vardır. 

RESSAM: Ayrıca Maraş Ressamlar Birliğinin de üyesi olan YÜCEL’ in ressamlığı da bulunmaktadır.

------------------------------------------------------------------------

ŞİİRLERİ

Var Ve Yoksun

Ararım ıslak kıpırtısını bulutun 
Boşanıp geldiğinde sağanak 
Yanı başıma düşer yağmurun 
Yapraklarımdan süzülürken 

Okşarsın üşüyen tenimi 
Ve güneş sarı uzantılarla sarar günü 
İçimde taşıdığımsa sevdandır 
Tohum olup bir düşsen toprağıma 

Büngülder her yanım 
Öbek öbek açar yeşilin 
Duraksatırsın yamaçlarımı 
Tüm tümcelerim esrir 

Islak dudaklarınsa koşup durur içimde 
Bütün gece yağması için 
Umutla beklerim yağmuru 
Islaklığını yaşarım göğün sesinde 

Bittiğinde bulutların kıpırtısı 
Kısır döngü tekrar başlar 

Islak uzanışını 
Ararımda bulamam 
Var ve yoksun

Yalçın Yücel

*

var mısın?

Yılların ardından çıkıp geldi 
Dikildi karşıma 
Gözlerimin içine içine bakıp 
Dedi var mısın

O an 
Bütün günler üzerime geldiler sanki 
Yüreğimin üstüne çıkıp oturdular tepindiler 
Tam da kaygılarımla tartışırken 
Dedi var mısın

Oysa yeni düzeltmişken sevda günlerimi 
Nereden çıktı sanki 
Hem de tam karşımda durup 
Var mısın derken 
Yeniden karıştı duygularım 

Aklaşmış saçlarım bakakaldılar öylece 
Yüreğim derin bir kuyuya attı kendini 
Beynim yüzme bilmeyen düşüncelerle daralıverdi birden 
Nice yıllardan sonra 
Var mısın derken 

Anılarda kalmak der sözcüklerim ona yalnızca 
Unutmak elbet ki yanlış olur 
Bıraksak öylece kalsalar eskisi gibi desem 
Kararlıdır biliyorum bu kez 
Dudaklarının kıpırtısı bile o sekiz harf 
Var mısın

Yalçın Yücel

*

Sen

Sen bir başkasın güzel 
Yüzümü aydınlatansın 
Yüreğimle oynaşansın 
Üzerime dökülen sıkı bir yağmursun 
Yalnızlığıma çöküp kalan acısın 

Sen rüyalarımda açan çiçek 
Gülümseyen bir çocuk gibisin 
Kucakladığım sevginde 
El ele tutuştuğum özlemsin 
Sen yaşamsın güzel 
Bir başkasın ayrıksı 
Ucundan tutup sürüklediğim

Yalçın Yücel

*

Bende Kalmışlar 

Sözcükleri papatyadan yamaçların 
Yanıma kadar koşan adımları sevinçten 
Basarak geçtiğim otlar 
Dirilmeye hazır yeniden 
Kırılgan değiller eskisi gibi 
Bir papatya nerdeyse uzatmak üzere başını 
Kırmızı gelincik açmak üzere şuracıktan

Üstünde duman taşıyan tren 
Kara bir bulut raylarda 
Kıvrılan yolun esrikliğinde akıyor vagonlar 
Nicedir görmediğim uğur böcekleri kıpır kıpır 
Bakışları kırmızı bir çiçek 

Akıp gidiyor her şey bir nehir gibi 
Umuda tutunan ne yaşamlarla birlikte 
Nice mevsimler geçip gitmiş buralardan 
Nice sevdalar oyulmuş ağaçlara 
Sen ise yoksun 
Tutamadığın sözler var sadece 

Yalçın Yücel


*

Ölünce Ben

Ölünce ben 
Kitaplarım ve dergilerimle 
Gömün beni 

Üstümde 
Naneler olsun papatyalar da 
Ve kasımpatıları renk renk 
Siyahsız bir toprakla zemin 

Ölünce ben 
Bir şiirim olsun mezar taşımda 
Satırlarımda yalnızlığım 
Bir de mor sümbüller olsun üstümde 

Okunursam şiirimle ordayımdır 
Belki kasımpatılardan 
Belki de mor sümbüllerden bakarım 
Gülümserim belki de 

Bilirim ki sessizlik uzanacaktır mezarımda 
Ne bir dua ne de güzel bir söz 
Gelmese de yanı başıma 
Beklemem gücenmem yine de 

Bir iki nesil sonra 
Zaten zordur anımsanmak 
Artık ben yokumdur düşüncelerde 
Ölüm de yaşlanmıştır mezarım da 

Yalçın Yücel

*
Değişim


Toprak 
Yağmurun yağmasını beklercesine dingin 
Uzantılarda dallar ucu çok gizil 
Pamuk kozaları patlarcasına 
Bir doyumsuzun göbeği kadar şişkin 
Savrulan ne varsa dokungan 

Çileler 
Üst üste konsa çekilmez 
Ve doğuşunda batışında gün 
Bir tuvale düşen resim kadar güzel 

Hazırlamada 
Bir şeyleri doğa yeniden 
Belki orada 
Belki de şuracıkta 
Canlanış bir gökyüzü 
Bir bulut gelivermiş 
Sofrasını açmış tam üstümüz 
Damlalar 
Daha düşerken kokuyor toprak 
Sesler bir başka çıkıyor 
Sanki yeniden doğuyor dünya 
Sancısı uzun sürse de 
Doğumu koca bir sevinç 
Nereden gelmiş derken 
Bir yeşerti uzatıvermiş boynunu 
Gün başkalaşmaya durmuş 
Işıklar sarmış her yanı 
Rengini bilemediğim renkler çıkıvermiş ortaya 

Göğün altı 
Hem anlamlı hem doyumsuzlukta 
Uzantılar uç uca eklemiş yaşamları 
Yeniler unutturmuş ölümleri 
Ne varsa bir sözcük oluvermiş 
Yontulmuş anılar 
Düşen şu yağmur damlası var ki 
Değiştirmiş göğün altını 

Yalçın Yücel



------------------------------------------------------------------------


Hiç yorum yok: