http://sairlermaras2.blogspot.com.tr/

24 Ekim 2014 Cuma

MUÎDZÂDE MEHMET EFENDİ



KİMDİR
1. İlim Adamı – Düşünür - İslam Gizemcisi –
İslam Hukukçusu - Hanefî Mezhebi Profesörü – Sofi.
2. Kudüs kâdılığına kadar yükselebilen, asrının Hanefî mezhebi âlimlerinin büyüklerinden ve erdem sahibi bir kişilik.

-----------------------------------------------------------------

DOĞUMU: 1516’da doğdu. 
Ashab-ı Kehf ‘de (bugünkü Afşin ilçesi) [*] 1516’da doğdu.

SOYU:  Maraş’ın Bektût oğulları ailesindendir. Bunun için bir nisbeti de “Bektûtî”dir. Babası Mûîdzâde Abdülaziz Efendi’dir.

ÖĞRENİMİ:  İlk eğitimini memleketinde aldıktan sonra İstanbul’a gitti. Mimarzâde Efendi ile Sinan Efendi’den ders aldı.

GÖREVİ VE YAPTIKLARI
1.     Sultan Süleyman’ın hocası Hayrettin Efendi’ye mülazemetle Edirne İbrahim Paşa Medresesi,
2.     Cami-i Atik Medresesi ve Kepenekçi Medresesinde müderrislik yaptı.
3.     1572’de Şam Müftüsü oldu.

ÖLÜMÜ: Vefat tarihi [**] 1576’dır.

----------

Muîdzâde Mehmed Efendi Vefatından Kısa Bir Zaman Önce:

Buyurdu Ki – 1. Peygamberimiz “   sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki: (Allahü teâlâ buyuruyor ki: Ey kulum! Emrettiğim farzları yap, insanların en âbidi olursun. Yasak ettiğim harâmlardan sakın, vera’ sâhibi olursun. Verdiğim rızka   kanâat eyle, insanların en ganîsi olursun, kimseye muhtaç kalmazsın.)

Buyurdu Ki – 2. Ebû Hüreyre “   radıyallahü anh” buyurdu ki: (Kıyâmet günü Allahü Telânın huzûrunda kıymetli olanlar vera’ ve   zühd sahipleridir).

Buyurdu Ki – 3. Büyük âlimlerden bazısı buyurdu ki: Bir kimse, şu on şeyi, kendine farz bilmedikçe, tam vera sâhibi olmaz: 
1.     Gıybet etmemeli.
2.     Mü’minlere sû-i zan etmemeli, kötü bilmemeli.
3.     Kimse ile alay etmemeli.
4.     Yabancı kadınlara, kızlara bakmamalı.
5.     Doğru söylemeli.
6.     Kendini beğenmemek için, Allahü Talanın, kendisine yaptığı ihsanları, nimetleri düşünmeli.
7.     Malını halâl yere harcayıp, haramlara vermemeli.
8.     Nefsi, keyfi için, mevki’   makam istemeyip, buraları insanlara hizmet yeri bilmeli.
9.     Beş vakit namazı vaktinde kılmayı birinci vazîfe bilmeli.
10.   Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdiği iman ve işleri iyi öğrenip, kendini bunlara uydurmalı.

•      Ya Rabbi! Bizlere ihsan ettiğin nûru, hidâyeti arttır. Bizi afv et! Sen her şeyi yapabilirsin.)


Buyurdu Ki – 4. Bütün günâhlara tövbe etmek nasîb olur ve vera’ ile   takvâ (yanî harâmların ve şüpheli olanların hepsinden sakınmak) müyesser olursa, büyük nimet, yüksek devlet ele geçmiş olur. Bu, ele geçmezse, bazı günahlara tövbe etmek ve bazı haramlara vera’ eylemek de nimettir. Bu bazıların bereket ve nurları, belki hepsine sirâyet eder de, bütün günâhlara tövbe etmeye ve tam vera’ sâhibi olmaya yol açar. (Bir şeyin bütünü ele geçmezse, hepsini elden kaçırmamalıdır) buyruldu. Ya Rabbi, bize beğendiğin şeyleri yapmak nasip eyle!

KAYNAK:   /5828-Muidzade - Mehmet-efendi

------------------------------------------------------------------

AÇIKLAMA

[*] Muîdzâde Mehmed Efendi’nin doğum yeri olarak kaynaklar birbirine muhalif açıklamada bulunurlar.
1. Ashab-ı Kehf ‘de (bugünkü Afşin ilçesi) 1516’da doğdu.
2. 1516 (H.922) senesinde Eshâb-ı Kehf’in beldesi olan

[**]  Ölüm tarihi de çelişkidir. Bazı kaynaklar, 1575 yılında vefat ettiği yazarken, bu tarih bazılarında 1576 yılıdır.
KAYNAK: http://www.turkiyegazetesi.com.tr/vehbi-tulek/519089.aspx
-------------

KELİMELER


Gizem: 1. Sır / bilinmeyen şeyler, esrarengizlik.
Gizem: 2.  a. Duyuları aşan; usumuzun doğal durumunda, varoluşu ve özü bize kapalı, saklı kalan şey. b. Doğaüstü inanç doğruları. 

Gizemcilik (nedir ne demek)
1.    Aklın yetmediği alanlarda ve özellikle Tanrı kavramında, gerçeğe gönül yoluyla veya bir irade zorlayışıyla ulaşılabileceğini kabul eden felsefe ve din öğretisi, mistisizm.
2.    Tinsel tutum ve düşünüş; yaşama doğrultusu olarak: a. Karanlık, gizemle yüklü olana duyulan aşırı eğilim. b. Açık olmayan, gizemsel düşünme biçimi. c. Tanrısal sezgi yoluyle, algılanamayan doğaüstü gerçekleri yaşama. d. Tanrı'ya erişme çabalarının tümü. e.  Yüksek bir gücü kavramak ve eylemlerini bu güce göre düzenlemek için gerçekliğin üstüne yükselme eğilimi.
Sofi: Tasavvufu yaşam biçimi olarak seçen kişiye verilen addır. Mutasavvıf da denir.
Vera: Şüpheli şeylerden kaçmaktır (Taberani)

------------------------------------------------------------------

22 Ekim 2014 Çarşamba

MERAŞİ MUHAMMED EFENDİ


KİMDİR
1.   İlim Adamı – Düşünür - İslam Gizemcisi – Sofi -
İslam Hukukçusu - Fıkıh Profesörü - Yazar. 
    2. Arapça ilimlerin pek çok kısmında yetenek sahibi erdemli bir kişi.  Akhisar kütüphanesinde bulunan “Kevkeb-i neharî ve cevher-i cinâni” adlı eserinde adını “Velican El –Meraşî sümme El-İzmiri” şeklinde yazmıştır. Bundan anlaşılan şudur:

DOĞUMU: Bu zat önce Meraş’ta doğmuş, büyümüş, yetişmiş, eser yazmış, vakit geçirmiş bilahare İzmir’e taşınmış yerleşmiştir.
·       Muhtemelen de orada vefat etti.

ESERLERİ
1.     Risale fiiman-i valideyn-i Rasûlillah,
2.     Bazı ta’likat,  ala usulilfıkh,
3.     Keşfüs savâb alâ risâletilbirgivi minel adab,
4.     Andelib minelâdâb,
5.     Zübdetül münâzara,
6.     Şerh-i velediyye,
7.     Ahmediyye minen nahiv,
8.     Letaif-i latife mea şerhihâ minel meani,
9.     Selsebilül cinan minel meâni, Şerâbül kevser minel meâni,
10.   Selsebilül meâni minel meâni,
11.   İsmetülezhânfi ilmilmizân,
12.   Selametü lkulüb maa şerhiha minel mantık,
13.   Fethulbâb şerh-i İsağâci,
14.   Hâşiye alâ sûretil kevser lilbeyzavi,
15.   Risaletü kelimetit tevhid,
16.   Aynülhayât fî beyân-i münasebat-ı sûretilfâtiha.

•      El Kevkebün Nehâri vel Cevherül Cenâni adlı eseri Sabiha Akcan tarafından 2003’de Türkçeye aktarıldı.

----------------------------------------------------------------

KELİMELER

Cenani: Yürekle, gönülle ilgili.
Cevher:1. Bir şeyin özü, maya, gevher. 2. Değerli süs taşı, mücevher. 
Gizem: 1. Sır / bilinmeyen şeyler, esrarengizlik.
Gizem: 2.  a. Duyuları aşan; usumuzun doğal durumunda, varoluşu ve özü bize kapalı, saklı kalan şey. b. Doğaüstü inanç doğruları. 
Gizemcilik (nedir ne demek)
1.    Aklın yetmediği alanlarda ve özellikle Tanrı kavramında, gerçeğe gönül yoluyla veya bir irade zorlayışıyla ulaşılabileceğini kabul eden felsefe ve din öğretisi, mistisizm.
2.    Tinsel tutum ve düşünüş; yaşama doğrultusu olarak: a. Karanlık, gizemle yüklü olana duyulan aşırı eğilim. b. Açık olmayan, gizemsel düşünme biçimi. c. Tanrısal sezgi yoluyle, algılanamayan doğaüstü gerçekleri yaşama. d. Tanrı'ya erişme çabalarının tümü. e.  Yüksek bir gücü kavramak ve eylemlerini bu güce göre düzenlemek için gerçekliğin üstüne yükselme eğilimi.
Kevkep:  Yıldız, gök cismi, Ar. Necm, Fars. Sitâre.
Nehari: Gündüzlü.
Sofi: Tasavvufu yaşam biçimi olarak seçen kişiye verilen addır. Mutasavvıf da denir.

MEHMET TEVFÎK EFENDİ



KİMDİR: İlim Adamı – Düşünür - İslam Gizemcisi – Sofi -
İslam Hukukçusu - Fıkıh Profesörü.

DOĞUMU: Maraş’ta 1843’de doğdu.

SOYU: Boğazkesen Camii imamı, Hatuniye Camii hatibi ve Maraş Müftüsü Tekerekzâde Mustafa Efendinin oğlu.

ÖĞRENİMİ: Sarf, nahiv, akaid ve feraizi babasından, mantık ve meanî’yi müderris Hacı Efendi’den, tefsîr, hadis, adâb, usûl-i fıkıh müderrisi Hacı Osman Efendi’den ta’lim ederek icazet aldı.

GÖREVİ VE YAPTIKLARI
1.     Kanadıkırıkzâde Mustafa Efendi’nin Maraş müftüsü olduğu yıllarda onun yanında fetvâ müsevvitliği yapmağa başladı.
2.     1903’de Maraş Bidâyet Mahkemesi âzâlığına tayin olundu.
3.     1909 Mayısında Maraş müftüsü oldu. 1915’de bir müddet Maraş kadı vekilliğinde bulundu.

ÖLÜMÜ: Vefat tarihi bilinmemektedir.

----------------------------------------------------------------

KELİMELER

Gizem: 1. Sır / bilinmeyen şeyler, esrarengizlik.
Gizem: 2.  a. Duyuları aşan; usumuzun doğal durumunda, varoluşu ve özü bize kapalı, saklı kalan şey. b. Doğaüstü inanç doğruları. 
Gizemcilik (nedir ne demek)
1.    Aklın yetmediği alanlarda ve özellikle Tanrı kavramında, gerçeğe gönül yoluyla veya bir irade zorlayışıyla ulaşılabileceğini kabul eden felsefe ve din öğretisi, mistisizm.
2.    Tinsel tutum ve düşünüş; yaşama doğrultusu olarak: a. Karanlık, gizemle yüklü olana duyulan aşırı eğilim. b. Açık olmayan, gizemsel düşünme biçimi. c. Tanrısal sezgi yoluyle, algılanamayan doğaüstü gerçekleri yaşama. d. Tanrı'ya erişme çabalarının tümü. e.  Yüksek bir gücü kavramak ve eylemlerini bu güce göre düzenlemek için gerçekliğin üstüne yükselme eğilimi.
Feraiz:  Miras.
İcazet: Bir iş için o konuda yeterli bilgiye sahip olduğunu belirten izin belgesi.
İcazetname: İzin belgesi, onay belgesi. Diploma.
Sofi: Tasavvufu yaşam biçimi olarak seçen kişiye verilen addır. Mutasavvıf da denir.
-----------------------------------------------------

MEHMET SAÎT EFENDİ



KİMDİR: İlim Adamı - Düşünür - İslam Gizemcisi – Sofi -
İslam Hukukçusu - Fıkıh Profesörü.
  
DOĞUMU:  Maraş’ta 1884’de doğdu.

SOYU: Ulemâdan Kırmacızâde İsmail Hakkı Efendi’nin oğlu.

ÖĞRENİMİ:  İlk tahsilini bitirip medreseye girdi. Maraş’ta Cami-i Kebîr’de bulunan Nebeviye Medresesi Müderrisi Zâîzâde Hacı Mehmet Efendi’den icazet aldı. Edebiyat, tarih, coğrafya, hesap ve fizik derslerini hususî muallimden okudu.

GÖREVİ VE YAPTIKLARI
1.     1915’de Maraş İdadîsi kâtipliğine ve hüsn-i hat muallimliğine tayin eddi.
2.     Maraş Medresesi i İslâm Tarih  Muallimliğine görevlendirildi.
·       Vefat tarihi kesin olarak bilinmemektedir.

--------------------------------------------------

KELİMELER

Cami-i Kebîr: Ulu Camii.
Gizem: 1. Sır / bilinmeyen şeyler, esrarengizlik.
Gizem: 2.  a. Duyuları aşan; usumuzun doğal durumunda, varoluşu ve özü bize kapalı, saklı kalan şey. b. Doğaüstü inanç doğruları. 

Gizemcilik (nedir ne demek)
1.    Aklın yetmediği alanlarda ve özellikle Tanrı kavramında, gerçeğe gönül yoluyla veya bir irade zorlayışıyla ulaşılabileceğini kabul eden felsefe ve din öğretisi, mistisizm.
2.    Tinsel tutum ve düşünüş; yaşama doğrultusu olarak: a. Karanlık, gizemle yüklü olana duyulan aşırı eğilim. b. Açık olmayan, gizemsel düşünme biçimi. c. Tanrısal sezgi yoluyle, algılanamayan doğaüstü gerçekleri yaşama. d. Tanrı'ya erişme çabalarının tümü. e.  Yüksek bir gücü kavramak ve eylemlerini bu güce göre düzenlemek için gerçekliğin üstüne yükselme eğilimi.
Hüsn-İ Hat Muallimliği: Estetik ve geometrik kurallara bağlı kalarak, güzel yazı yazma sanatı öğretmenliği.
İdadi: Başlangıç, öğrenime başlama.
Mekteb-i Nüvvab / Medreset ül Kudât: Kadı ve kadı  vekilleri yetiştirmek amacı ile açılmış okullar. (Şimdiki, Hukuk Fakültesi) Bu okullar, Muallimhane i Nüvvab olarak 1853 Yılında açıldı. 1884 Yılında Mekteb-i Nüvvab olarak ismi değiştirildi. 1911 Yılında adı yeniden değiştirilerek Metresed ül Kudât yapıldı.
Mevleviyyet: 1. Bilgelik  2. Müderrislikten sonra gelen ilmiye sınıfından oluş. 3. Eyâlet kadılığı; yani, bir eyâletin bütün hukuki ve kazai işlerine bilfiil bakan kadı. "Mevâli" de denir.

Müderris: Ders veren. Profesör.
Mükevvenat: Yaratıkların hepsi, kâinat mevcudat. 
Nebeviye Medresesi Müderrisi: Peygamber Medresesi  Profesörü.
Şehadetnâme / İcazetname: İlimde ve yazıda tahsilini bitirenlere verilen belge, diploma yerine kullanılan bir tabirdir.
Tezkere: Bir iş için izin verildiğini bildiren resmî kâğıt.
Sofi: Tasavvufu yaşam biçimi olarak seçen kişiye verilen addır. Mutasavvıf da denir.

-------------------------------------------------------

MEHMET SAÎT EFENDİ


KİMDİR: İlim Adamı - İslam Gizemcisi - İslam Hukukçusu - Fıkıh Profesörü.

DOĞUMU: Elbistan’da 1875’de doğdu.

SOYU:  Sinanzâde Hacı Ahmet Efendi’nin oğlu.

ÖĞRENİMİ:  Elbistan ve Kayseri medreseleri ile İstanbul’da Bayezıt Dersiamlarından Kayserili Mahmut Hamdi Efendi’den ikmal-i nuseh ederek 1906 yılında icazet aldı. 1910’da Mekteb-i Nüvvab’dan mezun oldu.

GÖREVİ VE YAPTIKLARI
1.     Fetvahane ilamatı Şer’iyye Müsevvidliği,
2.     İstanbul İbtida-i Hariç Müderrisliği,
3.     Medresetü’l-Kudat hocalığı,
4.     Süleymaniye Medresesi Müderrisliği gibi görevlerde bulundu.
Vefat tarihi kesin olarak bilinmemekte olup
1933 sonrası olduğu tahmin edilmektedir.

-----------------------------------------------------------------

KELİMELER

Gizem: 1.Sır / bilinmeyen şeyler, esrarengizlik

Gizem: 2. Duyuları aşan; usumuzun doğal durumunda, varoluşu ve özü bize kapalı, saklı kalan şey. 2. Doğaüstü inanç doğruları. 
Gizemcilik (nedir ne demek)

  •    Aklın yetmediği alanlarda ve özellikle Tanrı kavramında, gerçeğe gönül yoluyla veya bir irade zorlayışıyla ulaşılabileceğini kabul eden felsefe ve din öğretisi, mistisizm.
  •    Tinsel tutum ve düşünüş; yaşama doğrultusu olarak: 1- Karanlık, gizemle yüklü olana duyulan aşırı eğilim. 2- Açık olmayan, gizemsel düşünme biçimi. 3- Tanrısal sezgi yoluyle, algılanamayan doğaüstü gerçekleri yaşama. 4-Tanrı'ya erişme çabalarının tümü. 5- Yüksek bir gücü kavramak ve eylemlerini bu güce göre düzenlemek için gerçekliğin üstüne yükselme eğilimi.

İcazet: Diploma, olur.

İkmali Nüsah: Bütün sahifeleri tamam etmek, okuyup bitirmek.


Mekteb-i Nüvvab / Medreset ül Kudât: Kadı ve kadı  vekilleri yetiştirmek amacı ile açılmış okullar. (Şimdiki, Hukuk Fakültesi) Bu okullar, Muallimhane i Nüvvab olarak 1853 Yılında açıldı. 1884 Yılında Mekteb-i Nüvvab olarak ismi değiştirildi. 1911 Yılında adı yeniden değiştirilerek Metresed ül Kudât yapıldı.

Mevleviyyet : 1. Bilgelik  2. Müderrislikten sonra gelen ilmiye sınıfından oluş. 3. Eyâlet kadılığı; yani, bir eyâletin bütün hukuki ve kazai işlerine bilfiil bakan kadı. "Mevâli" de denir.
Müderris: Profesör.

Mükevvenat: Yaratıkların hepsi, kâinat mevcudat

MüsevvitMüsvedde yapan, ilk nüshaları yazan, temize çekilecek olan yazıyı yazan.
Sofi: Tasavvufu yaşam biçimi olarak seçen kişiye verilen 
addır. Mutasavvıf da denir. 
Şehadetnâme / İcazetname: İlimde ve yazıda tahsilini bitirenlere verilen belge, diploma yerine kullanılan bir tabirdir.
Şehadetnâme / İcazetname: İlimde ve yazıda tahsilini bitirenlere verilen belge, diploma yerine kullanılan bir tabirdir.

Tezkere: Bir iş için izin verildiğini bildiren resmî kâğıt

-------------------------------------------------------------------------

MEHMET SÂDIK EFENDİ


KİMDİR: İlim Adamı. İslam Hukukçusu. Fıkıh Profesörü.

DOĞUMU: Elbistan’da 1862’de doğdu.

SOYU:  Fakîhzâde Mustafa Efendinin oğludur.

ÖĞRENİMİ:  Kur’an-ı ezberledi ve dört sene Arapça okuduktan sonra;  iki sene Maraş, bir sene Antep ve iki sene de Urfa medreselerinde ders gördü. Akabinde İstanbul’a gidip Fatih dersiâmlarından Eğinli Hacı Mehmet ve Hafız Şakir Efendilerden okuyup icazet aldı. İmtihanla dâhil olduğu Mekteb-i Nüvvab’tan beşinci sınıf tezkere ile neş’et etti.

GÖREVİ VE YAPTIKLARI
1.     1900 yılının Haziranında Yemen vilâyetinin Âb kazası niyâbetine kadı olarak tayin edildi.
2.     Kars-ı zü’lkadriye, Demirci, Zeytûn ve İstanköy kazalarında kadılık görevinde bulundu.
3.     1897’de uhdesine tevcîh olunan İbtidâî Hariç Bursa müderrisliği görevinde bulunmuş ve
4.     1903’de Hicaz demiryolu madalyasına nail olmuştur.
·       Vefat tarihi kesin olarak bilinmemektedir.
*
-----------------------------------------------------------------

KELİMELER:

Mekteb-i Nüvvab / Medreset ül Kudât: Kadı ve kadı  vekilleri yetiştirmek amacı ile açılmış okullar. (Şimdiki, Hukuk Fakültesi) Bu okullar, Muallimhane i Nüvvab olarak 1853 Yılında açıldı. 1884 Yılında Mekteb-i Nüvvab olarak ismi değiştirildi. 1911 Yılında adı yeniden değiştirilerek Metresed ül Kudât yapıldı.

Şehadetnâme / İcazetname: İlimde ve yazıda tahsilini bitirenlere verilen belge, diploma yerine kullanılan bir tabirdir.
Tezkere: Bir iş için izin verildiğini bildiren resmî kâğıt
Niyâbetine: Vekilliğine.
Tevcih: Aşama, makam, mevki verme, terfi ettirme.
Nail Olmak: Erişmek, ulaşmak, kavuşmak.

Neşet Etmek: 1. Kaynağını bir yerden almak, doğmak.

1.   Meydana gelmek, ilerlemek.
Mekteb-i Nüvvab / Medreset ül Kudât: Kadı ve kadı  vekilleri yetiştirmek amacı ile açılmış okullar. (Şimdiki, Hukuk Fakültesi) Bu okullar, Muallimhane i Nüvvab olarak 1853 Yılında açıldı. 1884 Yılında Mekteb-i Nüvvab olarak ismi değiştirildi. 1911 Yılında adı yeniden değiştirilerek Metresed ül Kudât yapıldı.

Şehadetnâme / İcazetname: İlimde ve yazıda tahsilini bitirenlere verilen belge, diploma yerine kullanılan bir tabirdir.
Tezkere: Bir iş için izin verildiğini bildiren resmî kâğıt

Mükevvenat: Yaratıkların hepsi, kâinat mevcudat

Mevleviyyet : 1. Bilgelik  2. Müderrislikten sonra gelen ilmiye sınıfından oluş. 3. Eyâlet kadılığı; yani, bir eyâletin bütün hukuki ve kazai işlerine bilfiil bakan kadı. "Mevâli" de denir.
Gizem: Sır / bilinmeyen şeyler, esrarengizlik

Gizem:
 Sır / bilinmeyen şeyler, esrarengizlik
Gizem: 1. Duyuları aşan; usumuzun doğal durumunda, varoluşu ve özü bize kapalı, saklı kalan şey. 2. Doğaüstü inanç doğruları. 
Gizemcilik (nedir ne demek)
1.    Aklın yetmediği alanlarda ve özellikle Tanrı kavramında, gerçeğe gönül yoluyla veya bir irade zorlayışıyla ulaşılabileceğini kabul eden felsefe ve din öğretisi, mistisizm.
2.    Tinsel tutum ve düşünüş; yaşama doğrultusu olarak: 1- Karanlık, gizemle yüklü olana duyulan aşırı eğilim. 2- Açık olmayan, gizemsel düşünme biçimi. 3- Tanrısal sezgi yoluyle, algılanamayan doğaüstü gerçekleri yaşama. 4-Tanrı'ya erişme çabalarının tümü. 5- Yüksek bir gücü kavramak ve eylemlerini bu güce göre düzenlemek için gerçekliğin üstüne yükselme eğilimi.
Sofi: Tasavvufu yaşam biçimi olarak seçen kişiye verilen addır. Mutasavvıf da denir.

------------------------------------------------------------------------

21 Ekim 2014 Salı

MEHMET HULÛSÎ EFENDİ


KİMDİR: İlim adamı. İslam Hukukçusu. Fıkıh Profesörü.
  
DOĞUMU: Elbistan’da 1860’da doğdu.

SOYU: Süleyman Efendi’nin oğludur.

ÖĞRENİMİ: İlk tahsilinden sonra İstanbul’da Ders Vekîli Halîs Efendi’den okuyup icazet almış ve Mekteb-i Nüvvab’ı da bitirip dördüncü sınıf şehadetnâmesi almıştır.

GÖREVİ VE YAPTIKLARI
1.     1895’de ilk olarak Prepol Kazası kadılığına tayin edildi. Burada iki yıl kaldı,
2.     ve Vodina, Yemen’de Cebel-i Hıraz, Tarsus kadılığında bulundu.
3.     1911’de Prizren kadılığına tayin edildi. Harp sebebiyle memuriyet yerini terkle İstanbul’a döndü.
4.     1914 tarihinde, Sayda kazası kadılığına tayin edildi.
5.     1916’da ise Kerkük sancağı kadılığına terfi ederek tayin edildi.
·       Vefat tarihi kesin olarak bilinmemektedir.
-------------

KELİMELER

Mekteb-i Nüvvab / Medreset ül Kudât: Kadı ve kadı  vekilleri yetiştirmek amacı ile açılmış okullar. (Şimdiki, Hukuk Fakültesi) Bu okullar, Muallimhane i Nüvvab olarak 1853 Yılında açıldı. 1884 Yılında Mekteb-i Nüvvab olarak ismi değiştirildi. 1911 Yılında adı yeniden değiştirilerek Metresed ül Kudât yapıldı.

Şehadetnâme / İcazetname: İlimde ve yazıda tahsilini bitirenlere verilen belge, diploma yerine kullanılan bir tabirdir.
Mekteb-i Nüvvab / Medreset ül Kudât: Kadı ve kadı  vekilleri yetiştirmek amacı ile açılmış okullar. (Şimdiki, Hukuk Fakültesi) Bu okullar, Muallimhane i Nüvvab olarak 1853 Yılında açıldı. 1884 Yılında Mekteb-i Nüvvab olarak ismi değiştirildi. 1911 Yılında adı yeniden değiştirilerek Metresed ül Kudât yapıldı.

Şehadetnâme / İcazetname: İlimde ve yazıda tahsilini bitirenlere verilen belge, diploma yerine kullanılan bir tabirdir.
Tezkere: Bir iş için izin verildiğini bildiren resmî kâğıt

Mükevvenat: Yaratıkların hepsi, kâinat mevcudat



Mevleviyyet : 1. Bilgelik  2. Müderrislikten sonra gelen ilmiye sınıfından oluş. 3. Eyâlet kadılığı; yani, bir eyâletin bütün hukuki ve kazai işlerine bilfiil bakan kadı. "Mevâli" de denir.
Gizem: Sır / bilinmeyen şeyler, esrarengizlik

Gizem:
 Sır / bilinmeyen şeyler, esrarengizlik
Gizem: 1. Duyuları aşan; usumuzun doğal durumunda, varoluşu ve özü bize kapalı, saklı kalan şey. 2. Doğaüstü inanç doğruları. 
Gizemcilik (nedir ne demek)
1.    Aklın yetmediği alanlarda ve özellikle Tanrı kavramında, gerçeğe gönül yoluyla veya bir irade zorlayışıyla ulaşılabileceğini kabul eden felsefe ve din öğretisi, mistisizm.

2.    Tinsel tutum ve düşünüş; yaşama doğrultusu olarak: 1- Karanlık, gizemle yüklü olana duyulan aşırı eğilim. 2- Açık olmayan, gizemsel düşünme biçimi. 3- Tanrısal sezgi yoluyle, algılanamayan doğaüstü gerçekleri yaşama. 4-Tanrı'ya erişme çabalarının tümü. 5- Yüksek bir gücü kavramak ve eylemlerini bu güce göre düzenlemek için gerçekliğin üstüne yükselme eğilimi.
Sofi: Tasavvufu yaşam biçimi olarak seçen kişiye verilen addır. Mutasavvıf da denir.

-----------------------------------------------------------------