http://sairlermaras2.blogspot.com.tr/

14 Temmuz 2014 Pazartesi

MEHMET GEMCİ

KİMDİR: Ozan

DOĞUMU:  1966 Yılında Kahramanmaraş’ta doğdu.

KARİYERİ: Üniversite mezunudur. Yurtdşında görevde bulundu. Kendini 
edebiyata adama bahanesiyle çok okudu ve yazdı.

EDEBİ YAŞANTISI: Çeşitli dergilerde şiirler yazdı, eleştirmenlik yaptı. Ülkenin dörtbir yanından bir çok şair, yazar ve düşünürü çıkardığı Yalnızardıç dergisinin çatısı altında topladı.

Metropollerde yaşayan bir çok yazar yazılarını, metropol yerine onun çıkardığı dergide yayınlamayı tercih etti.

ESERİ:  Şiirlerini, YANLIŞ PARANTEZ isimli kitabında topladı.

--------------------------------------------------------------------------

şiirlerinden
örnekler

1.

KARLARA 
BULANMIŞ DİZELER

ahırdağı eteklerinden
binlerce yıldır
yalnızlığının sırrını döküyor
orada yalnızardıç
hala mütevekkil
şehirdeki tuhaf tuhaf insanlara
uzun beton yapılara bakıyor
orada yalnızardıç
hala mütevekkil

ıpıl ıpıl bir kar yağıyor
sokaklarına maraş’ın
sen yoksun mavi gözlü çocuk
yarım kalan mona roza’da
şimdi pınarbaşı’nda derin bir keder
kanlıdere’de soluklanan rüzgar
deliklitaş’ta
çocukluğumuzun şarkısını söyler

kümbet geçit vermez bir küheylandır
bağrına sıkılan kurşunlara aldırmaz
tekke huysuz bir tay gibi kişner yamaçtan
yükselir titrek bir mevlevi ezgi
kapalıçarşı’dan taşhan’dan

*

2. 

GÜNEŞ KEKRE 
BİR AYVA
VEYA
MARAŞ'TA 
SONBAHAR

Hep böyle olur
Ne yapsam kendimi tutamam
Mecnun’dan arta kalan
Bir acı ki
Sürekli içim burkulur
Hiçbir şey yapamam

Oysa gelen sarışın bir ekimdir
Kırık bir şiir gibi baştan aşağı hüzündür

Şimdi gökte ay puslu
Güneş kekre bir ayva
Zaman göç vakti

Sonbahar tenine değince
Yeryüzü soluk bir gül olur
Gri bulutlar çarşaf çarşaf
Gök kubbeye serilince
O kavruk yazlar el olur

Yağınca güz yağmurları
Bir serinlik kuşatır bahçeleri bağları
Üşür dağlar ovalar ve ağaçlar
Ve üşür tüm şairler ehli gönül
Bir toprak kokusu ki
Buram buram doğaya yayılır
Ne ulu bir tılsımdır
Can taşıyan tüm varlık
Bu kokuya bayılır
İnsan içindeki patikayı değiştirir
Yürür maveraya

Ben ki çok yürüdüm Fahri ile
Derdimend Dede’den Pınarbaşı’na
İçtik gazel suyunu doyasıya
Delişmen poyraz yüzümüze vura vura
Şiirler söyledik Yalnızardıç’a
Milcan’dan havalanan kuşlara ıslık çaldık
Kekik topladık Durnalı ve Güzlek’ten
Ağıtlar yaktık kuruyan asma yapraklarına
Bağbozumu demlenme vaktidir
Mona Raza’yı gün yüzüne çıkarma vaktidir

Bir çınarın sararmış yaprağı ki
Dalından koparak toprağa
Düşer kıvrım kıvrım
Ve binlerce hazan haşırdayarak
Süzülür yokluğa

Bu yaprak dökümünde
Nasıl bir hikmetse
Minarelerden yanık sesli salalar çoğalır
Dikkatler bu sese yoğunlaşır
Sorular büyür yumak olur
Musalla taşları ne de soğur
Bu yaprak dökümünde

Lirik bir şiir gibi uzar gider memleketimin bağları
Göllü, Kerhan, Ağyar, Gaffarlı ve Kozludere
Arıkuşları Sulutarla’ya çoktan kamp kurmuştur
İncir kuşlarının kanatlarına değin yağ bağlamıştır
Kabarcıklar, marhabaşılar dalında salkım saçak durur
Islak bir sabah vakti cam gibi gözlerimize şavkı vurur
Samsa, sucuk, bastık, pestil ve pekmez
Şekersi tadından yenmez olur

Burası Ahırdağı şehri
Mevsim sonyaz
Gayrı damlardaki firikler de tarhana olur
Ve inceden inceye dizilerek kilere konur
Artık evlerde sobalar kurulur
Misafirlere kuru üzüm ve ravanda şerbeti ikram edilir
Sıcak sohbetlerin kıyısına bir de cevizler kırılır
Çay demlenir, muhabbet koyulaşır ve gece uzar
Söz, Necip Fazıl, Karakoç ve Zarifoğlu’na varır
Mehmet Akif ‘in ‘Bülbülü’nden geçilerek
Yahya Kemal’in ‘Rindlerin Ölümü’nde durulur

Mızrak Mağraralı’da rüyanın içindeki rüyayı yorumlar
Usul usul takvim dışı zamanlara açılır ufuklar
Alır sazı eline Hıdır, der: bu gurbetim nedendir
Yemliha sanki Eshabı Kehf’ten bir soluktur aramızda
Nacaroğlu Meryıl’ın dramatik aşk öyküsünü anlatır
Zaman sonbahar oylumlu bir iklimdir ş‏imdi

--------------------------------------------------------------------------

YAZAR,  MURAT SOYAK'IN  
MEHMET GEMCİ’NİN KİTABI
VE ŞİİRİ HAKKINDAKİ YAZISI

Dar Vakit"düş bozumu sözlerim var
göveren bir hayata açık
bir yeni coğrafya
Kudüs göğünün çağıltısı
sesleri seslere katar"

(“Gül Desenli Vazoların Tarihi” )

“Yanlış Parantez” Mehmet Gemci’nin ilk şiir kitabı.2005 yılında Yalnız Ardıç Kitapları’ndan yayınlandı.

Mehmet Gemci’nin ilk şiirleri Maraş’ta çıkan gazetelerin sanat sayfasında yayımlandı. 1995 - 2000 yılları arası, 21 sayı olmak üzere “Yalnız Ardıç” dergisini çıkardı. Çeşitli gazetelerde kültür, sanat, edebiyat üzerine yazılar yazdı.Yalnız Ardıç, Kayıtlar, İkindi Yazıları, Edebiyat Ortamı ve Hece dergilerinde şiirleri yayımlandı.

Maraş şehri son devir edebiyatımızda yetiştirdiği kıymetli şair ve yazarlarla anılır. Edebiyat ve fikir dünyamızı geliştiren yeni, köklü bir atılım sağlanmıştır. Bu bağlamda Necip Fazıl Kısakürek, Sezai Karakoç, Nuri Pakdil, Cahit Zarifoğlu, Erdem Beyazıt, Mehmet Âkif İnan, Rasim Özdenören, Alaaddin Özdenören isimlerini özellikle anmak gerekiyor.Yeni edebiyatımızın öncü şahsiyetleri olmuşlardır.

“Yedi Güzel Adam’dan öğrendik
dağlardan şehre koşmasını” (“Ahır Dağı Çocukları” )

Şair bu mısrâlar ile ustalara yakınlığını, sevgisini dile getiriyor. Bir devamlılığın içinde yeniyi söyleyebilmektir asıl marifet. Bu durum beraberinde bir zorluğu getirmektedir elbette. Bu aşamada geleneği iyi bilmek kadar yeni bir söyleyişe ulaşmak da önemlidir. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın ifadesiyle: “Devam ederek değişmek; değişerek devam etmek.”

İmge yükü altında ezilmiş ben-cil şiirler yazılıyor şimdilerde. Şiir geri çekiliyor sanki. Hayata, insana acılara, yenilgilere, yoksulluğa, yaşanan işgallere, zulümlere duyarsızlık almış yürümüş. Şair öncü olma, muhalif olma tavrından vazgeçmiş gibidir.

Mehmet Gemci, bu noktada şiiriyle ayrı bir yerde duruyor.Olup bitenler karşısında söyleyecekleri vardır.Aydınlık bir zihin ve yürek ile yazıyor şiirini.Şiirlerinde bu açılımı, duyarlılığı görmekteyiz.

“suyu çekilmiş bir ırmağın
içli bir türküsüdür bizimki
bir ırmak ki
yediyi yetmişi savuran
bir ırmak ki
ürkek tayları yağız atları şahlandıran
bütün sapaklarından
kösnül kokular gelen
garip bir devrandır dönüyor işte
dönüyor değirmenler dönüyor eflâk
çocuklar ki
anlaşılmaz bir şaşkınlık içinde
uzanıyorlar evrene
hep korku hep endişe
soruyorlar nerde harita ve pusula
çocuklar zamansız açılmış parantez içinde

ne desem
toprağın katmanlarından büngüldüyor kirli ark
ne desem
çatlamış bir kere kâdim fanus” (“Yanlış Parantez” )

Mehmet Gemci’nin şiirlerinde Maraş’ın özel bir yeri var.Şehir insanıyla, havasıyla, suyuyla, kültürüyle şiire yansımış.Kitabın ilk şiiri: “Karlara Bulanmış Maraş”

Ahır dağı ve çevresi, ardıç ağacı, sokaklar, kerpiç evler, beton yapılar, Pınarbaşı, Kanlıdere, Deliklitaş, Kümbet, Tekke, Kapalıçarşı, Taşhan…

“ne doyumsuz bir coşkudur
şu Maraş’ta
bağ akşamları” (“Bağ Akşamları” )

“biz Ahır dağının cesur çocukları
gökdelenleri deviren
Maraş’ın deli fırtınası” (“Ahır Dağı Çocukları” )

Şair, çocukluğun o arı, duru, ışıtılı günlerine işaret eder.Kentleşme sürecinde güzellikler, iyilikler bir bir kaybolmaktadır. Bu durumu mısrâlarında bir iç sızısı olarak dillendirir.

“İflâh olmaz bir yalnızlığı yaşıyorum şimdi
Bütün harflerim kırık
Sesim yaralı
Ay donuk, dağlar suskun, çocuklar yetim
Kerpiç duvarlarla örülü toprak damlarda dahi
Kalmadı bereket
Ne sıcak bir bazlamanın buğusu
Ne göçmen kuşların türküleri
Kalmadı ninemin soluduğu zamanlar
Yine ayrılık rüzgârları
Bu esen garbi yeli olmalı Balkanlar’dan” (“Kırık Harfler” )

Şair, içinde bulunduğu zamanı, yaşanan hayatı veciz bir söyleyişle tanımlıyor:

“yaşam
metal bir daire” (“Karınca” )

Dünya telaşı içinde kaybolup gidenler vardır. Kitapta yer alan son şiirde dünya hayatının aldatıcı oluşu ifade edilir:

“dönüşün çocukların başını döndürürmüş
sahte gülücüklerin sarışın kızların
pamuk saçlarına güvercin olup üşüşürmüş
işte keçenin dört ucunu da saldım suya
elinden geleni geri koyma ey dünya” (“Değirmen” )

“Yanlış Parantez”deki şiirler bize dair bir hissiyâtın ifadesidir.Toprağın, çocukların, yitik zamanın, güzel insanların ve elbette anlamın yeniden dillendirilmesi adına güzel bir kitap.

--------------------------------------------------------------------------

Fotoğrafta; Mehmet Gemci,  Ali K. Nacaroğlu ile bir söyleşide. 

--------------------------------------------------------------------------

Hiç yorum yok: