http://sairlermaras2.blogspot.com.tr/

21 Temmuz 2014 Pazartesi

ABDULLAH YİĞİTALP



Bilgin - Düşünür
  
DOĞUMU: Maraş’ta 1908 Yılında  doğdu.

SOYU: Ailesi aslen Darendeli’dir. (1)

ÖĞRENİMİ
İLKÖĞRENİMİ:  Şemsülmaarifil İbtidâiyye mektebinde yaptı.

YÜKSEK ÖĞRENİM: Maraş Dârül-Hilâfe Medresesinde okudu. Buradan icâzet aldı.

MEDRESELER KAPATILINCA: Medreseler kapatılınca terzilik mesleğine girdi.

GÖREVİ
VE
YAPTIKLARI
1. Antep’te Pedogoji Muallim Mektebini bitirerek 1928’de öğretmen olarak atandı.
2. Şekeroba ve Hartlap (Elmacık) (2) köylerinde görev yaptı. 3. Maraş İmam Hatip Lisesinde Arapça ve Fıkıh dersleri verdi.

EMEKLİ:  1968 Yılında  emekli oldu.

AYDINLATICI: Öğrenci okutmaya emekli olduktan sonra da devam etti. Kur’an-ı Kerim, Tecvid, Arapça, Tefsir, Osmanlıca ve Edebiyat okuttu.

ÖLÜMÜ: 1995 Yılında  vefat etti.

-------------------------------------------


AÇIKLAMALAR 

(1) Seyyitlerden. Dedesi Muhammed Hilmi Darendeli Efendi, meşayihi-i Nakşibendiyye’den bir büyük insan. Cumhuriyet Devrinde öğretmen  olmuş, Şekeroba köyüne tayini çıkmış.    Orada öğretmen iken,  Kadirî tarikatını yürüten Bilal Baba hakkında devlet (Cumhuriyet hükumeti)  kendilerinden bilgi istemiş. Daha doğrusu ona kötülük yapmaları için mesnet teşkil edecek menfi bir rapor istemiş. O da araştırmış ve şöyle bir rapor vermiş:” İlmi azsa da, bu yörenin cahil insanlarına faydalı olmaktadır. Zararsızdır.” 

Bilal Baba’yı Trapzon’a, kendisini de Hartlap’a sürerler.
------
(2) HARTLAP GÜNLERİ: 15 Sene Hartlap’ta kalır. Evlad-ı Resül’den bir seyyid olan bu mübarek zat köylülere örnek olur. (1)
Maraşlı yazar Cemal Nar, babasının öğretmeni olduğu söylüyor yazar.
Evlad- Resül’den bir seyyid olan bu mübarek zatı olan  bir gün, Yazar  Cemal Nar’ın  dedesi  evine  öğretmen Abdullah Efendiyi davet eder. 
Bir zamanlar, Cuma kılmaz.
Yazar  Cemal Nar’a göre Cuma kılmamasının 2 nedeni olabilir: 
1. Cuma bize farz değildir kanaatindeydi,
2. Ya da köyün ancak bulduğu merhum hafız hocanın imamlığını beğenmiyordu.
Cemal Nar’ın dedesi:
Efendim ! Siz davete icabetin hak olduğunu elbette bilirsiniz. Amma biz davet ederiz gelmezsiniz, bu nasıl olur?    Der ki:
Evlad- Resül Abdullah Efendi; 
Hüseyin’im, senin samimi olduğunu biliyorum. Amma beni davet edeceksin, Muallim gelecek diye bir aylık nafakanı  bir gecede harcarsın. Sana ve evlatlarına yazık olur. Durumlar malum. Her gün  yediğinden yedirmek şartıyla davet edersen,  davette elbette gelirim.
-Söz efendi…
Evlad- Resül Abdullah Efendi böyle davetlere icabet eder tabi.  

-----------------------------------------------------------------

Hiç yorum yok: