KİMDİR: Ozan - Sosyal alanlarda pek çok projede bilfiil görev
aldı
ÖĞRENİMİ: Lisans
eğitimine devam etmedi. (Ziraat Fakültesi ’89)
Kalite Yönetim
Sistemleri ve Proje Yönetim Mentollüğü üzerine eğitim
aldı.
EDEBİ HAYATI: Genelde,
1996 sonrası yazdıklarıyla edebiyat camiasına girdi.
Şiirleri, Yeni Ufuk
dergisi başta olmak üzere; Gençliğin Sesi, Dolunay, Seviye, Milli Kültür,
Güneysu, Sandal, Ayna, Kırk Başak, Genç Kardelen, Külliye, Tebessüm, Harman
vb,,,,kültür, sanat ve edebiyat dergilerinde
yayımlandı.
Çeşitli yerel
gazetelerde köşe yazarlığı yapmaktadır.
GÖREVİ: Özel bir
şirkette genel müdür olarak görev yapmaktadır. Önceleri de, Toplam Kalite
Yönetiminde Yönetim Temsilciliği yaptı.
ÖDÜLLERİ: Deneme ve
şiir dalında ödül aldı. (1990/1991 TRT GAP Anadolu şiir
ödülü)
T.R.T GAP Radyosu’nda
edebiyat programına makale ve şiirleriyle katkıda bulundu.
(1991–1993)
SEÇİCİ KURULDA: Bir
dergi tarafından düzenlenen Türkiye geneli şiir yazma yarışmalarında seçici
kurul başkanlığı görevine ek olarak, çeşitli kurumlarca düzenlenen şiir
yarışmalarında da jürilik görevlerinde bulundu.
Şiir, makale, deneme ve
gezi türlerinde yazılar yazdı.
KURUCU ÜYE: Sosyal
alanlarda pek çok projede bilfiil görev aldı. İnci Okumuş, ayrıca Kahramanmaraş
Kadın Girişimciler Derneği kurucu üyesi, Kahramanmaraş Kültür Sanat Derneği ve
Türk Kadınlar Birliği üyesidir
MEDENİ HALİ: Evli ve
Oğuzalp ile Aybike adında iki çocuk annesidir.
ESERLERİ: Şiir/Düğün
Gönüle Kurulur
------------------------------------------------------------------------
şiirinden
örnekler
gözyaşındır gülüşüme
düşen
I.
Adın
Âişe’dir
Tebessümün,
Hüma
Yokluğunda ıslanmış
çocuk gözlerinden
Haşre dek sana yazılan
bir zeyl düştü anne
Öksüzlerin üşüyen
gecelerinde adın
Sensizliğe
sarılmış
Sıcacık bir düştü
anne
Ey adı bahta yoldaş
olan
Gönül dağlarımda bu ses
kimin?
Ne zaman toprağa ana
diye değse ellerim
Çiçek çiçek kokunla
bezeklenirim
Sesin candır yorgun
yüreğime, sesin kemal
Cümlesine
mühürlenirim
II.
Adın muhabbet
gülerken
Ağlarken
şefkat
Öksüzlük göç etsin bir
yana
Adın
görünsün
Açılsın kilitli
defterler
Sensiz şiirler
sürülsün
Mecnun bırakıp
Leyla’sını adınla yürüsün anne
Derun zahir
olsun
Küssün ateşler su
boğulsun
Damladıkça gözlerin
cehennemler söner anne
Uykularım sıla kokar
yanımda yoksan
Düşmesin diye yıldızlar
yine göğü tutsan
Bin bir ırmak olurum
damarlarımda aksan
Seni görürüm hangi
coğrafyaya baksam
Pusulama senli bir yön
düştü anne
Vahye giren hatırın
uğruna
Sana cennetten yer düştü
anne
III.
Güzelliğin
Fâtıma’dır
Gözlerin
ilkbahar
Haşre dek sürecek
sevdadan saçlarına
Kafiyesiz aklar düştü
anne
Güzelliğin değdi dudak
kırlangıçlarıma
Gözlerin şebnemine
değdiğim
Serin bir düştü
anne
Okuduğun Yasîn
edasına
Hıçkırır gibidir
melekler
Göğü tutarken sen kabul
olur dilekler
Gönül atlasında
bugün
Şehrayin oldun
anne
Irmaklar yurt tutmuş
havzasında gözlerinin
Gözlerini Nil’den mi
doldurdun anne
Sana köşkler düşlerken
ebedî
Cennete sokuldun
anne
Sevgin süresiz bir
yangın
Ateşi vazgeçilmez
kılan
Üflüyor yakıyor
ey
Nerde bu ateşi
yakan
Vakit hasret vaktidir
sana
Senli düşlerim serkeş
çiçek yağmuru
Düşsem; derin
uçurumlara
Bilirim uçurumlar
yüreğinle dolu
Gözlerin bir çift
güvercin,gülünce anne
Gökler
titrer
Ellerin arşa değince
anne
IV.
Yüzün miraç
varana
Adın hüzün
anlayana
Vaktidir acılarla
kavileşmenin
Dağlar sesinin güftesi
olmakta
Bitimsiz yağmurlar düştü
gözlerine
Canım katre katre senden
dolmakta
Hiç bitmemiş şiirlerde
sana
Yaşamaktan öte bir yer
düştü anne
Bembeyaz örtünle
mütevekkil
Miracına melekler koştu
anne
Gözyaşındır gülüşüme
düşen
Sütün gibi hakkını helal
etsen
Yakıp kavuruyor
zaman
Doruklarından kar gönder
anne
Kolların cennet
selvisinden bir dal
Beni gölgene
al
Beni gölgene al
anne
İnci
Okumuş
*
hasretin
yaktığı
yerde istanbul
Nedim
İstanbul
Sevdana düştüğüm
yerde
Her
kulaç
Sana götürüyor
beni
Nasuhi gözyaşlarıyla
âşıklar
Dinliyor
Süleymaniye’den
Huzurun ulvîleşen
sesini
Hissettir bana
yalnızlığımda
Vefalı bir dost
gibi
Hissettir ey
İstanbul
Omzuma konmuş
ellerini
Ferman
İstanbul
Ağır ağır sürükle
yorgunluğumu
Dalsın seninle
gözlerim
Üsküdar’da hülyalı
uykuya
Al kır direncini
Beykoz’da
Ruhumdaki
karanlığın
Müebbet
ver
Kanlıca’da
Bekleyen
sevdalıya
Derman
İstanbul
İşte
karşımdasın
Üsküdar tepeleri akşamı
uğurlar
Sürgün düşlerimi
Çamlıca’ da rehin alıp
Beykoz’da
Sana mecbur kılıyor
uykular
Benzi
sararıyorken
Koynunda
seherin
Neden hâlâ sende diniyor
ağrılar?
Beşîr
İstanbul
Hangi
evren
Tebessümün kadar
esrarlı?
Hangi
çile
Şükürlü çilen
kadar?
Kalamış’ta huzura
yenilirken
Tiryaki
hüzünler
Kahrı gömen şarkıları
söyle yeniden
‘İstanbul’u sevmezse
gönül
Aşkı ne anlar?
’
Şefik
İstanbul
Kapılıp kendi
girdabına
Kendini
yakan
Sana söyleyemediğim
şiirler kalmış
Bir de erguvan
tadında
Öpüşlerin
dudaklarımda
Darağacına
çekilirken
Dönülmez
sevdalar
Sen kalmışsın canana
kefil
Aşka
şahit
Sere serpe Boğaz’ın
ayaklarında
Kavi
İstanbul
Akşam uykusuna dalan
Hisar’ın
Sıçrar yangını
damarlarıma
Bin âh ile yaşamayı
öğrenirken senden
Yedi tepeden ilahî sesin
gelir kulaklarıma
Firakına düştüğüm yerde
bil ki
Koşuşan
sendin
Kirpik
uçlarıma
Canan
İstanbul
Akşam sefasında
yahut
Sabah
endamında
Sana
sızlanır
Sana açarım
kalbimi
İsmine adadığım
risalemde
Güzelliğindir bil
ki
Hüznümün
kefeni
Vaktin mizana konduğu
yerde sen
Zümrüt bakışlarınla
dalarsın
Boğazlardaki
suya
Bense sitem dolu şiirler
yazarım
Sensiz demlenen
uykuya
İnci
Okumuş
------------------------------------------------------------------------
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder