Ozan - Eğitimci.
DOĞUMU: Ozan, 1947 yılında Maraş’ın Ekinözü ilçesinde doğdu.
AİLE: Çiftçi bir ailenin ikinci çocuğudur.
ÖĞRENİMİ: İlkokulu Ekinözü’nde,
ORTA-LİSE: Ortaokul ve liseyi Elbistan’da,
YÜKSEK OKUL: Malatya-Akçadağ’da
İlköğretmen Okulunda okudu.
GÖREVLERİ
Maraş’ın Ekinözü, Pazarcık, Türkoğlu İlçelerinde öğretmen olarak görev yaptı. 1987’de Anadolu Ünv. Açık Öğr. Fak. Eğitim Önlisans bölümünden mezun oldu. Öğretmenlik görevini K. Maraş Merkez okullarında tamamlayarak emekli oldu.
EDEBİ HAYATI: 1991 yılı Kutlu Doğum Haftası münacatlar yarışmasında ‘GÜNÜMÜZ DİLİNDEN MÜNACAATLAR’ kitabında ‘Azık İsterim’ adlı şiiri ile telif alarak: Klasik, lirik ve koşma türünde yazdığı şiirleriyle sesini edebiyat dünyasına duyurdu.
Şiir yazmaya lise yıllarında başlayan Sıddık ÖZER, daima halk şiiri geleneğine uygun şiirler yazmayı tercih etti.
Şiirlerini 1997’de ‘VUSLAT’ adlı eserinde topladı. Kitabı ilaveli ve geliştirilmiş dört ayrı baskı yaptı. Şiirleri önce yöresinde, sonra yurt genelinde farklı gazete, dergi ve kitaplarda yer aldı.
Şiirleri; Ortadoğu, Zaman, Türkiye, Türk Edebiyatı, Altınoluk, Somuncu Baba, Tepe Edebiyat gibi ulusal dergi ve gazeteler ile on farklı edebî eserde , uluslararası, ülke geneli ve yöresel antolojilerde yer aldı. Ayrıca mahalli gazete, dergilerde ve bu dergilerin özel sayılarında yayınlandı.
TV. PROGRAMI: Mahalli TV’lerde ‘VUSLAT’ programları yaptı. Mahalli kültür-san’at programlarına konuk olarak katıldı. STV’nin ‘Şiirin Yollarında’ programında klipleri yayınlandı.
Her yıl Maraş’ta düzenlenen Dolunay Şiir Şölenlerinin tamamına ve ‘OSMANİYE- GÜNEYSU’ ŞİİR ŞÖLENLERİNİN de birkaçına konuk şair olarak katıldı.
Kültür san’at çalışmaları devam etmektedir.
MEDENİ HALİ: Evli ve üç çocuk babası olan şair, Maraş’ta ikamet etmektedir.
-----------------------------------------------------------------------------------------------
şiirlerinden örnekler
1.
GÜZEL MUHAMMED’E
(SAV.) GİDEN YOLDAYIM
Bir yol verin bana dumanlı dağlar
Güzel MUHAMMED’e giden yoldayım
Uykudan ayılın ey gâfil sağlar
Hakk’ın Habibi’ne giden yoldayım
Bu yolundan nice asfiya geçti
Kimi az bekledi, kimi tez göçtü
Bugün şol böğrümde bir çiçek açtı
Güzel MUHAMMED’e giden yoldayım
Gönül arzu eder her an görmeyi
Bastığı yerlere bir yüz sürmeyi
İstemem kirlenip günah dermeyi
Güzel MUHAMMED’e giden yoldayım
Bir kez görenlerin yüzü nurlanır
Edep ölçüsünde durur, arlanır
Bütün güzellikler onda derlenir
Güzel MUHAMMED’e giden yoldayım
Gökler havalanmış döner peşinde
Yeryüzü her sabah görür düşünde
Lâle elde.. Salavan’ın başında
Güzel MUHAMMED’e giden yoldayım
Hep zevâl yaklaşır ben de yürürüm
Rüzgâr eser güneş vurur eririm
Yolun başındayım, ama varırım
Güzel MUHAMMED’e giden yoldayım
Yârden koku alan güller takarım
Kuşandım nurunu O’na akarım
Güneş’e bakarım Ay’a bakarım
Güzel MUHAMMED’e giden yoldayım
Hiç kimse durmuyor, bu âlem fâni
Dünya şirin gelir, ölümse ani
Ey ‘RABBÜL ÂLEMİN, ey KEREM KÂNİ’
Güzel MUHAMMED’e giden yoldayım
29.01.1995
Sıddık ÖZER
-----
2.
müdür bey
Çivilenmiş koltuğuna kurulur
Parlak taş devrinden kalma müdür bey
Fıtratında olmayana darılır
Bizim kütükleri silme müdür bey
Doruklarda durur ovaya inat
Oyuncu eliyle işlenir san’at
“Buna âşinadır bütün kâinat
Dostlarına atar salma müdür bey
İstediğin alır anında satar
Lafazan olmaktan havası batar
Nazargâhlarında pek hüner yatar
Gel vekil gülüşlü olma müdür bey
Ocak tarafında ekmek pişirir
Kör bıçakla ne adaklar şişirir
Beş gövdeyi on dakkada aşırır
Canevimden kurban alma müdür bey
Eşkâlini desem şöhret olursun
Beddua eylesem belâ bulursun
Misyoner olandan ödün alırsın
Aydınlığı düşman bilme müdür bey
Karizma yapmaya sınav açarsın
Ne himâye eder adam seçersin
Serenat düzenler fasıl geçersin
Niye şeffaf bakman ilme müdür bey
Sıddık Özer güzel sözün ustası
Vatanının, bayrağının hastası
Bütün kapıları çalar postası
De derin fikire dalma müdür bey
28/09/2010
S ı d d ı k Ö Z E R
------
3.
türkiyem
Ey yurdum, baba ocağım;
Gül benim nazlı Türkiye’m!
Çicek doludur kucağım.
Bil ceylan gözlü Türkiye’m!
Bir cennetsin baştan başa
Şavkın vurur dağa-taşa
Sıla der uğrar Maraş’a
Kul, güneş yüzlü Türkiye’m!
Gece bassın ay doğacak
yıldızlar yere ağacak
yüreğim sevgi sağacak
tamburlu-sazlı Türkiye’m!
Doğu bilir,batı bilir
Aşıklar firkatı bilir
Göklerin her katı bilir
Bol kışlı-yazlı Türkiye’m!
Selvi uzar ,kamış uzar
Yel üfürür,toprak tozar
Doruklarda avcı gezer
Şahinli-bazlı Türkiye’m!
-------
4.
öğretmen
Çiçektir, meyvedir yeşil yaprak, sarı gazeldir
Özü doğru,sözü doğru yüzü güzeldir
Renk armonisiyle yoğrulmuş,yunmuş ışıktır
Öğretmen;
Hem işine hem eserine aşıktır öğretmen!
Kozmik bir ışındır yürekten öpen,
Öğretmen teknoloji,öğretmen fen…
Öğretmen,atiyi yakalayan kement,
Bir sevgi çiçeği bir yağan rahmet.
Konuğu ağırlar ,uğurlar göçeni
Sevdanın deste başıdır ve de serden geçeni,
Sevgiyi,şefkati öğreten bana
“öğretmen bir baba, öğretmen ana”
cehalet çölünün ufuklarına
mumdur,çıradır,meş’aledir
yüreği sevda renginde gül ve laledir.
Köklerden dal uçlarına doğru seyirten su,
Kurak gönüllere yağmur taşıyan bulut…
Sonsuzluk ufkunun yılmaz yolcusu
Her işte kılavuz,her zaman umut,
Kitaplara açılan kapı ve aydınlığın sesi,
Öğretmen…
Öğretmen ne uyur ne de yorulur,
O,her zaman dilimini kuşatan bir nur
Ve kültür çoğrafyalarında
Bayraklaşan tek onur!...
------
5.
İSLÂM
Elif, Bâ, Tâ, Râ, Hâ, Sin, Şın diyerek
Kur’an-ı Kerim’i açmaktır İSLÂM
Emirleri tutup yasaklarından
Ömrün her anında kaçmaktır İSLÂM
Ramazan ayını oruç tutarak
Hiddetini hilim ile yutarak
Erken yatıp yine erken kalkarak
Tâdil-i erkâna geçmektir İSLÂM
Kulaklar tâlimli ağızsa bağlı
Yürek mesâbesi aşk ile dağlı
Bütün haseneler verene bağlı
Saadet nurunu saçmaktır İSLÂM
Gölgelik günlerin geçmeli iyi
Sadrında letâif çalmalı ney’i
Bey olmak yeter mi ey beyler beyi
Yıldızları bir bir geçmnektir İSLÂM
Diyelim ki Türkiye’de oturan
Beş kıtayı ayağına getiren
Âlem-i kübrâya nefes yetiren
Bekâ âlemine göçmektir İSLÂM
Reçete vereyim ihmâl eyleme
Az uyu, az konuş, gıybet söyleme
Haset bir illettir sen de eğleme
Mizân’da, Sırat’ta uçmaktır İSLÂM
İnfâkı bilerek, Hacc’ı bilerek
Tövbe ile günahını silerek
Seherlerde uykuları bölerek
Seccadeyi yere açmaktır İSLÂM
Bu dünya dediğin bir adım seki
Gerçek kul olana canı da ne ki
Hem burda, hem orda gerek öyle ki;
İmânı küfürden seçmektir İSLÂM
Sıddıklar bu yolda sağlam yürüyor
Tövbekârlar günahını kürüyor
Salihler ukbâda sefâ sürüyor
Şehâdet şerbetin içmektir İSLÂM
25.10.2005
Sıddık ÖZER
-------------
6.
SULTANÎ
SEV
Sensiz
dayanamam yâr bu sevdâya
Ateşine
düşen söner mi dersin?
Adak
canı kalkan ettim kadaya
Dön..
dediğim yolcu döner mi dersin?
Aşkın
ateşinde dumanım külüm
Rabbin
nîmetidir; hayatla ölüm
Ufkumuza
‘Güneş’ doğarken gülüm !
Dünya
sırtımıza biner mi dersin?
Sadâkat
nurunda çıktık bu yola
Ayrılık
ateşi verir mi mola ?
Pâye
lütfederse Raabbim bu kula;
Cümle
âlem bizi anar mı dersin ?
Alın
hatlarıma yıllar binerken
Gökten
ince ince rahmet inerken
İrem
bağlarına güller kanarken
Şeyda
bülbül gelir konar mı dersin?
Aşk-ı
hümâyunda bine biçildim
Ebed
âlemine yola açıldım
Mizanda
Zümrüt-ü Anka seçildim
Yüce
Mevlâm beni sınar mı dersin?
Yârimi
görende; cana can gelir
Cavidan
nazarlar bana an gelir
SULTANLAR
SULTAN’ı bir ‘SULTAN’ gelir
Hicranlar
murada döner mi dersin ?
Seyranı
âlem de.. hilkata göre
Göklerin
rengine uymalı töre
Kitabım
kılavuz sağıra, köre
Bu
dünyaya dönmek hüner mi dersin?
…
Sıddık..
alkışlarla yola çıkarsın
Kılıçlar
ağzında gök’e bakarsın
Kevser
Havuzuna duru akarsın
Kaynağın..
Umman’a kanar mı dersin!.
20.08.2014
Sıddık
ÖZER
-----------------------------------------------------------------------------------------------ozanın site adresi,
http://www.facebook.com/#!/profile.php?id=100001585411469
........
e-mail:
ozersiddik1947@hotmail.com
-----------------------------------------------------------------------------------------------
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder