http://sairlermaras2.blogspot.com.tr/

25 Eylül 2014 Perşembe

AŞIK CELAL ÇAÇAN



Celal ÇaçanDOĞUMU: 1955 Yılında Maraş ilinin Afşin İlçesi Yazı Köyünde dünyaya geldi.
·        Afşin İlçesi Yeşilyurt Mahallesinde ikamet etmektedir.

MEDENİ DURUMU: Evli ve bir çocuk abasıdır.
·        Kendisi iyi bir bağlama ve saz ustasıdır. Ayrıca çok iyi bir Karo ustasıdır.

GÖREVİ VE YAPTIKLARI

1.   Uzun süre Afşin Belediyesinde görev yaptı.
2.   Şu anda (Kasım/2014) Afşin Halk Ozanları Derneği Başkanlığını yürütmektedir.


ÂŞIK ERFANİ



ADI: Gerçek ismi,  Serkan Açıkgöz.

DOĞUMU: 1976 Yılının mart ayında Afşin’de dünyaya geldi.

ÖĞRENİMİ: İlk ve orta öğrenimini Afşin’de tamamladı. Hocası Yahya Kırlangıç'tan aldığı bağlama ve nota eğitimini kendi çabalarıyla geliştirerek bir çırağa yeter derecede bağlama çalar hale geldi.

EDEBİ YAŞAMI: Çocuk yaşında babasının hediye ettiği küçük bağlama sayesinde türkülerle olan muhabbeti başladı.

·        Bu yıllarda şiirler yazmaya başladı. 1998 Yılında İstanbul da özel bir radyoda görev yaptığı dönemde; 'Ağla sazım ben usandım' isimli ilk türküsünü yazdı ve besteledi.

EKMEK PARASI: Ozanı, ekmek davası: Isparta, Antalya, İstanbul ve Mersin'den sonra Ankara'ya sürükledi.


------

ŞİİRİ
------

Afşin Yelleri

Ilgıt ılgıt esen Afşin yelleri
İşte geldim gider oldum yurdundan
İncitme ben yokken gonca gülleri
İşte geldim gider oldum yurdundan

Geçer gider zaman biran beklemez
Yürümeyi bilen kul emeklemez
Mevlam hiçbirine fazla yüklemez
İşte geldim gider oldum yurdundan

Eser durursun Atlas'tan aşıp ta
Düşünmezsin kimler kalmış düşüp te
Gurbet elde mezarımı eşip te
İşte geldim gider oldum yurdundan

Boşa bunca telaş boşa can hıraş
Tütersin burnumda ey şanlı Maraş
Erfani'n toz duman sen hemen uğraş
İşte geldim gider oldum yurdundan

   Aşık Erfani

------
Çok Görür Müsün

Şu Karlı dağları aşsam da gelsem
Dost gibi bakmayı çok görür müsün
Eski günler gibi yüzüne gülsem
Elimi tutmayı çok görür müsün

Siyah zülfünde yel olsam savrulsam
Ak göğsün üstüne yatsam kıvrılsam
Dizim tutmasa karşında devrilsem
Merhamet etmeyi çok görür müsün

Sildin gözümdeki türlü nakışı
Çok gördün masumca gülen bakışı
Erfani 'ye mezar olan yokuşu
Aşıp bir duayı çok görür müsün

Çok görür müsün yar yar çok görür müsün
Merhamet etmeyi çok görür müsün
Çok görür müsün yar yar çok görür müsün
Kabrime duayı çok görür müsün

      Aşık Erfani

----------
Komşu Kızı
Çok güzelsin işven cilven özünde
Çok tatlısın anan baban gözünde
Bir de dursan verdigin şu sözünde
Az değil pek yamansın komşu kızı

Mağrurlanma güzelliğim var diye
Oynamazsın benim yerim dar diye
Evlenmezsin koca kahrı zor diye
Az değil pek yamansın komşu kızı

Bazı bazı eser boran olursun
Varır düşmanıma yaren olursun
Hasta düssem gelirçaremolursun
Az değil pek yamansın komşu kızı

Tatlı dilin gizler tüm günahını
Beni dinle alma mazlum ahını
Geç kalırsın nedem ben eyvahını
Az değil pek yamansın komşu kızı

Ahbabımdan soğuttun bir kış gibi
Geldin geçtin ömrümden bir duş gibi
Yaktın su sinemi kor ateş gibi
Az değil pek yamansın komşu kızı

Aksam olur karanlığa kalırsın
Gül misali gün gelir de solarsın
Bir gün oturur maziye dalarsin
Az değil pek yamansın komşu kızı

Erfaniyem darilma sozlerime
Azrail gibi bakma gozlerime
Dertli dertli vurdurma sazlarima
Az degil pek yamansn komsu kizi




ÂŞIK GULFANİ




ASIL ADI: Emri Karakuş.

DOĞUMU: 1962 Yılında Afşin'e bağlı Ördek Köyünde, babası Durmuş, annesi Güllü'nün ilk çocuğu olarak dünyaya geldi.
 
·  Kendisinden başka; 4 erkek, 2 kız kardeş olmak üzere dokuz nüfuslu bir ailenin ferdi olarak yaşadı.

ÖĞRENİMİ: Dört yıl Köyünde öğrenim aldıktan sonra Afşin'de diploma aldı.

EDEBİ YAŞAMI: Okuma hevesinin olmayışına maddi sorunlar da eklenince kendini gurbette buldu ve hayatın ne kadar acımasız ve zor olduğunu anladı. Saz çalıp söylemeyi, ekmek ve suya olan gereksinim gibi hissetti. Zaten çocukluk yıllarında okuduğu;  Karacaoğlan, Köroğlu hikâyeleri ve türküleri ozanı çok etkilemişti.

Yörede de çok değerli sanatçı ve ozanlar vardı. Onlarla haşir neşir olması sanatını güçlendirdi. Çeşitli uğraşlardan sonra çalıp söyledi ve kendine özgü üslupla eserler yapmaya başladı.

YAPTIKLARI   
Birçok etkinliklere katılıp isminden söz ettirmeye başladı. Bu arada usta, şair ve âşıkların dikkatini çekti.

Bazo Mehmet Dedi Ki: Yörede etkin bir şair olan Göksun ilçesine bağlı Kanlıkavak kasabasında namıdeğer Bazo Memmet (Mehmet Ayar)'e 1985 yılında misafir oldu. Âşıklıkta mahlas kullanmak bir gelenek olduğunu söyleyip, ozana  
Âşık Gulfani ismini kullanmasını önerdi. O günden beri bu mahlası severek kullandı.

·        Duygularını her çeşit insanlarla paylaşmak için İç Anadolu genelinde düğün ve çeşitli organizasyonlarda yer aldı. Bu vesile ile bölgenin seçkin sanatçılarıyla tanıştı.

------

ŞİİRİ
------

APTAL DÜNYA

Aklım karman çorman oldu
Anlamadım ne hal dünya
Hayatım bir harman oldu
Savur beni al al dünya

Duymuyorum iyi seslen
Sen de benim gibi paslan
Kediye kendini boğduran aslan
Seni seni çakal dünya

Benim bahtım çile çekmek
Gurbette boyun bükmek
Verdin bana soğan ekmek
Ele yedirdin bal dünya

Bilmeyenler seni bilsin
İçerin kanla dolsun
Malın mülkün senin olsun
Alda başına çal dünya

Gulfani’yim kalmadı dadım
Dağları deler feryadım
Neçe âşıklar yedin
Doymadın mı aptal dünya


AŞIK EFKARİ


NERELİ: Aşık Efkari Afşin’in Acaşar Köyünden İbrahim Kutlu’nun oğludur.
 
İKAMET YERİ: Almanya da yaşar.

SOYLARI: Dede soyundandır. İbrahim Kutlu’nun çocukları arasından çok sayıda saz ustaları ve yazarlar vardır.


------

ŞİİRİ
------

Ağlıyor

Ya Rab bu ne ölüm bu nasıl zulüm
Sığmaz yüreklere içler ağlıyor
Çiçeği burnunda giden bu gülüm
Toprağa karışan saçlar ağlıyor

Hiçbir can dayanmaz böyle bir zara
Mahşere kalmıştır bendeki yara
Hey mezarcı kazma vurma toprağa
Sen görmezsin toprak taşlar ağlıyor

Ötme bülbül ötme bağlar yaslıdır
Bugün Ardanuç'ta dağlar yaslıdır
Kalan bir Kerem'dir giden Aslı'dır
Ovalar yaylalar göçler ağlıyor

Efkari sen gamsız kalmazsın bir gün
Ortada bir tabut bu nasıl düğün
Her kimin yüzüne baktımsa bugün
Çekilir yürekler içler ağlıyor
Aşık Efkari

-----------

Yayla Güzelini Gördüm

Yayla Güzelini Gördüm bezeli
Bir melek misali döner yayladan
Siyah saçlar ak topuğa uzalı
Doğar güneş gibi yanar yayladan

Şu yayla yanıklara su verirmiş
Şu yayla ah şu yayla

Güzel Leyla gibi dağları bekler
Âşıklara dert üstüne dert ekler
Yaz mevsimi geçer göçünü yükler
Bu dağlar maralı iner yayladan

Şu yayla yanıklara su verirmiş
Şu yayla ah şu yayla

Âşık Efkari

------------
Kaynak: Aşık Efkari Yayla Güzelini Gördüm Bezeli http://www.sarkisozlerim.gen.tr/asik-efkari/yayla-guzelini-
--------

DURSUN ÖZDİL

  
DOĞUMU: 1958 Yılında Maraş'ın Afşin ilçesine bağlı Kötüre Köyünde doğdu.

EDEBİ YAŞAMI: Türkülere, deyişlere ve saza ilgisi çok küçük yaşlarda başladı. Özdil, bu ilgiyi şöyle anlatıyor:"O zamanlar kışın köylere dedeler gelir ve Cemler yapılırdı. Babam, o yörenin iyi saz çalanlarındandı. Güzel de âyetler söylerdi. Aynı zamanda Cemlerde zâkirlik yapardı. Bu kültürden ve yaşam biçiminden etkilenmemden olsa gerek, daha sekiz yaşında saz çalıp türkü söylemeye başladım. O dönemde Afşin'de Âşık Penahi vardı, bu âşık benim saz ustamdı. Usta-çırak ilişkisiyle saz çalmayı biraz daha geliştirdim ve ustamla birlikte bizim o yöreyi köy köy gezip, sazımız elimizde günlerce - haftalarca evlere konuk olup, saz çalıp türküler söylüyorduk."

ÖĞRENİMİ: İlkokulu köyünde bitiren Dursun Özdil, ondört yaşında Almanya'ya gitti.

ORKESTRA: Almanya’da "Özdiller Orkestrası" adıyla bir gurup kurup, çalışmaya ve müzik yapmaya devam etti. On yıl kadar devam eden bu çalışmalardan sonra, kendi şiirlerini türküleştirip, başka sanatçılarla Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde konserlere katıldı.

ESERİ
1.   Gurbetin Göçü,
2.   Yıkılmasın İnsanlık,
3.   Baba Derviş, adlı üç kaset çalışması bulunmaktadır.

·  Özdil'in kızı Özlem Özdil de, halk müziği sanatçısıdır.

-------------------------------------------
Dede

Gücenme sözüme gül yüzlü pirim
Asırdan asırı görmeli dede
Bu posta oturmak kolay değildir
İlimi irfanı bilmeli dede

Her dedeyim diyen dede olmasın
Cahil olan bu divana çıkmasın
Bir zait görürse inkâr kılmasın
Özü bir sözü bir olmalı dede

Yıllardır dinledik aynı öğüdü
Mekânımız zaten dağda köyüdü
Taliplerin torunları büyüdü
Nesillere bir şey vermeli dede

Kerbelâ’dan aldık biz bu yarayı
Çok sürdüler yüzümüze karayı
Okumakta bulacağız çareyi
Üniversitelere girmeli dede

Özdil‘im baş tacı gerçek dedeler
Bilmeyenler bir kültürü zedeler
Bu yıl da can vermiş nice erenler
Serini meydana sürmeli dede

AŞIK ALİ CORUKÇU



KİMDİR: Ozanımız, çocuk yaşlarda oyuncak sazlarla saz çalma taklidi yaparak büyüdü. Bağlama çalmayı öğrendi. Genç kuşaklara bağlama eğitimi vermeye başladı.



------

DOĞUMU: 1966 Yılında Afşin'de doğdu.

YAPTIKLARI
1.   1993 Yılından itibaren kendi şiirlerini yazamaya başladı.
2.    Aşık Ali Corukçu, Halk Ozanları Derneği kurucu üyelerindendir.
3.   Ozan, Afşin' de ikamet etmektedir.

----------

ŞİİRİ
------

KALMAMIŞ

Yıllar sonra döndüm ata yurduna
Bozulmuş bahçemiz gülü kalmamış
Anam babam gitmiş evlat derdine
Bir hasır bir minder çulu kalmamış

Gözü yaşlı yar beni arar olmuş
Sazdaki sırma tele sorar olmuş
Nice ıssızlarda ağlamış kalmış
Sönmüş ela gözler feri kalmamış

Kardaşları sordum hepsi yok olmuş
Bacılar hasretten saçı ak olmuş
Sordum anamı öleli çok olmuş
Ocakta ateşi külü kalmamış

Yetmez mi Can Ali bu kadar keder
Kızımdan ayırdı bu kahpe keder
Şu gurbet beni de bir gün yok eder
Ağlamış kurtulmuş seli kalmamış

HAMİT TUNÇ


DOĞUMU: 1959 Senesinde Afşin'e bağlı Suluk Mahallesinde doğdu.

ÖĞRENİMİ: İlkokulu Suluk'ta, ortaokulu Afşin'de okudu. Ozanımız, halk âşıklarının öyküleri ve şiirleri ile büyüdü. Liseyi okumaya Maraş İmam-Hatip lisesine geldiğinde Necip Fazıl'la tanışması, şiire olan sevgisini eyleme dönüştürdü. Yazdığı şiirler kalıyordu artık. Yazdıkları, zamanın sanat ve edebiyat dergilerinde seyrek de  olsa yayınlanıyordu.

GÖREVİ VE YAPTIKLARI:  Askerlik dönüşü, Mili Eğitim Kurumunda başladığı Devlet Memurluğundan 2007 senesinde emekli oldu.  
·        Maraşt’a yaşamakta.

--------------

ŞİİRİ
------
 Sevebiliyoruz Da

Dünyayı sevmedi nedense insan
Bir kahrını çekti bin ah işitti
Bu duyguları ben kime anlatsam
Sevdaları çekti mutluluk bitti

Denizi dağları ovası güzel
Yeşeren aşkları dökmesin gazel
Umutsuz düşersen korkma bize gel
Gözlerimiz çekti anılar gitti

Savaştı öğrendik barışın huyu
Sırala Türk'lüğü olursun kayı
Hısım değil şimdi yadeller dayı
Ya canımız çekti tadı nefretti

Hamit ki içinde ozanlık durur
Anlam taşımayan şeye kudurur
Kurban senin kalbin nelere vurur
Atmosferi çekti neye gerekti

Afşin

Hamit Tunç

---------------

Bir Ülke Süzmecesi

özlerimde oluşan
katmerli duyguların acısına
soruyorum
şatafatlı bir rengin doruğu
yanıt
ben kimim
geçmişin azgın sıfatlarından
bir topak çamur
ya da
zamanın tam ortası bir rüya
ki
al kaçtılarla geleceğe uçuşan

Şimdi soluduğum nefesi kıskanıyorum
bedenimdeki çiğ damlalarından
dudağımın her değdiği şeytan
yaraları gibi toplumsaldır yaşamak
acılar üstüne bal sürmeler
dinden çıkarcasına uzun umut
muştulara ulaşamıyorum

yüreğim depreşiyor
iliğimin sinirinden
soruyorum
ben kimim
kırk yaşımın evingenliği içinde
bir ilkyaz coşkusuyla
pırıl-pırıl
yanıt sevdaların deliliği içre
zamanın bir tutam nefesi
alıp veremediğim

insan oluşumdandır belki
belki "dünyada"yaşadığımdan
umutlar ve toplumlar nasılsa
sızılar ve ateşlerle çevrili
ya çocuk ağlamasıdır kaldığımız zaman
ya arkadan yürüdüğümüz Türkiye
her konumuna feda ettiğimiz canlar
tarihler endamı güzel boylar
ulular kibar yorumlar ve
sağlığımızı yıkadığımız sular

Hamit Tunç

------------------
 

Tama

Şu uzun yollarda yürür iken ben
Sevdaları çeker ağlarım tama
Gönlümü derinden bağlar iken ben
Dünyaları gezer haylarım tama

Karakışta gül kokusu duyarım
Yüreğimi kara taşla oyarım
Soğuk duymaz tüm giysiyi soyarım
Dağlara vurup da donarım tama

İçinden aktığım ufuklar geniş
Bana bir dost olan taze meneviş
Sorarım kendime bu nasıl bir iş
Duvarları yıkıp paylarım tama

Nerede çektiğim aşkların ahı
Ard arda dizilen pişmanlık tühü
Çıkar mı içimden bir daha vahı
Ummanlara dalar boylarım tama

Hamit Tunç çilenin dehlizi çıkar
Dünyalar yaratır dünyalar yıkar
Sanma bu gidişten sanma ki bıkar
Yaralara vurur emlerim tama

Afşin

Hamit Tunç


KAYNAK:  www.antoloji. Adresinden yararlanılmıştır.