http://sairlermaras2.blogspot.com.tr/

13 Temmuz 2014 Pazar

TAYYİP ATMACA


“aman sana güç mü yetermiş bre kız
bak şimdi bir malbora ederin”

-----------------------------------------------------------------------------------------------

Ozan.

DOĞUMU: 10.06.1962 Tarihinde  Maraş İlinin,  Afşin İlçesinin Topaktaş köyünde doğdu. 

ÖĞRENİMİ:  Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesinden mezun oldu.

DERGİLER ÇIKARDI:  Osmaniye'de Güneysu Kültür Sanat Edebiyat Dergisinin, Kırağı Şiir Dergisi'nin yayın yönetmenliklerini yaptı.
ARDIÇ:   Eskişehir’de Mustafa Özçelik ile birlikte Ardıç Kültür Sanat Edebiyat Dergisini çıkardı. 

GÖREVİ:  Eskişehir Odunpazarı Belediyesi Evlendirme memuru.

NEREDE YAZDI: Şiir ve denemeleri;  Dolunay, Türk Edebiyatı, Milli Kültür, Harman, Mina, Kardelen, Karçiçeği, Palandöken, Güneysu, Tepe Edebiyat, Kırağı, Yedi İklim, Yitik Düşler Milli Eğitim, Ardıç, Lika, Kuşluk Vakti vb. dergilerde yayınlandı.

ESERLERİ

Şiir Kitapları
1. Hüzünlerin Düğünü  - 1980,
2. Külüngün Taşlara Çizdiği Nakış  - 1993,
3. Sarı Kitap - 1997,
4. Bende Yanan Türkü Sende Sönüyor - 2004,
5. Susarak Konuşsan Gözüm Dinlese - 20049,
6. Döş Defteri - 2006,
7. Uzun İnce Bir Türkü - 2010.

Deneme Kitapları:
1. Med Cezir Vakitler - 2004,
2. Gece Vardiyası - 2006,
3. Ebemkuşağının Altında - 2010.

-----------------------------------------------------------------------------------------------


KAŞLARIN

"Ay nazenin ay gabagın altında 
Ne göyçek çekilip gara kgaşların 
Gözlerin süzüldü canım üzüldü
Vurdu yüreğime yara kaşların" 

Bir avcı elinde gerilmiş yay mı 
Yelesini rüzgâr okşayan tay mı 
Kıvrılıp gönlüme akan bir çay mı 
Hardan gelir hara akar kaşların 

Sadakta okunu atacak gibi 
Kartal olup avın tutacak gibi 
Kalbimi söküp de yutacak gibi 
Gökte gezer pare pare kaşların 

İçime her akşam bir ateş yakar 
Ateşin alevi gözümde çıkar 
Her türlü belayı üstüme yıkar 
Rüzgâr olup eser hara kaşların 

Onu anlatmaya dil yetiremem 
Hâlimi dökmeye hâl yetiremem
Her canı çektikçe bal yetiremem 
Gönderir her seher tura kaşların 

Tayyip ATMACA

*

yalnızlık

daha ten çıkmadan kentin dışına 
başını alır da gider yalnızlık 
kalabalıklarda yalnız başına 
karanlık koynunda yatar yalnızlık 

şekile kalıba oturmaz boyu 
kabarır köpürür azar gün boyu 
sofraya varmadan ekmeği suyu 
can ocakta kaynar tüter yalnızlık 

Tayyib Atmaca

*
DURGUN SULAR 
DERİN OLUR

At izi karışmış itin izine 
Bakan yok doğrunun merdin yüzüne 
Nodulları öküzlerin gözüne 
Zamanı gelince sokarız ağam 

Boşa koyuyorsun dolu almıyor 
İçi boş dolular kıymet bilmiyor 
Alt sakal üst bıyık tükür olmuyor 
Sabırla tespihi çekeriz ağam 

Ko oyunun onlar bilsin hilesin 
At kemiği yalayanlar yalasın 
Durgun sular derin olur bilesin 
Bir gün bendimizi yakarız ağam 

Doğruluk ateşten gömleğe döndü 
Pervane olmayan çıngıdan döndü 
Kanaatkar yüzün Mevla’ya döndü 
Ancak O’na boyun bükeriz ağam 

Sen de ben de birer konar göçeriz 
Kısmet çeken yere bir gün uçarız 
Bir gün olur hak şerbetin içeriz 
Gör kimin sırtında sekeriz ağam 

Nasip bir kuş biz avcıyız peşinde 
Allah yüzün ak eylesin işinde 
Her daim kalasın kemâl yaşında 
Doyunca yüzüne bakarız ağam. 


Tayyip ATMACA 


-----------------------------------------------------------------------------------------------


Hiç yorum yok: