KİMDİR: Halk Ozanı.
DOĞUMU: Son yıllarda yapılan araştırmalarda ve şiirlerinde yapılan incelemelerden onun, 1606 yılında doğmuş, 1670 yılında ölmüş olduğu tahmin edilmektedir.
ADI: Adı bazı
kaynaklarda Simayil, kendi şiirlerinden bazısında ise Halil ve Hasan* olarak
geçer.
NEREDE YAŞADI: Akşehirli
Hoca Hamdi Efendi'nin anılarına göre Karacaoğlan yetim büyüdü. Çirkin bir kızla
evlendirilmek istendi, babası gibi ömür boyu askere alınmak korkusu ve o
sıralarda Çukurova'da derebeyi olan Kozanoğulları ile arasının açılması sonucu
genç yaşta gurbete çıktı. İki kız kardeşini de yanında götürdüğü, Bursa'da ve
İstanbul'da ikamet ettiği sanılmaktadır. Ömrünün büyük bir bölümünü Çukurova,
Maraş, Gaziantep yörelerinde geçirdi.
16. Yüzyılda yazılmış 3
ayrı eserde Karac’oğlan mahlaslı şiirler vardır. Bunlardan ikisine İstanbul’da
birine ise Mısır’da rastlanmıştır.
Bunun dışında 19.
Yüzyılda da 3 Karac’oğlan’ın yaşadığı bilinmektedir. Bunlardan biri, Silifke'li
öteki ikisi ise Yozgat'lı olarak belirlenmiştir. Kırım Tatarları arasında ve
Türkmenistan’da bilinen Karac’oğlan öykü ve şiirleri
vardır.
ÖLÜM YERİ: Doğum
yeri gibi, ölüm yeri de kesin olarak bilinmemektedir. Şiirlerinden, çok uzun
yaşadığı anlaşılmaktadır. Hoca Hamdi Efendi'nin anılarına göre Maraş'taki Cezel
Yaylası'nda
doksan altı yaşında ölmüştür. En son bulgulara göre ise mezarının İçel'in Mut
ilçesinin Çukur köyündeki Karacaoğlan Tepesi denilen yerde olduğu
sanılmaktadır.
KARAC’OĞLAN ADI: Anadolu
ve Rumelide değişik dönemlerde birden çok aşık bu adı kullanmıştır. Ancak 17.
Yüzyılda yaşadığı sanılanın, Çukurovalı, Varsağı Aşiretinden olanın, asıl
Karac’oğlan olduğu kabul edilir. Genellikle Karac’oğlan mahlası taşıyan tüm
şiirler bu Karac’oğlan’a maledilir.
HALK EDEBİYATININ EN
BÜYÜĞÜ: Karac’oğlan, Halk edebiyatında aşıklık geleneğinin ilk ve en büyük
temsilcisi sayılır. Bazılarına göre 16. ve 17. Yüzyılda 2 ayrı Karac’oğlan
yaşamıştır. Daha sonra bu 2 aşığın şiirlerinin birleştirilmesiyle de Karac’oğlan
geleneği ortaya çıkmıştır.
ŞİİRLERİNİN ÖZELLİKLERİ:
Karac'oğlan’ın şiirlerinde temel konu maddi aşktır. Karac'oğlan’ın gönlünde
hemen hemen platonik aşka yer yoktur.
DÜNYA SEVGİSİ:
Araştırmacı yazar Mustafa Necati Karaer, Karacoğlan isimli eserinde: ‘Yunus için
öteki dünya ve Allah sevgisi ne ise, Karacoğlan için de bu dünya ve insan
sevgisi, odur.' demektedir.
AŞK/İNSAN/DOĞA:
Karac’oğlan’a ilişkin en önemli özellik, 16.-17. Yüzyıllarda yaygınlaşan aruz
ölçüsünü ve bağlı olarak Farsça, Arapça tamlamalardan uzak ve Türkçeyi tüm
yalınlığıyla kullanmasıdır. İşlediği en belirgin konular ise aşk, insan ve
doğadır.
DUYGULARI:
Karacaoğlan'ın şiiri aşk ve doğa üzerinde kuruludur. Ayrılık, gurbet, sıla
özlemi ve ölüm en çok değindiği konulardır. İlk kez onun şiirinde sevgililerin
adları söylenir: Elif, Anşa, Zeynep, Hürü, Döndü, Döne, Esma, Emine,
Hatice..adlı kadınların sevgilileri olduğu
sanılıyor.
ŞİİR YAPISI:
Duygularını, yaşadıklarını, düşüncelerini içten, gerçekçi ve özgün bir şiir
yapısı içinde anlatır. Karacaoğlan, Türk aşık edebiyatına yepyeni bir söyleyiş
biçimi getirmiştir. Yalın ve temiz bir Türkçe
kullanır.
Kendisinden sonra gelen
birçok ozanı derinden etkilemiştir. Bu olumlu etkiler günümüz Türk şiirine
kadar uzanır. Şiirlerini ilk kez Nüzhet Ergun derleyip yayınladı. Cahit
Öztelli'nin Karac'oğlan - Bütün Şiirleri adlı derlemesi de
önemlidir.
________________________________________
Şiiri
1.
Melül
Melül
Ela gözlüm ben bu elden
gidersem
Zülfü perişanım kal
melül melül
Kerem et aklından
çıkarma beni
Ağla gözyaşını sil melül
melül
Elvan çiçekleri takma
başına
Kudret kalemini çekme
kaşına
Beni unutursan doyma
yaşına
Gez benim aşkımla yol
melül melül
Yiğit ey sevdiğim sen
seni gözet
Karayı bağla da beyazı
çöz at
Doldur ver badeyi bir
dahi uzat
Ayrılık şerbetin sal
melül melül
Karac’oğlan der ki ölüp
ölünce
Sen de güzel sevdin
kendi halince
Varıp gurbet ele vasıl
olunca
Dostlardan haberi al
melül melül
------
2.
Bizim
Ellere
Şu yüce dağların karı
eridi
Sel oldu gidelim bizim
ellere
Yaylamızı lale sümbül
bürüdü
Gel oldu gidelim bizim
ellere
Nazlı olur güzellerin
eyisi
Deli gönül güzellerin
delisi
Gayrı bizim elin kara
çalısı
Gül oldu gidelim bizim
ellere
Karac’oğlan der ki gelir
yazları
Güzel nerden aldın sen
bu nazları
Anamın babamın acı
sözleri
Bal oldu gidelim bizim
ellere
----
3.
Elif
İncecikten bir kar
yağar
Tozar Elif, Elif
deyi
Deli gönül abdal
olmuş
Gezer Elif Elif
deyi
Elif’in uğru
nakışlı
Yavru balaban
bakışlı
Yayla çiçeği
kokuşlu
Kokar Elif Elif
deyi
Elif kaşlarını
çatar
Gamzesi sineme
batar
Ak elleri kalem
tutar
Yazar Elif Elif
deyi
Evlerinin önü
çardak
Elif'in elinde
bardak
Sanki yeşil başlı
ördek
Yüzer Elif Elif
deyi
Karac'oğlan
eğmelerin
Gönül sevmez
değmelerin
İliklemiş
düğmelerin
Çözer Elif Elif
deyi-----
4.
Maraş'tan Olur
Beylerin Ulusu
Maraş'tan olur beylerin ulusu
Urfa'dan gelir kürdün valisi
Halep'ten Antep'ten şuradır berisi
Sılayı arz' eden gelsin gidelim
Garipler yatağı tarsus adana
Ağalar olsun dost elinden dadana
Gitme demem sılasına gidene
Sılayı arz' eden gelsin gidelim
Alt' ay oldu ben çizmeyi giymeyi
Dost elinden şeker şerbet ezmeyi
Gönül ister kır at ile gezmeyi
Sılayı arz' eden gelsin gidelim
Karacaoğlan der ki geldik faniye
Gönlüm sende tor sefil dünyaya
Ana dedik mağara olan binaya
Anayı arz'eden gelsin gidelim
---------------------------------------------------------------- *Bize göre Halil ve Hasan olarak geçen şiirler onun değildir. Adının Halil olarak geçtiği şiirler Afşin'li Kul Halil'in şiirleridir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder