http://sairlermaras2.blogspot.com.tr/

21 Temmuz 2014 Pazartesi

KAMİL BOZKURT


DOĞUMU: Maraş’ın Elbistan İlçesinde 1912 yılında doğdu.

ÖĞRENİMİ: İlköğretimini, Elbistan Numune Mektebinde tamamladı.

MESLEĞİ: Babası İsmail beyin vefatı ile hayata atıldı. Köşkerlik yaparak geçimini sağladı.

TÜTÜN KAĞIDI:  Şiirlerini başta tütün kağıdı olmak üzere bulduğu her çeşit kağıda yazdı.

iki küçük çuval şiiri vardı:
1982’de vefat ettiğinde iki küçük çuval dolusu şiir bıraktı.

ESERİ: Küçük yaşlarda şiir sevdasına tutulan şair, yazdığı şiirleri:
“Bozkurt’un Sesi ve Şiirleri” adlı kitapta topladı.
  
ÖLÜMÜ: 1982 yılında vefat etti.

----------------------------------------------------------------

şiiri

1.

GÜZELLEME

Elaman tek benden döndürme yüzün
Ben kul olam sen de paşa sevdiğim
Merhametin kısa berk imiş özün
Verdin emeğimi boşa sevdiğim

Ne kadar zar etsem duymaz kulağın
Ceylan gibi sarpta gezer yolağın
Zor eyledim bükülmüyor bileğin
Her yanın benziyor taşa sevdiğim

Gide gide ben ardından yoruldum
Yamacına yârim diye kuruldum
Cıvıl cıvıl sözlerine vuruldum
Benzettim dilini kuşa sevdiğim

Kalmadı sabrım nerede kaldın
İncittin gönlümü ahımı aldın
Kudretten mi yoksa hıdat mı çaldın
Rastlamadım böyle kaşa sevdiğim

Yalan imiş işte ikrarın sözün
Anlamadım kibarım hilada gözün
Bahara renk veren yanağın yüzün
Neden bugün benzer kışa sevdiğim

Kamil Bozkurt der ki yarım izlerim
Gelir deye yollarını gözlerim
Tasvirine dair tatlı sözlerim
Gitmedi mi yoksa hoşa sevdiğim
    KAMİL BOZKURT

-----
2.

MEDHİYYE*

Ey vaktin dâhisi yüce misafir
Ruha gıda gülün kokar efendim
Lü’lü ü mercana benzer kelâmın
Kelâmın sîneyi yakar efendim

Takdire lâyıksın ey Sultan-ı Han
Tefsir-i yektâsın ey ilm-i furkan
Dersine muhtaçtır damardaki kan
Kelâmın sîneyi yakar efendim

İrşat ettin şimdi burada beni
Takdir etmeyen dil çürüsün seni
Hâk-i pâyın cehle öğretti dini
Bî- hâya uzuktan bakar efendim

Renk verir her halin nergise güle
Rayhası karışır baharda yele
Deryasın lütf ile akarsın dile
Fikrini irfana takar efendim

Mutlak durur zatınıza erenler
Tutmaz sözün aslen nâra girenler
Kemâline devre mânâ verenler
Nîzeyi sîneye çakar efendim

Cûş eden sohbette ne hoş âlemin
Takdirin sayini fâik kelâmın
Hele şu sohbette hayru’l- enamın
Şeytanın bendini yıkar efendim

Kamil Bozkurt derse yazmaz mı kalem
Mecnûnun Leylâsı çekmez mi elem
Kelâmın lafze-i amme-i âlem
Tutanı Firdevse dıkar efendim  
       Elbistanlı Kamil BOZKURT

-------------------------------------------

* Ozan   Kâmil Bozkurt, bu şiirini, (İHRAMCIZÂDE/ SİVAS'LI İSMAİL HAKKI TOPRAK: Sivas’ta birçok camiler, köprüler, çeşmeler gibi eserin yapımı ve onarımında emeği olan manevi şahsiyet.)   1955 yılında Ulu Camii onarımı için Darende’den sonra  Maraş’ın Elbistan ilçesindeki  bir  sahra  sohbetinde İhramcızâde Hazretlerinin   huzuruna gelip asker gibi selam verir  ve tok sesiyle İHRAMCIZÂDE Hazretleri için yazdığı MEDHİYE şiirini  okur



----------------------------------------------------------------

GARİP OZAN


ASIL ADI: Süleyman Bulut'tur.

Ozan Bulut'un ve Ahmet Bulut'un  babaları  ve ustalarıdır. 

MESLEĞİ: Ozan

DOĞUMU: Maraş İli, Elbistan İlçesinin  Büyükyapalak Kasabasında 1919’da doğdu.

SOYU: Büyükyapalak  Kasabasında Ozanlardan oluşan bir ailenin hane halkı reisi. 

EDEBİ YAŞAMI: Küçük yaşta şiire başladı. Şiirlerini Garip, Garip Süleyman veya Kul Garip mahlası ile yazdı.

OĞLU AHMET: Yayınlanmış şiirlerini oğlu Ahmet Bulut korumaya aldı.

ÖLÜMÜ: 27 Eylül 2006’da vefat etti.


Şiiri

1.

BENİM ASLIM

EĞER BENİM ASLIM SORARSAN BEYİM
MİLLETİ İBRAHİM ADEM’DİR SOYUM
KAZAMIZ ELBİSTAN YAPALAK KÖYÜM
KAHRAMANMARAŞ’TIR ELİMİZ BİZİM

BADİ SAHİL GURBET ELİN HAVASI
BOZUK OLUR GARİP KUŞUN YUVASI
KABUL OLUR ERENLERİN DUASI
DOSTA YETİŞMİYOR ELİMİZ BİZİM

ESİRİ Mİ OLDUK GURBET ELİNİN
KIYMETİ VAR BALI YAPAN ARININ
GARİP METHİN EDER NAZLI GÜLÜNÜN
YİNE BÜLBÜL OLDU DİLİMİZ BİZİM

BEN BULUT’AM KİMSE BİLMEZ DERDİMİ
KADİR MEVLAM EYLE BİZE YARDIMI
BİR YAR İÇİN TERK EYLEDİM YURDUMU
GURBET ELE DÜŞTÜ YOLUMUZ BİZİM
                                 GARİP OZAN
          
-----

2.

GÜL YÜZLÜ NAZLI SULTANIM

GÜL YÜZLÜ NAZLI EFENDİM
GEL DEDİNDE GELMEDİM Mİ
ARMAĞANIN BİR ÇEKİRDEK
AL DEDİNDE ALMADIM MI
DOST DOST YA MUHAMMET DOST DOST

YARADILIŞ ESKİ YAPI
YIKILIRSA YUTTUK HAPI
BU KAPIDAN BAŞKA KAPI
VAR DEDİNDE VARMADIM MI
DOST DOST YA ALİ DOST DOST

KİMİNİ GÖNDERDİN HACCA
KİMİ LAİK OLDU TACA
ALEVLENDİRİP BİZİM PACA
YAN DEDİNDE YANMADIM MI
DOST DOST YA OSMAN DOST DOST

BULUT EDEMEZ METHİNİ
ANLAYAMAZLAR ZATINI
HAZIRLAYIP AŞK ATINI
BİN DEDİN DE BİNMEDİM Mİ
DOST DOST YA ÖMER DOST DOST
                 garip ozan
-----

3.

SEVDİĞİM

GÜL CANANIM VAADİN SERİME DOLDU
İNADIM SÖZÜNE KALAN SEVDİĞİM
AŞKINLA AŞIKLAR DİVANE OLDU
BİR BEN MİYİM MECNUN OLAN SEVDİĞİM

BENİM AĞ’YAR İLE YOKTUR PAZARIM
AŞKIN İLE DERTLERİMİ YAZARIM
ŞEHİR KAZA ÇAR KÖŞEDEN BEZERİM
SEVMİYOR DEMİŞLER YALAN SEVDİĞİM

BAD İ SABA İLE GÖRDER SELAMI
BİLMEM DOSTUM SELAMIMI ALAMI
LEVHİ KALEM ONSEKİZBİN ALEMİ
CÜMLENİN RIZKINI SALAN SEVDİĞİM

HERDEM AKLIMDASIN GÜZEL KADERİM
ÇİZDİĞİN O DOĞRU YOLDAN GİDERİM
KABUL ET KAPINDA HİZMET EDERİM
SÜLEYMAN BULUT’UM KÖLEN SEVDİĞİM
  garip ozan

-----

4.

GEL  HELE

DOST DOSTA EDER Mİ BÖYLE
GÜLÜM GEL HELE GEL HELE
NE İSE FİKRİNİ SÖYLE
GÜLÜM GEL HELE GEL HELE

ADINI DUYAN CENNETLİK
ETME BÖYLE MUHANETLİK
EŞİN ARAR MERİ KEKLİK
GÜLÜM GEL HELE GEL HELE

GURBET ELDE HALIM YAMAN
GAYRİ KAVUŞMAMIZ GÜMAN
SÜLEYMAN BULUT DER AMAN
GÜLÜM GEL HELE GEL HELE


garip ozan

------------------------------------------

EYÜP ŞAHAN


MESLEĞİ: Halk Ozanı - Sendikacı
  
DOĞUMU:  Eyüp Şahan, Maraş İlinin  Afşin İlçesine bağlı Çobanbeyli Beldesinde, 10 Nisan 1950 tarihinde dünyaya geldi.

ÖĞRENİMİ
İLK - ORTAOKUL: İlk ve ortaokulu Afşin'de,

LİSE:  Liseyi Artvin de bitirdi.

KAMU GÖREVİ: 1970 Yılında Maden Tetkik Ve Arama Enstitüsünde işe başladı. İç Hizmet kurslarına katılarak Metal Madenler ve Sondaj elamanı olarak görev yaptı.

SENDİKACI: Maden Tetkik Ve Arama Enstitüsünde,  işçi sendikasına yönetici seçilerek sendikacılık yaptı.

EMEKLİ: Yaşamını Ankara’da sürdüren ozan 1996 yılında emekli oldu.

YÖRE KÜLTÜRÜ: Çalışırken görevi gereği yurdun bir çok yerini dolaşan ozan, yöre kültürlerini yakından tanımak fırsatı buldu.

HALK OZANI: Şiirlerini sade ve anlaşılır bir dille yazan Eyüp Şahan, Kültür Bakanlığı Halk Ozanıdır.

ESERİ: Bir Dilek Tuttum – 2012.

-------------------------------------------

şiirleri

1.

Selam Olsun

Gider olduk biz bu ilden
Kalan dosta selam olsun
Söz işittik tatlı dilden
Gülenlere selam olsun

Yedik içtik konduk göçtük
Gönüllerden gönül seçtik
Bilen ile dostluk biçtik
Silenlere selam olsun

Göç yayladan geçti gider
Kalan dostlar sitem eder
Gönül diyor artık yeter
Bilenlere selam olsun

Saygı duydum gökte kuşa
Hayatla  barışık yaşa
Tatlı dilden selam başa
Verenlere selam olsun

Eyüp söyledi sözünü
Sevgi doldurur özünü
Dosta çevirdi yüzünü
Görenlere selam olsun

Eyüp şahan
Ankara    5.1.2010

-----

2.

Yürüyorum

Ayaklarım karda içinde yangın
Her adım hatırlatıyor
El ele günlerimi
Hayal kuruyorum o günlere

Yürüyorum; yalnız
Yoksun işte yanımda

Bitmez sanmıştım
O günler ve hayallerim
Bitirdin işte

Hani giderken dönüp bakmıştın ya
Buraya her gelişimde o geliyor aklıma

El sallamıştım arkandan
Kala kalmıştım işte tam burada
İki damla ve çaresizlik sarmıştı bedenimi
Sormadın nedenini

Yürüyorum karların üstünde tamda burada
Sevdamı astım boynuma
Dolandı ipi var yakamda
Sen uzaklaştıkça
İp sıkıştı boynumda
Ben öldüm gittiğin gün

Ayaklarımın altından
kaydı kurduğum dünya
Ruhum asılı kaldı
Beden ise boşlukta

Yürüyorum
Ruh esir beden tutsak
Yol uzun hayat kısa
Gönül mezarlığında.
Eyüp Şahan
Ankara: 18.12.2010

-----

3.

Sorardım Hoca

Şimdi sınıfında öğrenci olsam
Belki de bir işe yarardım hocam
Yıllar geri gitse gençliği bulsam
İnan ki zamanı yorardım hocam

Sevda yollarında düştü talebe
Aşkın gücü yendi çaldı galebe
Sevip de ayrılmak sığmaz edebe
Bir zaman hayaller kurardım hocam

Kabına sığmıyor gönül desturu
Aşarken yıkıldı önünde suru
Eğer diyorsan ki sende kusuru
Kendi benliğimde arardım hocam

Bir kitap vermiştin bana hediye
Hayatı anlatır oku sen diye
Gerçek saklı kaldı demedin niye
Bilsem gerçekleri sorardım hocam

Çekildi yanımdan gönül dayağı
Büküldü bellerim kırdı ayağı
Kolumu bağladı kaderin ağı
El atsan zinciri kırardım hocam

Sen öğrettin bize ferman yazmayı
Bildirmedin bana dosta kızmayı
Eyüp aştı ise eğer çizmeyi
Tutar kulağını kırardım hocam

Eyüp Şahan
İstanbul/Üsküdar /sultan Tepe
21.5.2005


-------

4.

Duman Sardı Berit’i


Yine duman sardı Berit’in başı
Yaylasına güzel gelmiyor m'ola
Binboğa Dağı’nın can arkadaşı
Sorup da gönlünü almıyor m'ola

Elbistan ovası diyor ki benim
Yaz baharda çiçek bürünür tenim
Dağlar yükseklerde bense enginim
Engin gönül huzur bulmuyor m'ola

Ceyhan geçer gider iner denize
Derman olur onca soluk benize
Toros dorukları küsüyor bize
Başında karları kalmıyor m'ola

Koç yiğit yatağı Yavşanlı Yayla
Oynuyor güzeller düzünde toyla
Sevdaya sürerken geceyi ayla
Yanan gönülleri bilmiyor m'ola

Afşin’in önünde Atlas Tepesi
Mert oğlu mert dolu düzün hepisi
Eyüp’ün başında hasret tipisi
Hele bakın yüzü gülmüyor m'ola


 Eyüp Şahan

-----

5.


Hayaline Doyulmuyor Nilüfer

Aklıma geldikçe öptüğüm o an
Hayaline doyulmuyor Nilüfer
Gönül içlerinde tutuştu cihan
Bir kenara konulmuyor Nilüfer

Gülde kelebektir sevgiyi anmak
Dala diken olur unuttum sanmak
Uzaklara bakıp ismini anmak
Hafızamdan silinmiyor Nilüfer

Gönül dağlarına dumanlar çöktü
Senden ayrı olmak belimi büktü
Durdukça düşünmek belimi büktü
Olanlara gülünmüyor Nilüfer

Bir sızı başlıyor inceden ince
Ayrılık acısı öze girince
Aynada kendimi çökmüş görünce
Sebep nedir bilinmiyor Nilüfer

Alırım diyerek gaflete düştüm
Vardım büyüklere dedi bölüştüm
Alamadım seni hayata küstüm
Sensiz nefes alınmıyor Nilüfer

Seher vakti figan eden bülbülde
Ayaz çiçek açar seven gönülde
Eyüp buse ister belki ödülde
Başka ümit bulunmuyor Nilüfer

Eyüp Şahan
Ankara 26.4.1993

------
6.

güldane

Köyün meydanında yiğitler varken
Gezinme evinde yat be Güldane
Hep gençlerin gözü seni ararken
Birine bir mendil at be Güldane

Köyün gençlerinin gözleri sende
Bir birine düştü senin sayende
Sıcak bir ten olsun dersen teninde
Biraz daha sabır et be Güldane

Evinizin yolu yolumun üstü
Daha tomurcukken kader mi küstü
Yoksa bir yiğide gönlün mü düştü
Gönlünün sözünü tut be Güldane

Bir mektup okudum bir soru sordun
Yasladın başını öylece durdun
Gözlerin kapandı hayaller kurdun
Hayalin zevkini tat be Güldane

Gözlerin gülerken kaşların eğik
Şimdilik gönlümde gez alageyik
Eyüp’ün sevdiği sanki üveyik
Dünyayı bir pula sat be Güldane

Eyüp Şahan

-----------------------------------------------------------------------------------

DURSUN ERMEYDAN


Ozan.
 
DOĞUMU: Egitmen bir babanın beşinci  evladı olarak 1943 yılında Maraş'ın Variyanlı  köyünde doğdu. 

ÖĞRENİMİ: İlkokulu   köyünde,  bir müddet  esnaflıktan sonra orta okulu (İmam Hatibin  orta kısmını), Ticaret Lisesini Maraş'ta bitirdi.  Yüksek okuldan sonra  orman teşkilatına girdi.

HİZMETİ: Uzun yıllar Şeflik ve arkasından Müdürlük   yaptıktan sora 2008'de emekli oldu.

HOBİLERİ:  Şiirin yanısıra  makale ve hikaye yazmayı, fıkrayı ve fıkra anlatmayı, bilgisayar kullanmayı  sever.

OKUMAK: Okumak  onun için bir ödev gibidir. Sanki biri ona ödev vermiş, yarın soracakmış gibi okur, kendini sorumlu hisseder.
Güzel denebilecek bir kütüphaneye sahiptir. Okumadığı bir  eseri kütüphanesine koymaz. Osmanlıca okur ve  yazar.
Arap kremerine yabancı değildir.

-----------------------------------

şiirleri

1.

Çekemedim bu gurbetin kahrını
Kahi beni götürür kahi gönlümü
İstemezdim affolmadan ölümü
Ya beni götürür ya da gönlümü

Bazan estiriyor sevda yelleri
Yaş geçse de sevmek gelir gülleri
Konuştukça bal akıyor dilleri
Ya beni götürür ya da gönlümü

Kah gönül bağına bağlanır gönül
Çağlayan şakıyan bülbül de gönül
Ağlayan pınara dayanmaz gönül
Ya beni götürür ya da gönlümü

Dursun ne inlersin ah u zar ile
Yitirdin bulaman düşmüşsün dile
Koşturdum  kovaladım geçmiyor ele
Ya beni götür ya da gönlümü

-----

2.

Başkonuş'a

Top top olmuş zülüflerin alnında
Dökülmüş saçların gerdana güzel
El verip te uyumaktı dizinde
Bulunmaz alemde kaşların güzel

Aşık oldum baharına yazına
Sümbüller yakışır ela gözüne
Dayanamaz kimse senin nazına
İncedir serviden boyların güzel

Dolaşır mevsimler her yıl başında
Anber kokar toprağında taşında
Söz etmez hiç kimse kaç bin yaşında
Tarifi imkansız döşlerin güzel

Nice yiğitleri çektin döşüne
Ben' gibi meczuplar düşer peşine
Rastlamadım güzellikte eşine
Her koyuna senin meftunum güzel

Konuştukça bal akıyor dilinden
Koklayanlar meftun olur gülünden
Sedirinden köknarından yelinden
Her yerin bir başka renktedir güzel

Söylesem ismini bana bağ olur
Yaylasında güzel güzel yağ olur
Kıymetini bilmezlere ağ olur
Bulunmaz dünyada bir eşin güzel

Baktıkça aynına kaynıyor içim
Yapmam gerekiyor seninle geçim
Uğramış rüzgara dağılmış saçın
Dağılmış saçına meftunum güzel

Bağlasam elimi tutsam dilimi
Özlüyorum bazen akan selini
Koparmak isterdim gonca gülünü
Çaresizlik belimi yıkıyor güzel

Her yerde söylüyor Dursun sözünü
Öyle bir ateş ki yakar özünü
Basayım bağrıma dikenini közünü
Alemi cihanda Serversin güzel

-----------------------------------
NOT: Ozanın  doğduğu, çocukluğunun geçtiği Variyanlı (Topçalı) köyü Başkonuş Dağının eteğindedir.
İlerleyen yıllarda da  işinin ormanla ilgilisi  olması nedeniyle  ömrünün çoğu buralarda geçmiştir.

Bundan dolayıdır ki;
Ozan,  bu şiirinde Başkonuş sevgisini bir güzele benzetmiştir. 
dursun ermeydan
----------------------------------------------------------------

DURDU (FATMA) BACI


Ozan.

ASIL ADI: Fatma’dır. Büyük ozan Niyazi’nin kızıdır.
   
DOĞUMU: Halk şairi Niyazi (Hasan Şan) ‘ın Durdu isimli kızı 8 yaşında ölür. Küçük kızının ölümünden önce 1914 yılında doğan kızın adını Fatma olarak Nüfusa geçirirler. Fakat DURDU’larının hasretini çeken aile diğer kızları  Fatma’ya Durdu derler.

YAŞADIĞI YER: Maraş’ın Yenicekale Nahiyesinin Çınarpınar Köyünün Karbasan obasında 1914 – 1987 yılları arasında yaşadı.  Yaşamı  (73 sene)  boyunca adı Durdu olarak bilindi.

ÖLÜMÜ: 1987 Yılında Karbasan’da vefat etti.

SEFİL MEHMET:  Halk ozanı Sefil Mehmet’in üvey annesidir. Sefil Mehmet anlatıyor: “Anam öldüğünde bir yaşında imişim. Bu kadın beni diğer oğullarından ayrı tutmadı. Büyük çocuk olmam, ağabey olmam vesilesi ile avantajlar yakaladım.’’

