ŞİİRLERİ
1.
EKSİK OLMAZ
Ağustos gelse de Temmuz geçse de
Yüce dağbaşında kış eksik olmaz
Kimse bakmaz söğüt yaprak açsa da
Meyvalı ağaçta taş eksik olmaz
İyiler iyilik yolundan şaşmaz
Denizler coşsa da kabarıp taşmaz
Bir kötüye varıp kimse bulaşmaz
Yiğidin başında iş eksik olmaz
Nehirler coşarlar ırmaklar çağlar
Yol vermez ki gidem sıralı dağlar
Yarinden ayrılan ah çeker ağlar
Aşığın gözünden yaş eksik olmaz
Gül açar dalların yücelerinde
Yar ismi dilimin hecelerinde
Ben Aşık Yener’in gecelerinde
Karalı karalı düş eksik olmaz
-----
2.
SORAN OLURSA
Ey sevgili beni bir zaman sonra
Göçüp gitti dersin soran olursa
Nice yıllar geçti geri dönmedi
Çoktan yitti dersin soran olursa
Unutulup gitti geçen her günde
Hatırlanmaz oldu bayram düğünde
Aşkımdan köz düşen garip gönlünde
Duman tüttü dersin soran olursa
Sellere karışan toprak kil gibi
Rüzgara kapılan bir mendil gibi
Eriyip tükenen bir kandil gibi
Yanıp bitti dersin soran olursa
Söyle Aşık Yener talihe küstü
Sevgiden sevdadan umudun kesti
Mezar taşlarında bir akşam üstü
Baykuş öttü dersin soran olursa
-----
3.
DOKTOR BEY
Çok derdim var teker teker söyleyim
Şöyle biraz gelir misin doktor bey
Lokman sensin ben gayriyi neyleyim
Derde derman bulur musun doktor bey
Gör halimi hele gel de şöylece
Günüm zindan bir yıl bana her hece
Oturmazsan ayaküstü böylece
Beş dakika kalır mısın doktor bey
Kör cahil mi yutmuş mudur ilimi
Mecnun mudur sevdalı mı deli mi
Alim midir evliya mı veli mi
Kimde ne var bilir misin doktor bey
Savaşım var bu hayatla başa baş
Yalnız kuşa gelen geçen vurur taş
Desem sana derdime ol arkadaş
Kabul edip olur musun doktor bey
Âşık Yener yakışır mı saraya
Kader bizi sürükledi buraya
İlaç neyler yürekteki yaraya
Neşter vurup alır mısın doktor bey
------
4.
Yol Ver Dağlar
Başı duman pare pare
Yol ver dağlar yol ver bana
Gönlüm gitmek ister yare
Yol ver dağlar yol ver bana
Kayseri'nin uzun yolu
Çekip gitsin yare doğru
Gözlerim yaş dolu dolu
Yol ver dağlar yol ver bana
Âşıklıktır benim karım
Çok özledim nazlı yârim
Dudu dillim sitemkârım
Yol ver dağlar yol ver bana
Karlı başından esmedim
Ben o yâre hiç küsmedim
Daha umudum kesmedim
Yol ver dağlar yol ver bana
Filiz yârim yaprak olur
Gazel olur toprak olur
Sırma saçı ak ak olur
Yol ver dağlar yol ver bana
Yar bir rakip bulur sonra
Gidip elin olur sonra
Âşık Yener ölür sonra
Yol ver dağlar yol ver bana
------
5.
söylememiz
suç
bizim
Bitmez çile
tükenmeyen sefalet
Yıllar yılı
başımızda taç bizim
Vicdansızlar
kanun çiğner maharet
Gerçekleri
söylememiz suç bizim
Ankara’da türlü türlü plan var
İstanbul’da
açık açık talan var
Seksen bine
köpek satıp alan var
Sorsak hele
kıymetimiz kaç bizim
Kanuni Han önder olup askere
Seferi var
Avrupa’ya on kere
Ecdadının at
sürdüğü yerlere
Çöpçülüğe
akın eden göç bizim
Vurguncular sayfiyede Ada’da
Köşkleri var
Şişli, Levent, Moda’da
Yedi nüfus
kiracı tek odada
İki metre
yerimiz yok hiç bizim
Aşık Yener bozma gene asabı
Soysun hele
fırsatçılar kasabı
Elbet bir gün
sorulacak hesabı
En sonunda
alınacak öç bizim
-----
6.
BU VATAN KİMİN
(Orhan Şaik Gökyay’a Cevap)
Bu vatan toprağın tam üzerinde
Dipdiri
ayakta duranlarındır
Büyük
şehirlerin orta yerinde
On katlı
saraylar kuranlarındır
Sivri zekasıyla bin tuzak kurup
Tilki
düzeniyle tetikte durup
Halkımın
sırtından milyonlar vurup
“Daha var mı”
diye soranlarındır
Yoksul bir iş için girer sıraya
Bekle ki iş
bulsun seneye aya
Tekmil
bakanlıklar hem Çankaya’ya
Teklifsiz
destursuz girenlerindir
Hanlar köşkler yatlar tüm sıra sıra
Elli kat
elbise yüz çift kundura
Gönlü çektiği
an Paris Londra
Atlayıp uçağa
görenlerindir.
Ele kalkan
yapıp imanı dini
İçinde
saklayıp garazı kini
Kendi günde
alıp doksan yüz bini
İşçiye yüz
lira verenlerindir
Sevgili nazlanır durur kolunda
Cins köpek
sağında uşak solunda
Tarabya’ya
doğru sahil yolunda
Binip
mersedese sürenlerindir
Boğaz otelleri bakar denize
Siyah havyar
yenir beşbin beşyüze
Ellibini
sayıp bakire kıza
Sütün
kaymağını derenlerindir
Aşık Yener aşkı devrim kızının
Teli de
devrimci divan sazının
Halk için
söyleyen halk ozanının
Koluna
zincirler vuranlarındır
------
7.
VEYSEL’E AĞIT
Kanlı Kızılırmak Yıldız dağları
Hani Aşık
Veysel Sivas elleri
Yansın
Şarkışla’nın viran bağları
Hani Aşık
Veysel Sivas elleri
Naz ile duvara yaslansın sazı
Karalar
bağlansın gelini kızı
Kavurdu
gönlümü derin bir sızı
Hani Aşık
Veysel Sivas elleri
Nice yıl dolaştı söyledi çaldı
Eseri yurduna
yadigar kaldı
O’nu sadık
yari toprak mı aldı
Hani Aşık
Veysel Sivas elleri
Başkent Ankara’ya ulaştı posta
Karalı bir
haber geldi Sivas’ta
Başvekil
bakanlar mebuslar yasta
Hani Aşık
Veysel Sivas elleri
Karanlık dünyasın aydınlık gördü
Nice
unutulmaz eserler verdi
“Hayatın
yalan ölüm bir gerçek” derdi
Hani Aşık
Veysel Sivas elleri
Uzun ince yolda hem bile bile
Gahi
ağlayarak gahi de güle
Yolcusu
sonunda vardı menzile
Hani Aşık
Veysel Sivas elleri
Derdini döktüğü derin dereler
Rakipler
gitsin ki geçit vereler
Sivrialan
Köyü bütün yöreler
Hani Aşık
Veysel Sivas elleri
Ünü duyulurdu bütün dünyada
İngiliz
Fransız hem Almanya’da
Mevlana
duymuştu ağlar Konya’da
Hani Aşık
Veysel Sivas elleri
Dağlan benim gönlüm yürekten dağlan
Ağla Veysel
için karalar bağlan
Emrah Yunus
Emre Karacaoğlan
Hani Aşık
Veysel Sivas elleri
Nice yiğitleri nice canları
Nice ozanları
nice hanları
Aşık
Ruhsatiyle Pir Sultan’ları
Hani Aşık
Veysel Sivas elleri
Ferhat ah
eyleyip dağlar deliyor
Aslı Han
Kerem’e sabır diliyor
Açın sinenizi
Veysel geliyor
Hani Aşık
Veysel Sivas elleri
Bak göçüp gidiyor günleri dolan
Üç damla
gözyaşı geride kalan
Kanma Aşık
Yener bu dünya yalan
Hani Aşık
Veysel Sivas elleri
------
8.
EGEMENLİK
MİLLETİNDİR
Hem kayıtsız,
hem de şartsız
Egemenlik
milletindir
Ruhsatsız,
vizesiz, kartsız
Egemenlik
milletindir.
Oğuz, Selçuklu boyumuz
Türk oğlu
Türk’tür soyumuz
Özgürlük
bizim huyumuz
Egemenlik
milletindir.
Çağdaşlığın gerçek yüzü
Demokrasimizin
özü
Atatürk’ün
kutsal sözü
Egemenlik
milletindir.
Biriz neş’e, tasamızda
Soframızda,
masamızda
Yazar
Anayasamızda
Egemenlik
milletindir.
Kentin, kasabanın, köyün
Töresi var
her bir şeyin
Ne paşanın,
ne de beyin
Egemenlik
milletindir.
Vatanın temel taşıyız
Biz bu yurdun
yurttaşıyız
Diktatörlüğe
karşıyız
Egemenlik
milletindir.
Anlamayan beri gelsin
Gelip bizden
öğüt alsın
Bilmeyenler
varsa, bilsin
Egemenlik
milletindir.
Aşık Yener’in emeli
Herkes
gerçeği bilmeli
Adalet mülkün
temeli
Egemenlik
milletindir.
------
9.
HER ŞEY BOŞ
Üç günlük yalancı fani dünyaya
Kimler konup
kimler göçmediler ki
Kimisi atlı
da, kimisi yaya
Kimler gelip,
kimler geçmediler ki
Gördük nice Ağa, nice Beyini
Koyup da
gittiler olan şeyini
Feleğin
sunduğu ecel meyini
Kimler alıp,
kimler içmediler ki
Herkes niyetince giydi donunu
Kendi
amelince gördü sonunu
Hayır
tohumunu, şer tohumunu
Kimler ekip,
kimler biçmediler ki
Aşık Yener benim ozan dağımda
Her mevsim
yıllarca ömür çağımda
Dostluk gülü
bitti gönül bağımda
Kimler bakıp,
kimler seçmediler ki
------
10.
OZANCA
Korkmam ulan korkmam zalim dölleri
Bin türlü
sualle yorsanız beni
Sıkı
Yönetimin emir kulları
Acı sözler
ile kırsanız beni
Zincirlerle
bağlansam da kolumdan
Dipçiğiniz
kalkmasa da dalımdan
Halk ozanıyım
dönmem yolumdan
Çekip mavzer
ile vursanız beni
Namerdim ben size boyun bükersem
Affedilmem
için diller dökersem
Kör olsun
gözlerim bir off çekersem
Bağlayıp
cellada verseniz beni
Ozan gerçek yazar, gerçeği söyler
Açlıktan
iniler şehirler, köyler
Gene
yazacağım hep aynı şeyler
Yağlı
kementlere sarsanız beni
Çekseniz de Pir Sultan’ın darına
Bugünkü
sözümü koymam yarına
Değil ki
Maraş’ın zındanlarına
Götürüp
Fizan’a sürseniz beni
Zalim Yusuf Paşa, vicdansız Vali
Sizin
boynunuzda halkın vebali
Şahınızdan
korkmam İsa misali
Tutup da
çamıha gerseniz beni
Aşık Yener ölmez eroğlu erler
Bir gün
yıkılır bu köhne eserler
Özü, sözü
doğru, kendi mert derler
Dosta,
düşmanlara sorsanız beni
------
11.
GEL BANA
Aşkınla yandığım gül yüzlü yarim
Mavi sular
gibi ak da gel bana
Bir bahar
mevsimi akşamüzeri
Saçına
sümbüller tak da gel bana
Hasretle tutuşur sevdanı çeken
Goncalar
kuruyup olmadan diken
Senin
hayalinle avunur iken
Şöyle usul
usul çık da gel bana
Ölürüm gözlerim seni görmezse
Gönlüm aşk
bağından güller dermezse
Eğer annen
duyup izin vermezse
Uykuya dalsın
da çek de gel bana
Şadolsun bu gönlüm yeniden yeni
Mestane
bakışın mest etsin beni
Aşık Yener
kulun özledi seni
Hasretle
yollara bak da gel bana
------
12.
GELDİ GEÇTİ
Çocukluk yıllarım gençliğim derken
Seneler ne
çabuk geldi de geçti
İçimde
yaşamak umudu varken
Felek
kozlarını böldü de geçti
Çok dostlar vakitsiz bizi boşladı
Gönlümde
hüzünlü dönem başladı
Kimisi
serseri diye taşladı
Kimi mecnun
diye güldü de geçti
Aşık Yener
yoktur garazım kastım
Dostluk
dergahında serili postum
Ben vefa
beklerken vefasız dostum
Ok attı
sinemi deldi de geçti
------
13.
KİMSEM YOK BENİM
Yalnızım gurbet elde
Benden başka
kimsem yoktur
Tek başıma
kaldım çölde
Benden başka
kimsem yoktur
Yüceden engine indim
Bir mum gibi
yanıp, söndüm
Anasız kuzuya
döndüm
Benden başka
kimsem yoktur
Yel olup gurbete estim
Sıladan
umudum kestim
Ne eşim var
ne de dostum
Benden başka
kimsem yoktur
Geçiyor gençlik çağlarım
Yas tutar
kara bağlarım
Bir gün ölsem
yok ağlarım
Benden başka
kimsem yoktur
Aşık Yener’im biçare
Yüreğimde
türlü yare
Mecnun
gezerim avare
Benden başka
kimsem yoktur
(Söyleşi 1996
Folklor
Edebiyat Dergisi, Kasım-Aralık, 1997, 12. Sayı)