VEYA
DERDİMENT
DEDE
MESLEĞİ:
Düşünür-Bilgin.
YAŞADIĞI ASIIR: 14.
Yüzyılda yaşadığı bilinmektedir.
ASIL
ADI: Mustafa’dır.
KİMDİR:: Anadolu erenlerindendir. İlmi Ledün sahibi olduğu söylenir. Bu ilim ile hangi bitkinin hangi hastalığa iyi geleceğini bilmektedir.
KİMDİR:: Anadolu erenlerindendir. İlmi Ledün sahibi olduğu söylenir. Bu ilim ile hangi bitkinin hangi hastalığa iyi geleceğini bilmektedir.
YERİ: Osmanlı
devri velilerinden olan Derdimend Dede Hazretleri, Maraş'ın kuzey doğusunda,
çevre yolu üzerinde, şifalı çiçeklerin ve bitkilerin arasındaki bir tepe
üzerine yerleşmiş, sonra dergâhını kurmuş öğrenci okutmuştur.
(1)
NASRETTİN
HOCA
VE
DEDE
Nasrettin Hoca'nın da
onun öğrencilerinden olduğu söylenebilir. 14. Yüzyılda yaşadığı tahmin
edilmektedir.
ÜÇ
ÜNLÜ
KİŞİYE HOCA
OLDU
Sandal Hoca, okuttuğu
talebelerine hikaye yollu şöyle anlatırmış;
“Derdiment Dede;
gençliğinde üç meşhur mutasavvıfa hocalık yapmış; Hallac-ı Mansur, Seyyid Nesimi
ve Nasreddin Hoca.
Anadolu'nun
İslamlaşma sürecinde Anlatılan bir menkıbeye
dayanılarak
YANGIN: Çıkan bir yangında Dergâhı ve
imarethanesi yanmış, sapasağlam kalan mezarı günümüze dek
korunmuştur.
ŞİFACI
DEDE: Halk arasında
Şifacı Dede olarak nam salmıştır. Bitkiler en onulmaz dertlere şifa verdiği,
her türlü hastalığı iyileştirdiği söylenilir. Vefatından asılar geçtiği halde
şifa niyeti ile gelen ziyaretçiler hiç
eksilmemiştir.
Halk, burada
kılınacak iki rekât namaz ile tüm dileklerinin yerine geleceğine
inanır.
ÖLÜMÜ: 16. Asır
başlangıcındadır.
--------------------------------------------------
--------------------------------------------------
Derdiment Dede Türbesi
Düzenlenmesi Maraş
Belediyesi tarafından
yapılıyor
|
-------------------------------------------------
AÇIKLAMA
(1)
Derdiment Dede’nin,
medresesinde öğrencilerinin yanında bir de kuzusu varmış. Bu kuzuyu beslermiş.
Her hafta Cuma günü, kuzuyu keser, namazdan sonra talebeleriyle birlikte
yerlermiş. Yemek bittikten sonra, Derdiment Dede, hayvanın başını ve sakatatını
postun içine koyar, sonra da “Kum bi İznihi Teala” deyince hayvan yeniden
canlanıp ağıla gidermiş. Bu durum böyle devam edip giderken, bir Cuma günü Hoca
Efendi gittiği yerden, hayvan kesme zamanı dönmemiş. Talebeler, hocalarının
yaptıklarını bir bir yapmışlar ama hayvan dirilmemiş. O sırada Derdiment Dede
gittiği yerden çıkıp gelmiş, olaya karışanları cezalandırmak için sormuş; “Kim
yaptı?.” Talebelerden biri; “Mansur boğazladı hocam!” demiş. “Onun başı
kesilsin!.” Bir başka talebe: “Nesimi yüzdü hocam!” demiş. “Onun derisi
yüzülsün!” buyurmuş. Hoca Nasreddine dönüp; “Nasreddin sen ne yaptın?” diye
sorunca, Nasreddin; “Ben de bu olaylara güldüm hocam!” demiş. Dede, “Kıyamete
kadar herkes senin sözlerine gülsün,” demiş.
Kısa bir zaman sonra
Hallac-ı Mansur cezbe halinde bulunurken “Enel Hak” sözüyle başından olmuş.
Seyyid Nesimi Hurûfiliği sebebiyle derisi yüzülerek cezalandırılmış. Nasreddin
hocayı anlatmaya lüzum yok.”
Sandal hoca; Bu
kıssayı anlattıktan sonra;
-Aman çocuklar,
Hocanın dûası da, bedduası da, tutar ha!. Siz duasını almaya bakın!. diye
talebelerini terbiye edermiş.
Menkıbede geçen üç
şahıstan yalnız Seyyid Nesimi, Derdiment Dede’yle görüşmüş olabilir. Çünkü;
kendileri Bağdat’ta (Nesim) doğmuş, 1405’de Halep’te derisi yüzülerek vefat
etmiştir. Dede’nin, Ankara’ya gidip Hacı Bayram-ı Veli ile görüştüğü bilinen bir
rivayettir.
Nasreddin Hoca;
Yıldırım Bayezid - Timur zamanında yani 15. Yüzyıl başlarında, Konya – Akşehir
- Eskişehir arasında yaşamış, bir Osmanlı alim ve
arifidir.
Müftü Hafız Ali
Efendi de şöyle bir kıssa anlatır:
Derdiment Dede, bazı
dervişleri ile Hacca gider. Hacc esnasında, Dedenin hanımı, Maraş’tadır. Kurban
bayramı, tekke de kurban etinden, içli köfte yapılır. Yemek yendikten sonra,
Derdiment Dede’nin hanımı;
-Derdiment de içli
köfteyi çok severdi!. der.
Bu durumu duyan
derviş Çomaklı Baba;
-Ana ! İçli köfteden
biraz koy da efendime götüreyim, der.
Köftenin hacca
gideceğini düşünmeyen Derdiment Dede’nin hanımı aklından “Herhalde içliköfte
bizim çobanın çok hoşuna gitti!..” diye geçirerek bir kaba çlokça içli köfte
koyup, sarar ve Çomaklı’nın eline tutuşturur.
Hacc dönüşü köfteyi
koyduğu kjap ve sardığı çaput, Derdiment Dede’nin eşyaları arasından çıkınca,
hanımı düşünceye dalar. Düşüncesinden ayıkınca,
Kocasına;
Derdiment Dede;
“Hanım eline sağlık içli köfte de güzel olmuştu, Mina da çok ikrama geçti!” diye
takdirlerini ifade eder.
Bu sırada, Hacı
ziyaretine gelenlere, Derdiment Dede; “Çomaklı’nın da Haccını tebrik edin,” diye
ikazda bulunur.
(2) Sözü edilen
tepe, Sütçü İmam Lisesi karşısındadır.
------------------------------------------------
------------------------------------------------
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder