http://sairlermaras2.blogspot.com.tr/

26 Ekim 2014 Pazar

HAYREDDİN EL-MARAŞÎ (HATTAT-I MEŞHUR) - MARAŞLI HAYRETTİN


KİMDİR: İlim Adamı. Şeyh lakabıyla dünya çapında meşhur olan Hamdullah El-Amasî hazretleri bu zatın ihtisasda parlak bir talebesidir. El-Meraşi Hazretleri ki üstadların üstadı unvanına layıktır.

----------------------------------------------------------------------

LAKABI: Hayreddin.

ASIL İSMİ: Asıl isimleri Hızır’dır.

DOĞUMU: Maraş’ta doğdu. Şöhret oldu.

SOYU: Babasının ismi: Hatip’tir.
İlk önceleri Hattât-ı Şehîr Abdullah Essayrafiy Şîrazi’den hattın inceliklerini öğrendi.

ÖLÜMÜ:  Bazı kaynaklarda vefatı 1471 gösteriliyorsa da 1472 tarihinde Amasya’da yazılmış bir vakıfnamede Hayreddin Hızır El-Maraşi imzası görülmüş ve 1485’e kadar yazılmış bazı levhaları da gözlenmiş olmasına nazaran vefatının 1485’den sonra olması gerekir. 

----------------------------------------------------------------------

DEBBAĞZADE MÜFTİ AHMED EFENDİ


KİMDİR: İlim Adamı. İslam Gizemcisi. Sofi (Mutasavvıf).

-----------------------------------------------------------------------

YAŞADIĞI ASIR: 17. Asrın sonu - 18. Asrın başında Maraş’ta yetişen büyük bilginlerdendir.

GÖREVİ VE YAPTIKLARI:  Müftülük görevinde bulunmuştur. Tefsir ve kıraat ilminde söz sahibidir.

ÖLÜMÜ: 1751-52’dir. Maraş’ta vefat etmiştir.

ESERİ: Fatiha-i Şerifin Şerhine Haşiye, adlı bir eseri vardır.


-----------------------------------------------------------------------

KELİMELER

Gizem:1. Duyuları aşan; usumuzun doğal durumunda, varoluşu ve özü bize kapalı, saklı kalan şey. 2. Doğaüstü inanç doğruları. 

Gizemcilik: I. Aklın yetmediği alanlarda ve özellikle Tanrı kavramında, gerçeğe gönül yoluyla veya bir irade zorlayışıyla ulaşılabileceğini kabul eden felsefe ve din öğretisi, mistisizm. II.   Tinsel tutum ve düşünüş; yaşama doğrultusu olarak: 1- Karanlık, gizemle yüklü olana duyulan aşırı eğilim. 2- Açık olmayan, gizemsel düşünme biçimi. 3- Tanrısal sezgi yoluyle, algılanamayan doğaüstü gerçekleri yaşama. 4-Yaratıcı'ya erişme çabalarının tümü. 5- Yüksek bir gücü kavramak ve eylemlerini bu güce göre düzenlemek için gerçekliğin üstüne yükselme eğilimi.

Sofi: Tasavvufu yaşam biçimi olarak seçen kişiye verilen addır. Mutasavvıf da denir.

-----------------------------------------------------------------------

DEBBAĞZADE MÜFTİ MEHMET EFENDİ


KİMDİR: İlim Adamı - Din Bilgini. İslam Gizemcisi – Sofi.

-----------------------------------------------------------------------

YAŞADIĞI ASIR: 18. Yüzyılda Maraş’ta yaşayan büyük bilgelerdendir.    

SOYU: Müftü Ahmet Efendi’nin oğludur.

GÖREVİ: Müderrislik ve Müftülük yapmıştır.


ESERİ: Reşhatü’n-Nâsıh min el-Hadis el-Sahih, adlı bir eseri vardır.

-----------------------------------------------------------------------

KELİMELER

Gizem: 1. Duyuları aşan; usumuzun doğal durumunda, varoluşu ve özü bize kapalı, saklı kalan şey. 2. Doğaüstü inanç doğruları. 
Gizemcilik: I.    Aklın yetmediği alanlarda ve özellikle Tanrı kavramında, gerçeğe gönül yoluyla veya bir irade zorlayışıyla ulaşılabileceğini kabul eden felsefe ve din öğretisi, mistisizm. II.    Tinsel tutum ve düşünüş; yaşama doğrultusu olarak: 1- Karanlık, gizemle yüklü olana duyulan aşırı eğilim. 2- Açık olmayan, gizemsel düşünme biçimi. 3- Tanrısal sezgi yoluyle, algılanamayan doğaüstü gerçekleri yaşama. 4-Tanrı'ya erişme çabalarının tümü. 5- Yüksek bir gücü kavramak ve eylemlerini bu güce göre düzenlemek için gerçekliğin üstüne yükselme eğilimi.
Sofi: Tasavvufu yaşam biçimi olarak seçen kişiye verilen addır. Mutasavvıf da denir.

-----------------------------------------------------------------------


HAFIZ ABDİ LÂMİ EFENDİ


KİMDİR: İlim Adamı - Şeriat İlimleri Hukukçusu ve Profesörü. Sofi. İslam Gizemcisi.  

------------------------------------------------------------------------

DOĞUMU: Maraş’ta 1875’de doğdu.

SOYU: Tüccardan Patlakzâde Ali Rıza Efendi’nin oğludur.

ÖĞRENİMİ: İlk eğitimini ve Kur’an hıfzını Maraş’ta tamamladı. Bayazıt Camii dersiamlarından Alay Müftüsü Ankaralı Mehmet Şükrü Efendi’den ulûm-i âlîye ve âliyeyi ve Buharî-i Şerîf, Ayintabî Abdullah Efendi’den İlm-i Feraiz tahsil edip iki diploma (icazetname) aldı.

GÖREVİ VE YAPTIKLARI: 
1.    Sınavla girdiği Mekteb-i Nüvvab (kadı yetiştiren yüksek okul) ’tan dördüncü sınıftan diploma aldı.
2.    Medresede görevliyken Alay İmamlığı için girdiği imtihanda başarı gösterdi.
3.    Söke ve Gebze kazasın kadı vekilliğine tayin edildi.


-----------------------------------------------------------------------

KELİMELER

Gizem: 1. Duyuları aşan; usumuzun doğal durumunda, varoluşu ve özü bize kapalı, saklı kalan şey. 2. Doğaüstü inanç doğruları. 
Gizemcilik: I. Aklın yetmediği alanlarda ve özellikle Tanrı kavramında, gerçeğe gönül yoluyla veya bir irade zorlayışıyla ulaşılabileceğini kabul eden felsefe ve din öğretisi, mistisizm.
II.  Tinsel tutum ve düşünüş; yaşama doğrultusu olarak: 1- Karanlık, gizemle yüklü olana duyulan aşırı eğilim. 2- Açık olmayan, gizemsel düşünme biçimi. 3- Tanrısal sezgi yoluyle, algılanamayan doğaüstü gerçekleri yaşama. 4-Tanrı'ya erişme çabalarının tümü. 5- Yüksek bir gücü kavramak ve eylemlerini bu güce göre düzenlemek için gerçekliğin üstüne yükselme eğilimi.
Sofi: Tasavvufu yaşam biçimi olarak seçen kişiye verilen addır. Mutasavvıf da denir.


-----------------------------------------------------------------------

HACI MESUT EFENDİ


KİMDİR
•     Devlet adamı – İlim Adamı – Gizemci - İslam Hukukçusu – Şer’i İlimler Profesörü.
•     İslam hayatını içine sindirmiş, dinin ahlâkını edinmiş, din kültürüne hakkıyla vakıf, kahraman, memleketi yöneten Paşa’ya: “Sen zalimsin!” diyebilen bir bilge. Sofi. Düşünür. İslam Gizemcisi.

SOYU: Kazancızâdelerden.

YAŞADIĞI YER: Mısırlı İbrahim Paşa’nın Maraş’ı işgal ettiği yıllarda Maraş’ta yaşamıştır.

GÖREVİ: Taş Medrese de müderrislik yapmıştır.

KİŞİLİĞİ: İlminin yanı sıra cesaretiyle de ün salmış, ömründe sözünü esirgememiştir.
İbrahim Paşa’nın astığı astık, kestiği kestik döneminde Hafız Paşa, onun İbrahim Paşa hakkındaki görüşünü sorar. Hoca sözünü esirgemeden “Baği (zalim)’dir, şeriat öyle diyor” der.
Söz İbrahim Paşa’ya uçurulur. İbrahim Paşa, daha sonra Maraş’a girer. İbrahim Paşa’ya hemen Bilgenin sözü hatırlatılır, yeri söylenir. Şu medresededir denir. İbrahim Paşa o medreseye gider. Bilgeyi bulur.
Paşa: “O sözü söyleyen sen misin?” der.
Bilge:  “Evet” der.
“Fikrini aynen koruyor musun?” der.
“Evet” der, “zalimsiniz, şeriat öyle diyor” der.
Bu defa İbrahim Paşa konuyu değiştirir, medreseden dışarı çıkar. Sonra yanındakilere;
“Hoca sözünü yeseydi, başını vuracaktım” der.
Paşa, Hocaya para gönderir. Hoca Efendi kabul etmez. “Savaştan zarar görenlere verin” der. (Çok ağır bir söz.)

----------------------------------------------------------------

KELİMELER

Baği: Asiler, haksız olarak devlete, devlet başkanına isyan edenlerdir.
Celâdet: Yiğitlik, kahramanlık.
Gizem: 1. Duyuları aşan; usumuzun doğal durumunda, varoluşu ve özü bize kapalı, saklı kalan şey. 2. Doğaüstü inanç doğruları.
Gizemcilik: I.    Aklın yetmediği alanlarda ve özellikle Tanrı kavramında, gerçeğe gönül yoluyla veya bir irade zorlayışıyla ulaşılabileceğini kabul eden felsefe ve din öğretisi, mistisizm.

II.    Tinsel tutum ve düşünüş; yaşama doğrultusu olarak: 1- Karanlık, gizemle yüklü olana duyulan aşırı eğilim. 2- Açık olmayan, gizemsel düşünme biçimi. 3- Tanrısal sezgi yoluyle, algılanamayan doğaüstü gerçekleri yaşama. 4-Tanrı'ya erişme çabalarının tümü. 5- Yüksek bir gücü kavramak ve eylemlerini bu güce göre düzenlemek için gerçekliğin üstüne yükselme eğilimi.

----------------------------------------------------------------

HACI AHMET HİLMİ EFENDİ

KİMDİR: Devlet adamı – İlim Adamı – İslam Hukukçusu – Şer’i İlimler Profesörü.

DOĞUMU: Elbistan’da 1881’de doğdu.

SOYU: Hancızâde Mustafa Rahmi Efendi’nin oğludur.

ÖĞRENİMİ: İlkokul ve Rüştiye’yi Elbistan’da okudu. Bir süre medreseye devam ederek sarf, nahiv ve meani öğrendi. İstanbul’a giderek Alasonyalı Hacı Ali Efendi’nin derslerine devam etti.
Mekteb-i Nüvvab’ın dördüncü sınıfından icazet aldı.

GÖREVİ: Kadı olarak görev yaptı.

ÖLÜMÜ:1918’de vefat etti.


---------------------------------------------------------------

KELİMELER

İcazet: Bir iş için o konuda yeterli bilgiye sahip olduğunu belirten izin belgesi.
İcazetname: İzin belgesi, onay belgesi. Diploma.
Mekteb-i Nüvvab / Medreset ül Kudât: Kadı ve kadı  vekilleri yetiştirmek amacı ile açılmış okullar. (Şimdiki, Hukuk Fakültesi) Bu okullar, Muallimhane i Nüvvab olarak 1853 Yılında açıldı. 1884 Yılında Mekteb-i Nüvvab olarak ismi değiştirildi. 1911 Yılında adı yeniden değiştirilerek Metresed ül Kudât yapıldı.

Rüştiye: Lise  seviyesindeki okuldur. 

---------------------------------------------------------------

HAFIZ HALÎL KÂMİL EFENDİ

KİMDİR
·       Devlet adamı – İlim Adamı – İslam Hukukçusu – Medrese Profesörü.
·       Kadılık görevi hak ve adaletle yürüttüğünden daha üst makamlarla ödüllendirilmiştir.

--------------------------------------------------------------------

DOĞUMU: Elbistan’da 1867’de doğdu.

SOYU: Hâfız Mehmet Sakib Efendi’nin oğludur.

ÖĞRENİMİ:  Elbistan Rüştiyesi’ni bitirdikten sonra kazada bulunan medresede Akâid’e kadar tahsil edip İstanbul’a gitmiştir. Fatih dersiamlarından Mehmet Hulusi Efendi’den okuyarak icazet almıştır. İmtihanla dâhil olduğu Mekteb-i Nüvvab’tan 1895 tarihinde Üçüncü Sınıf şehâdetnâmesi almıştır. 

GÖREVİ VE YAPTIKLARI
1.    Çarsancak (Dersime bağlı),
2.    Bergama,
3.    Drama,
4.    Malatya Kadılıklarında bulunmuş,
5.    Salâbet-i dinîyesi yanında şer’î dâvaları Hak ve adalete uygun yürüttüğünden Mardin livası kadılığına tayin edilmiştir. 6 Kasım 1915 tarihinde Haçîn (Adana) kazası kadılığına tayin edilmiştir.

BİLDİĞİ DİLLER: Arapça, Farsça ve Türkçe bilirdi.

ÖLÜMÜ: 1920 yılında Saimbeyli kadılığı görevinde iken eşiyle birlikte Ermeni isyancılar tarafından şehit edildi.

--------------------------------------------------------------------

KELİMELER

Dersiâm: Ders veren profesör.

Diploma - Şehadetnâme: (İcazetname) İlimde ve yazıda tahsilini bitirenlere verilen şehadetnâme (belge) yerine kullanılan bir tabirdir.


Hakkaniyet:  Hak ve adalete uygunluk, doğruluk.
İcazet: Bir iş için o konuda yeterli bilgiye sahip olduğunu belirten izin belgesi.

Liva isminin anlamı: 1. Bayrak. 2. Mülki idarede kaza -vilayet arasında bir derece, sancak. 3. Tugay. 4. Tuğgeneral. 5. Livai saadet, Livai şerif.
Hz. Muhammed (s.a.s)'in bayrağı Livaü'lHamd: Muhammed ümmetinin mahşer günü altında toplanacakları bayrak. Makamı Ahmedi.

Salâbet-i Dinîye: Dinini ve dinin emirlerini korumak ve tatbik etmekteki ciddiyet ve sağlamlık.


Mekteb-i Nüvvab / Medreset ül Kudât: Kadı ve kadı  vekilleri yetiştirmek amacı ile açılmış okullar. (Şimdiki, Hukuk Fakültesi) Bu okullar, Muallimhane i Nüvvab olarak 1853 Yılında açıldı. 1884 Yılında Mekteb-i Nüvvab olarak ismi değiştirildi. 1911 Yılında adı yeniden değiştirilerek Metresed ül Kudât yapıldı.

--------------------------------------------------------------------