ŞAZİ VE ŞİRAZİ’NİN
TORUNLARI
Başka bir özelliği de ozan  babasının ve Türk Edebiyatı Tarihine girmeyi başarmış dedelerinin yollarını izlemesi ama onlardan çok aile ve yöre sorunlarına inmesidir.
Tüm şiirlerini 8’li heceyle yazar. Halkın konuştuğu dili kullanır. Böylece, herkes tarafından anlaşılır ve gereken değeri alır.

ÖZELLİĞİ: Genelde aile içinin, dert ve acılarını, konu komşu sorunlarını dile getirdiği şiirlerini  halkın anlayabileceği şekle sokarak, uzun uzun anlatır.  Şiirlerini ağıt şeklinde yazmak, mısralara acı yüklemek, Durdu Bacı’nın özelliklerindendir. 
Durdu Bacı’nın başka bir özelliği de; çoğu şairin kullandığı kalıpların ötesinde a+a+b+a  kalıbıyla şiire başlaması ve aynı kalıpla bitirmesidir.  

şiiri

1.

ayşe’m

Konuşsana bre pınar
Ayşe'm senden su doldurdu
Benim kızım yad ellerde                              
Gurbetlik beni öldürdü

Pınarın  başına vardım
Ben Ayşe’den haber  sordum
Kızın burada yok dediler
Afalladım orda  kaldım

Eller selamın getirir
Posta mektubun götürür
Melil melil kalan anan
Ağlar aklını yitirir

Evinin önünden geçtim
Yanıldım yolları şaştım
Kadanı alam Ayşe kızım
Neden gurbetleri  seçtin

Evimizin  yeri üce
Ben ağlarım gündüz gece
Ayşe'm bana mektup yazmış
İnanmıyom görmeyince

Yüklerini ben teledim
Kızım dedim de ağladım
Kızım gurbet ellerde
Kuşlarla selam söyledim

--------------------------------

oğlum hasan

Bir yazı durur döşünde
Oğlum da onbeş yaşında
Kadam alam Hasan oğlum
Her gün görüyoum düşümde

Ayşe bibisi soruyor
Oğlum gurbette kalıyor
Kadan alam Hasan oğlum
Konya’dan mektup salıyor

Hasan’ımın  kara saçı
Yandı ciğerimin içi
Oğlum seni unutmuşlar
Bu da taksicin suçu

Konya’nın  da yeri yazı
Yayılıyor  ördek kazı
Selam yazmış ta göndermiş
Anayın Fadıma kızı

Güllü bibisi doymamış
Boyuna kurban olmamış
Benim oğlum yad ellerde
Aman Nebi’yi görmemiş

Iradyosu yaslanıyor
İçinde  pil paslanıyor
Gurbet gurbet gezen oğlum
Telefonla sesleniyor

İresmini elime aldım
Ben Hasan’ı iyi gördüm
İkisi de çift dinelmiş
Boylarına kurban oldum 
-----

3.


kocama dair

Döşeyinen yattın hasta
Su verdim kalaylı tasta
Uyan kocam aç gözünü
Saldım üç kızana posta

Akşamdan kızları geldi
Yoksa koca bilmiyor mu
Uyan koca aç gözünü
Gayri aklın ermiyor mu

Akşamınan yol olur mu
Koca gidiyor  gelir mi
Oğulların çok ağlıyor
Kızların iflah olur mu

Tüfek duvarda asılı
Kabakta barut basılı
Ben kocayı arıyorum
Koca bana küsülü

Uzun tüfek boydan boya
Gelme mi ola büyük eve
Ben kocamı arıyorum
Göremedim doya doya

Asmanın gölgesi serin 
Mezarını eşin derim
Kocam da yatıyor hasta
Yerini gölgeye serin

Bahçemizde bülbül öttü
Koca nerelere gitti
Siz ağlayın yavrularım 
Babanızın ömrü bitti

Kızı karşımda ağlıyor
Felek ciğerim dağlıyor
Akrabaların geldiler
Bacın çeneni bağlıyor

Evimin kapısı çatal
Seherinen horoz öter
Ben kocayı soruyorum
Koca teneşirde  yatar

Asmanın yaprağı açıldı
Koca aradan seçildi
Uyu kocam gözün aydın
Cennetten makam açıldı
------------------------------------------
Aileden,
5.Durdu Bacı, gibi 
ozanlar yetişmiştir. 

----------------------------