http://sairlermaras2.blogspot.com.tr/

25 Ekim 2014 Cumartesi

ÖMER HULUSİ EFENDİ


KİMDİR:
1.   İlim Adamı - İslam Hukukçusu - Düşünür - İslam Gizemcisi – Fıkıh Profesörü.

2.   1913 yılı Aralık ayında Basra vilâyeti Merkez kadılığına atandı.

DOĞUMU: 1866’da Elbistan’da doğdu.

SOYU: Babası Süleyman Ağa’dır.

ÖĞRENİMİ:  İlk tahsilinden sonra Rüştiye’ye girdi, sarf ve nahivden başlayarak Arapça okudu. İcazet aldıktan sonra İstanbul’a giderek imtihanla Mekteb-i Nüvvab’a girdi. 1896 yılında şehadetnâme alarak mezun oldu.
Mekteb-i Nüvvab’tan mezun olduktan sonra;
1.   Dersim sancağı niyâbetine tayin edildi.
2.   Havası ile imtizaç edemediğinde Elbistan kazası nâibi oldu.
3.   Daha sonra Zor sancağı nâibi oldu.
4.   Maraş ve Kerkük sancağı kadılıklarında da bulundu.
5.   1913 yılı Aralık ayında Basra vilâyeti Merkez kadılığına tayin olundu.

ÖLÜMÜ: Kadılığı sırasında (18 Aralık 1914) tarihinde meçhul bir kişi tarafından öldürüldü[*].

-----------------------------------------------------------------------------------

AÇIKLAMA

[*] Bağdat Kadılığından çekilen şifreli telgrafta, Bağdat’ta Şeyh Caddesinde meçhul bir şahıs tarafından katledilerek vazifesine, din ve milletine ihanet edenlerin hali böyle olacaktır ibaresi yazılmış bir kâğıt üzerine bırakılmış olduğu ifade edilmiştir. Niçin ve kimler tarafından öldürüldüğü konusu açıklık kazanmamıştır.

-----------------------------------------------------------------------------------

KELİMELER 

Gizem: 1. Duyuları aşan; usumuzun doğal durumunda, varoluşu ve özü bize kapalı, saklı kalan şey. 2. Doğaüstü inanç doğruları. 
Gizemcilik: I.    Aklın yetmediği alanlarda ve özellikle Tanrı kavramında, gerçeğe gönül yoluyla veya bir irade zorlayışıyla ulaşılabileceğini kabul eden felsefe ve din öğretisi, mistisizm. 
II.    Tinsel tutum ve düşünüş; yaşama doğrultusu olarak: 1- Karanlık, gizemle yüklü olana duyulan aşırı eğilim. 2- Açık olmayan, gizemsel düşünme biçimi. 3- Tanrısal sezgi yoluyle, algılanamayan doğaüstü gerçekleri yaşama. 4-Tanrı'ya erişme çabalarının tümü. 5- Yüksek bir gücü kavramak ve eylemlerini bu güce göre düzenlemek için gerçekliğin üstüne yükselme eğilimi.
İcazet: Bir iş için o konuda yeterli bilgiye sahip olduğunu belirten izin belgesi.
İmtizaç: :Uyuşmak.
Mekteb-i Nüvvab / Medreset ül Kudât: Kadı ve kadı  vekilleri yetiştirmek amacı ile açılmış okullar. (Şimdiki, Hukuk Fakültesi) Bu okullar, Muallimhane i Nüvvab olarak 1853 Yılında açıldı. 1884 Yılında Mekteb-i Nüvvab olarak ismi değiştirildi. 1911 Yılında adı yeniden değiştirilerek Metresed ül Kudât yapıldı.
Naib: 1. Vekil, birinin yerine geçen, kadı, kadı vekili. 2. Yöneten, çekip çeviren, danışman, akil kişi.
Nail Olmak: Erişmek, ulaşmak, kavuşmak.
Niyâbetine: Vekilliğine.
Sofi: Tasavvufu yaşam biçimi olarak seçen kişiye verilen addır. Mutasavvıf da denir.. 
Şehadetnâme / İcazetname: İlimde ve yazıda tahsilini bitirenlere verilen belge, diploma yerine kullanılan bir tabirdir.
Tevcih: Aşama, makam, mevki verme, terfi ettirme.
Tezkere: Bir iş için izin verildiğini bildiren resmî kâğıt.

-----------------------------------------------------------------------------------

Hiç yorum yok: