http://sairlermaras2.blogspot.com.tr/

26 Ekim 2014 Pazar

İBRAHİM EVLİYA EFENDİ / HACI EVLİYA

KİMDİR
·       Devlet Adamı - İslam Hukukçusu – Siyasetçi –
·       Memleketi olan Maraş’tan milletvekili seçilince Vakıflar Bakan Yardımcılığından ayrıldı.
·       Üst Yargı Mahkemesi Başkanı.

DOĞUMU: Maraş’ta 1873’de doğdu.

SOYU: Eski nâiblerden (kadı) Maraşlı Muhammed Raşid Efendi’nin oğludur.

ÖĞRENİMİ:  İlk tahsili ve rüştiyeyi Maraş’ta okudu ve rüştiyeyi pek iyi derece ile bitirdi. Mekteb-i Hukuk’a girerek oradan da pek iyi derece ile 23 Ağustos 1898 tarihinde mezun oldu.

YABANCI DİLİ: Arapça ve Farsça’nın yanında Fransızca da öğrendi.

GÖREVİ VE YAPTIKLARI: 
1.    Beyoğlu İkinci Ceza Mahkemesi Reisliği,
2.    İstanbul İsti’naf Mahkemesi Ceza Kısmında Bidâyet Mahkemesi Reisliği,  
3.    Karahisar Sahib sancağı Bidâyet Mahkemesi Ceza Dairesi Reisliği, 
4.    İstanbul Bidâyet Mahkemesi Azâ yardımcılığı,
5.    İstanbul Nizamiye İcra Memurluğu azalığı,
6.    Beyoğlu İkinci Ceza Dairesi Reisliği,
7.    İstanbul İsti’naf Mahkemesi Azalığı görevlerinde bulundu. 
8.    Ve buralardaki başarısı ve çalışkanlığı görülerek Beyoğlu Birinci Hukuk Dairesi Reisliğine getirildi.
9.    1910’da Evkaf Nezareti yardımcılığına atanarak Vakıfların Okulunda görevlendirildi.
10.  Memleketi olan Maraş’tan mebus olunca Vakıflar Bakan Yardımcılığından ayrıldı.
11.  Meclisin hükümetçe kaldırılmasından dolayı mebusluktan ayrılarak üç gün sonra Dersâadet İsti’naf Mahkemesi Hukuk ve Ticaret Dairesi Başkanlığına atandı. Aynı yılın 28 Kânunisânisinde yeniden teşkil olunan Vakıflar Danışma Kurulu Başkanlığına getirilmiştir.
12.  26 Mart 1914’de ikinci rütbeden Osmanlı Nişanına sahip oldu.
13.  1915’de Mahkeme-i Temyîz İkinci Reisliği’ne tayin edilmiş olup daha çok Hacı Evliya ismi ile şöhret buldu.
•     Kendisine Anadolu Kazaskerliği pâyesi de tevcîh edilmiştir.

ÖLÜMÜ: Vefat tarihi bilinmemektedir.

------------------------------------------------------------------------

KELİMELER

Bidâyet Mahkemesi: İlk yargı. Başlangıç Mahkemesi. 
İsti’naf: Üstyargı yolu.
Kazasker ya da Kadıasker:  Osmanlı Devleti'nde şeri davalara bakan askeri hakim.
Yetkileri: Kadı atamaları, müderris atamaları, din görevlisi atamaları, kadı kararlarını bozma-değiştirme-yeni kararlar oluşturma. Yani kadı kararlarına itiraz kazaskerliğe yapılırdı. Yetkilerinin çoğunu 16. yüzyıl'dan itibaren Şeyhülislama devretmiştir. Bugünkü Milli Eğitim ve Adalet Bakanlığı’nın görevlerini yaparlardı.



------------------------------------------------------------------------


25 Ekim 2014 Cumartesi

HÜSEYİN SAMİ EFENDİ


·       KİMDİR: İlim Adamı - İslam Hukukçusu – Şeri İlimler Profesörü.


DOĞUMU: Elbistan’da 1880’de doğdu.
SOYU: Bilgelerden  Zeynelabidin Efendi’nin oğludur.

ÖĞRENİMİ: Medrese tahsilini Elbistan’da görüp İstanbul’a gitti. Fatih dersiamlarından Tokatlı Şakir Efendi’den icazet aldı. 30 Ağustos 1909’da Mekteb-i Nüvvab’tan mezun oldu.

GÖREVİ VE YAPTIKLARI:  Elbistan, Sayda, Kilis kazası kadısı olarak görev yaptı.
Adana İstinaf Müddeî-i Umumîliği görevinde iken,

ÖLÜMÜ: 14 Ocak 1919’da vefat etti.

----------------------------------------------------------------------

KELİMELER

Dersiam:1. Osmanlılar döneminde müderrislerin camilerde verdikleri ders.2. Bu dersi veren müderrislerin unvanı. 3. Osmanlılarda, özel bir sınavla dersiâmlık aşamasını kazanmış hocalarca camilerde medrese öğrencilerine ve başka dinleyicilere verilen ders.

İcazet: Bir iş için o konuda yeterli bilgiye sahip olduğunu belirten izin belgesi.

Mekteb-i Nüvvab / Medreset ül Kudât: Kadı ve kadı  vekilleri yetiştirmek amacı ile açılmış okullar. (Şimdiki, Hukuk Fakültesi) Bu okullar, Muallimhane i Nüvvab olarak 1853 Yılında açıldı. 1884 Yılında Mekteb-i Nüvvab olarak ismi değiştirildi. 1911 Yılında adı yeniden değiştirilerek Metresed ül Kudât yapıldı.

Şehadetnâme / İcazetname: İlimde ve yazıda tahsilini bitirenlere verilen belge, diploma yerine kullanılan bir tabirdir.
Tezkere: Bir iş için izin verildiğini bildiren resmî kâğıt
Niyâbetine: Vekilliğine.


İcazet: Bir iş için o konuda yeterli bilgiye sahip olduğunu belirten izin belgesi.

----------------------------------------------------------------------



HAYATİ AHMED EFENDİ


KİMDİR
·       İlim Adamı - İslam Hukukçusu - Fıkıh Profesörü.
·       Yazar

DOĞUMU: Elbistan’da 1751’de doğdu.

SOYU: Elbistan Müftüsü Ahmed Efendi’nin oğludur.

ÖĞRENİMİ: Tahsilini Elbistan’da yaptı.

GÖREVİ VE YAPTIKLARI
1.    Babasının ölümünden sonra Elbistan’a Müftü oldu.
2.    Bir süre Elbistan’da Müftülük yaptıktan sonra İstanbula gitti. Ayasofya da müderrislik yapmaya başladı.
3.    1809 Yılında Saraybosna ve iki sene sonra da Irak mevleviyyetine mazhar oldu. İki yıllık hizmetten sonra İstanbula döndü.

ÖLÜMÜ: Evinde inzivaya çekildi. 1814 yılında evinde öldü.
MEZARI: Üsküdar’da Nuh Kuyusu civarında Seyyid Ahmed Deresi Kabristanına defn edildi.

Oğlu babasının vefatına şu tarihi düşmüştür:
“Tefeülümde şeref çıktı, bir güzel târih,
Hayâti buldu hayat-ı edeb cinan içre.”

•     Şiirleri varsa da şiirde başarılı değildir. 

ESERLERİ
tuhfe-sarihi-hayati-ahmed-efendi-yunus-karaaslan1.    Tuhfe-i Vehbî Şerhi,
2.    Şâhidi’nin Farsça Sözlüğünün Şerhi,
3.    İs’âfü’l-Minne fi Şerh-i ithafü’l-Cinne,
4.    Haşiye ala Şerh el Erzurumi ala Risalat el-Kıyasiyye,
5.    Nuhbe-i Vehbî Şerhi,
6.    Manzume-i Nuniyye,
7.    Tehâfüt-i Müstahrece,
8.    Alâim-i Kıyame,
9.    Risaletü fi Aded-i Süveri’l-Kur’aniyye,
10.  Risaletü Bostan’dır.


-----------------------------------------------------------------

KELİMELER


Mevleviyyet : 1. Bilgelik  2. Müderrislikten sonra gelen ilmiye sınıfından oluş. 3. Eyâlet kadılığı; yani, bir eyâletin bütün hukuki ve kazai işlerine bilfiil bakan kadı. "Mevâli" de denir.

-----------------------------------------------------------------

HASİP BEY (AKSÖYEK)


KİMDİR

1.     Devlet Adamı – Şeriat Hukukçusu – Aktif Millet Vekili (İsmet İnönü’ye çok sert eleştirilerde bulundu). Maraş şapka olayları canına mal oldu. Ankara’da İstiklal Mahkemesinde yargılandı. İdamdan kurtuldu. Kurtuldu ama 1925 Yılında girdiği Maraş hapishanesinden 1930 yılında vefat ederek çıkabildi.

2.     Hasip Aksöyek TBMM 1. Dönem'de Maraş milletvekilliği yapmış Türk siyasetçidir.
3.     Mecliste, İktisat, Orman, Madenler, İçtüzük, Adalet ve Bayındırlık ve Bütçe Komisyonlarında ve Memurin Muhakematı Tetkik Kurulunda görev yapmıştır. Dördüncü toplantı yılında üçüncü şubenin kâtipliğini yapmıştır. Mecliste yer alan Müdafaa-i Hukuk Grubunun karşısında bulunan ikinci grupta yer almıştır. Mecliste 44 konuşma, 3 soru ve 2 kanun önergesi vermiştir.
4.     Mecliste dikkat çeken birçok konuşmalara imzasını atan Hasip Beyin ilginç konuşmalarından biri 1922 yılında olmuştur. Dahiliye Vekili Ali Fethi Okyar’ın makam odasına 17,5 liraya bir kalem takımı, o günkü deyimle, hokka takımı alması üzerine, Hasip Bey, bunu şiddetle eleştirmiş ve neticede, Dahiliye Vekili Fethi Bey bu parayı kendi cebinden ödemeyi teklif etmiştir. Dönemin Maliye Bakanının araya girmesiyle mesele kapatılabilmiştir.
5.     TBMM 2. Dönemde Maraş milletvekilliğine adaylığını koymamıştır.
6.     Hasip Beyin ekonomik konulardaki ilginç bir çıkışı asgari ücretin yaz ve kış ayları için farklı şekilde tespit edilmesini istemiş olmasıdır. Dahili konularda, sosyal yardım konularında, hukukî konularda, askerî konularda ve kanunlarla ilgili görüşlerini dile getirmiştir.

DOĞUMU:1882 yılında Maraş’ta doğmuştur.
SOYU: Aslen Emirmahmutoğlu ailesinin Vehbili kolundandır. Babası Süleyman Efendi, annesi Bayazıtoğullarından Fatik hanımdır.

ÖĞRENİMİ: Eğitimini Maraş'ta tamamlamıştır.

GÖREVİ VE YAPTIKLARI
1.     Müstantik (sorgu hâkimi) olarak görev yaptı. (Maraş’ta, Zeytun’da (Süleymanlı), Elbistan’da ve Antep’te, adliye görevleri yaptı.)
2.     İttihat ve Terakki Fırkasının Maraş’ta ileri gelenlerinden oldu.
3.     1920’de Maraş’tan birinci dönem milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisine girdi. Mecliste aktif görev yaptı.
4.     Lozan murahhası İsmet Paşa’ya ve başvekil Hüseyin Rauf beye karşı çok sert tenkitlerde bulundu.
5.     Devrin başbakanı Fethi Okyar aleyhinde meclis kürsüsünden konuşmalar yaptı.

KİŞİLİĞİ:  Mert, cesur, ilim ve irfan sahibi idi.
Aşırı muhalif olması sebebiyle olsa gerek II. Dönem milletvekili adayı olamadı. 1925’de vuku bulan Maraş şapka olaylarına adı karıştırıldı. Ankara’da İstiklal Mahkemesinde yargılandı. İdamdan kurtuldu.

ÖLÜMÜ:  Maraş hapishanesinde 1930’da vefat etti.


-----------------------------------------------------------------

KELİMELER


Murahhas:  Devlet veya herhangi bir kuruluş namına, yetkili olarak bir yere bir görev ile gönderilen kişi, temsilci, delege anlamına gelir.

-----------------------------------------------------------------

HASAN EFENDİ



KİMDİR: İlim Adamı - İslam Hukukçusu - Düşünür - Fıkıh Profesörü.

DOĞUMU: Elbistan’da 1878’de doğdu.

SOYU: Mustafa Efendi’nin oğludur.

ÖĞRENİMİ: Memleketinde rüştiyeyi bitirdikten sonra İstanbul’a gitmiş ve Fatih dersiamlarından Hemşinli Yusuf Efendi’den icâzet (diploma, yeterlilik) almış ve Mekteb-i Kuzât’a da girerek oradan pekiyi derece ile diploma almıştır.

GÖREVİ: Kuzât Mektebini bitirdikten sonra 31 Ağustos 1912 tarihinde Bergama kazası kadılığına atanır.
Vefat tarihi kesin olarak bilinmemektedir.


-----------------------------------------------------------------

KELİMELER


Gizem: 1. Duyuları aşan; usumuzun doğal durumunda, varoluşu ve özü bize kapalı, saklı kalan şey. 2. Doğaüstü inanç doğruları. 
Gizemcilik: I. Aklın yetmediği alanlarda ve özellikle Yaratıcı kavramında, gerçeğe gönül yoluyla veya bir irade zorlayışıyla ulaşılabileceğini kabul eden felsefe ve din öğretisi, mistisizm. 
II. Tinsel tutum ve düşünüş; yaşama doğrultusu olarak: 1- Karanlık, gizemle yüklü olana duyulan aşırı eğilim. 2- Açık olmayan, gizemsel düşünme biçimi. 3- Tanrısal sezgi yoluyle, algılanamayan doğaüstü gerçekleri yaşama. 4-Tanrı'ya erişme çabalarının tümü. 5- Yüksek bir gücü kavramak ve eylemlerini bu güce göre düzenlemek için gerçekliğin üstüne yükselme eğilimi.
İcazet: Bir iş için o konuda yeterli bilgiye sahip olduğunu belirten izin belgesi. 
Mekteb-i Nüvvab / Medreset ül Kudât: Kadı ve kadı  vekilleri yetiştirmek amacı ile açılmış okullar. (Şimdiki, Hukuk Fakültesi) Bu okullar, Muallimhane i Nüvvab olarak 1853 Yılında açıldı. 1884 Yılında Mekteb-i Nüvvab olarak ismi değiştirildi. 1911 Yılında adı yeniden değiştirilerek Metresed ül Kudât yapıldı.
Niyâbet: Vekillik. 
Rüştiye: Lise seviyesinde okul.
Şehadetnâme / İcazetname: İlimde ve yazıda tahsilini bitirenlere verilen belge, diploma yerine kullanılan bir tabirdir.
Sofi: Tasavvufu yaşam biçimi olarak seçen kişiye verilen addır. Mutasavvıf da denir.
Tezkere: Bir iş için izin verildiğini bildiren resmî kâğıt

-----------------------------------------------------------------




HASAN EFENDİ (BÖRKÜ DELİK)


KİMDİR: (Mutasavvıf) Düşünür- İlim Adamı - İslam Hukukçusu – Fıkıh Profesörü  – Sofi - Veli.

YAŞADIĞIN ASIR: 17. Asırda Maraş’ta yaşadı.

LAKABI: Müderris, üzerine sarık sardığı börkeneği tepeden delik olduğu için bu isimle şöhret buldu.


------------------------------------------------------------------------

AÇAKLAMA

Bir gün talebelerine ders verirken, Azrail (a.s.) gelip hocanın ölümünü bildiriyor. Talebelerine icazet vermesine bir hafta kalmışken yaşanan bu durum, talebelerinin canını sıkıyor.
Hocalarına; “Dua buyursanız da Allah (C.C.) ömrünüzü uzatsa!” diyorlar.
Hoca; “Allah’ın (C.C.) davetine icabet gerekir!” diye talebeleri cevaplıyor. Devamla; “Allah (C.C.) izin verirse vefatımdan üç gün sonra mezarıma gelin, dersimize orada devam ederiz!” buyuruyor.

Talebeler, hocalarının vasiyetine uyarak, vefatından üç gün sonra mezara gelip selâm veriyorlar. Ses seda yok. İkinci gün yine gelip selâm veriyorlar. Yine ses seda yok. Üçüncü gün umutsuz bir vaziyette son bir defa geliyorlar selâm verince, Hocaları kabrinden cevap veriyor:
“Vealeykûm selâm, çocuklar kusura bakmayın geciktim. Rabbim (C.C.) bana hüsnü muamele etti, ruhumu kabzettikten sonra bir melek görevlendirdi.  Melek bana, yedi kat gök’ü, arş-ı âlâyı, levh-i mahfuzu, kürsîyi gezdirdi oralardan ancak bu gün dönebildim!” diyor.
Daha sonra derslerini tamamlayan öğrenciler diplomalarını alıp hocaları tarafından mezun ediliyorlar.
·       Kabri şerifleri halen ziyaret mahallidir.
·       MEZARI: Maraş Şeyh Adil Mezarlığındadır.

------------------------------------------------------------------------

KELİMELER

Börkenek: Yağmurdan, soğuktan korunmak için başa alınan başlık.
Gizem: Sır / bilinmeyen şeyler, esrarengizlik
Gizem: 1. Duyuları aşan; usumuzun doğal durumunda, varoluşu ve özü bize kapalı, saklı kalan şey. 2. Doğaüstü inanç doğruları. 
Gizemcilik:
1.    Aklın yetmediği alanlarda ve özellikle Tanrı kavramında, gerçeğe gönül yoluyla veya bir irade zorlayışıyla ulaşılabileceğini kabul eden felsefe ve din öğretisi, mistisizm.
2.    Tinsel tutum ve düşünüş; yaşama doğrultusu olarak: 1- Karanlık, gizemle yüklü olana duyulan aşırı eğilim. 2- Açık olmayan, gizemsel düşünme biçimi. 3- Tanrısal sezgi yoluyle, algılanamayan doğaüstü gerçekleri yaşama. 4-Tanrı'ya erişme çabalarının tümü. 5- Yüksek bir gücü kavramak ve eylemlerini bu güce göre düzenlemek için gerçekliğin üstüne yükselme eğilimi.

İcazet: Bir iş için o konuda yeterli bilgiye sahip olduğunu belirten izin belgesi.
Levh-i Mahfûz: 1. Arapça'da korunmuş levha anlamına gelir. İnsanların başlarına gelecek şeyleri de ihtiva ettiği için Kader kitabı da denir.
evrenin, ruhlarımızın, olmuş ve olacak her şeyin kayıtlarının bulunduğu levha. Korunmuş levha anlamındadır.
Levh-i Mahfûz: 2.   Allah yanında her şeyin yazılı bulunduğu manevî levha.

Sofi: Tasavvufu yaşam biçimi olarak seçen kişiye verilen addır. Mutasavvıf da denir.

------------------------------------------------------------------------

HALİL ES’AT EFENDİ


KİMDİR: İlim Adamı - İslam Hukukçusu - Düşünür - Fıkıh Profesörü.

SOYU: Adliye memurlarından Ali Rıza Efendi’nin oğlu olup,
DOĞUMU: 1854’de Elbistan’da doğdu.

ÖĞRENİMİ
•     Antakya kazasında Şeyh Abdüssamed Efendi ile Ders Vekili Semahatlü Ahmet Asım Efendi Hazretlerinden icazet aldı.
•     Mekteb-i Nüvvab’ta okuyarak 3. sınıftan şehâdetname aldı.

ESERLERİ
1.    Hülâsetü’ş-Şuruhi,
2.    Ve Cilâ’u’l-Uyûn adlarında matbu iki eseri vardır.

GÖREVİ VE YAPTIKLARI
•     Muş sancağı Kadı Vekilliğine tayin edildi.
•     Gümüşhane,
•     Edirne’de müderrislik yaptı.
•     Akka, Trablus ve Yemen niyâbetliklerine atandı. İkinci rütbeden Osmanlı Nişanı verildi.

---------------------------------------------------------------

KELİMELER

Gizem: 1. Duyuları aşan; usumuzun doğal durumunda, varoluşu ve özü bize kapalı, saklı kalan şey. 2. Doğaüstü inanç doğruları. 
Gizemcilik:1.    Aklın yetmediği alanlarda ve özellikle Tanrı kavramında, gerçeğe gönül yoluyla veya bir irade zorlayışıyla ulaşılabileceğini kabul eden felsefe ve din öğretisi, mistisizm.  II. Tinsel tutum ve düşünüş; yaşama doğrultusu olarak: 1- Karanlık, gizemle yüklü olana duyulan aşırı eğilim. 2- Açık olmayan, gizemsel düşünme biçimi. 3- Tanrısal sezgi yoluyle, algılanamayan doğaüstü gerçekleri yaşama. 4-Tanrı'ya erişme çabalarının tümü. 5- Yüksek bir gücü kavramak ve eylemlerini bu güce göre düzenlemek için gerçekliğin üstüne yükselme eğilimi.
Hülasa: Bir şeyin, bir bahsin özü. Kısaca esası.
İcazet: Bir iş için o konuda yeterli bilgiye sahip olduğunu belirten izin belgesi.
Mekteb-i Nüvvab / Medreset ül Kudât: Kadı ve kadı  vekilleri yetiştirmek amacı ile açılmış okullar. (Şimdiki, Hukuk Fakültesi) Bu okullar, Muallimhane i Nüvvab olarak 1853 Yılında açıldı. 1884 Yılında Mekteb-i Nüvvab olarak ismi değiştirildi. 1911 Yılında adı yeniden değiştirilerek Metresed ül Kudât yapıldı.
Nail Olmak: Erişmek, ulaşmak, kavuşmak.
Niyâbet: Vekillik.
Şehadetnâme / İcazetname: İlimde ve yazıda tahsilini 
bitirenlere verilen belge, diploma yerine kullanılan bir tabirdir.
Tezkere: Bir iş için izin verildiğini bildiren resmî kâğıt.
Tevcih: Aşama, makam, mevki verme, terfi ettirme.
Şuruh:  Şerhler, açıklamalar.
Şuruhi: Açıklamarın özeti.
Uyun: göz pınarlar, kaynaklar.
Cilâ’u’l-Uyûn: Göz pınarlarının cilası. 

---------------------------------------------------------------