http://sairlermaras2.blogspot.com.tr/

14 Ekim 2014 Salı

ŞABAN CEREN



KİMDİR: Ozan, yazar, hat ve karikatür sanatçısıdır.

DOĞUMU: Maraş İlinin Afşin İlçesine bağlı Arıtaş Kasabasında 1967 yılında doğdu.

ÖĞRENİMİ: İlköğretimi Hatay/Erzin, orta öğrenimi Afşin İHL tamamladı.

EDEBİ YAŞAMI: Güzel sanatlar dalında çalışmalarına 1989’da başladı. Resim ve hat ile uğraşmaktadır. Karikatür, şiir ve yazıları gazete ve dergilerde yayımlandı.

-----------
ŞİİRİ
--------------

YAR İÇİN
Kaşık kaşık tattım ağulu aşı
Bastım bağrıma yosunlu taşı
Sel gibi coşan kan dolu yaşı
Akıttım yar için diye diye

Mil çekildi gören kara gözüme
Yasaklar konuldu her bir sözüme
Bir ayrılık yapıştı gene özüme
Çektim yar için yar diye diye

Simsiyah saçlarım ak ile doldu
Siyahlığı kalmadı bembeyaz oldu
Ömre gelen bahar çok erken söndü
Kurudum yar için yar diye diye

Ceren incittiği çıkmaz yolundan
Hasret ağacının kuru dalından
Yârin sunduğu sevda balından
Tattım yar için yar diye diye

DURDU TÜRKKAHRAMAN



KİMDİR: Emekli öğretmen. Balkan harbini, Birinci Cihan Harbini, Kurtuluş Savaşını yaşamış, kıtlık günlerini de bereketli yılları da görmüş bir insan.

DOĞUMU:  Maraş’ın Afşin İlçesinin Erçene köyünde doğdu.

GÖREVİ VE YAPTIKLARI
Balkan Harbi, Birinci Cihan Harbi, Kurtuluş Savaşı yıllarında görev yaptı.

YALNIZLIK:  Yüz kırk kadar torun sahibi. Son yıllarını yalnız ve kimsesiz yaşadı.

ÖLÜMÜ: 1998 Yılında yüzonyedi yaşında vefat etti.

------

ŞİİRİ
------


YEDİLER MAKAMI

Nasıl vasfeylesin seni bu yazar
Yediler dergâhı en yüce makam
Allah beyanısın süreyi kafta
Aliler mekânı sen yüce makam

Kolay mıdır seni kaleme almak
Kolay mıdır Hakk’ı arayıp bulmak
Kolay mıdır böyle bir mekân bulmak
Yüce Hak katında böyle bir makam

O dilerse kulun böyle aratır
Bulmak için yeri göğü aratır
O nice böyle makamları yaratır
Senin gibi böyle binlerce makam

O’dur kâinatın bir tek Halikı
O yarattı bütün canlı mahlûku
Bir tek O’dur yerin göğün maliki
O Allah’tır O’na mahsus her makam

Sendeki beyanı söyle aynıyla vaki
Dilerse ne yapmaz O Allah’ta ki
Kendisi ezeldir sıfatı baki
Bütün yer gök O’nun emrinde makam

O nice firavuna hep kıldı helak
Muhammed’e dedi levleka levlak
Hu der devran eder şu koca eflak
Kâinatı âlem emrinde makam

O’dur Kahramanın aşkının mahi
Yerde gökte gene O’dur cümlenin şahı
Sizlere bir lütfü ilahi
Kendi katındadır en yüce makam


------------------------------------------------------------------------


13 Ekim 2014 Pazartesi

GİRYANİ / EROL BOYUNDURUK

KİMDİR: Çocukluğu ve gençliği fakirlik içerisinde geçti. Şimdi ise: “Allah’a çok şükür,” diyor.

DOĞUMU: 1963 Yılında Maraş’ın Afşin İlçesinin Bakraç (Arıstıl) Kasabasında dünyaya geldi.

ÖĞRENİMİ: İlkokulu Bakraç Kasabasında okudu.

GÖREVİ: Bir kamu kuruluşunda (AEL) işçi olarak çalıştı.
Ozanlığa, ilkokul dördüncü sınıfta çevresindeki ozanlardan etkilenerek başladı.

MEDENİ DUMU: Evli ve dört çocuk babası.
İKAMETİ:  Afşin ilçesinde ikamet etmekte.

------

ŞİİRİ
------

1. Geceler

Yorganla baş başa kaldığım zaman
Uykularım çalar hırsız geceler
Derin hülyalara daldığım zaman
Güler bu halime arsız geceler

Sineme hasreti ekilir gider
Saçları omzundan dökülür gider
Hayali karşımda dikilir gider
Olmuyor sabahlar yarsız geceler

Bütün cümle âlem uykuya doyar
Gezerim yatakta ben diyar diyar
Ne bir mehtap doğar ne yıldız kayar
Ruhumu kararttı nursuz geceler

Bir sevda ki döner durur başımda
Sanki ecinniler gezer peşimde
Mürşidimi göremiyom düşümde
Ağlar dövünürüm pirsiz geceler

Giryani’yim derin derin sızlarım
Tükenmiyor keder dolu sözlerim
Genç yaşımda görmez oldu gözlerim
Seçemem hedefi fersiz geceler
Maraş – 2006
Giryani / Erol Boyunduruk

------

2. Öyle git

Gel neşter kirpiklim cerrah bakışlım
Açtığın yarayı sarda öyle git
Gerdanı çaşaklı göksü nakışlım
Son kez helallaşak durda öyle git

Yıldızlar göz kırpıp güneş batarken
Cinler halay çekip göbek atarken
Geceler garibe çalım satarken
Vuslatın zevkine erde öyle git

Muhabbet fışkırır tatlı dilinden
Zehir sunsan yar içerim elinden
Yadigâr isterim zülfün telinden
Saklarım sevdiğim verde öyle git

Özür dilemeye utanır dilim
Acı çekmekteyim perişan halim
Mihrican uğrayıp solmadan gülüm
Yaklaşmadan hazan derde öyle git

Ne dedim darıldın sürmeli sunam
Aşkın ateşiyle kavruldu sinem
Özlemiş bekliyor ak saçlı anam
Ne olur yanına varda öyle git

Bir tanem sevdana susadım acım
İnan karagözlüm sana muhtacım
Topuğa dolaşır sanki bir sicim
Dağılmış saçlarını örde öyle git

Yufka yürekliyim yanık özüm var
Babasız büyüdüm yaşlı gözüm var
Nazlım hayli söyleyecek sözüm var
Erol Giryani’yi görde öyle git

Erol Boyunduruk - Giryani

------

3. Müjgan

Sana açık benim gönül sarayım
İşte anahtarı kapısı Müjgan
Nolur cemalini bir yol göreyim
Vurgun âşıkların hepisi Müjgan

Kardeşlerin kesse bile yolumu
Senin için göze aldım ölümü
Bağışlarım servetimi malımı
Al işte senedi tapusu Müjgan

Bakmaya kıyamam gerdana döşe
Görünce vuruldum ben inci dişe
Ağustos ayında tutuldum kışa
Dondurur aşkıyın tipisi Müjgan

Miski amber gibi kokar nefesi
Şakır bülbül gibi şen çıkar sesi
Giryaniyi’m sandım keklik kafesi
Ne güzel eviyin yapısı Müjgan

Erol Boyunduruk - Giryani

------

4. GÖZLERİN

Ne de hoş görünür mum ışığında
Beni büyüledi ela gözlerin
Senin bakışların hak aşıgında
Edecek dergâha köle gözlerin

Yokluğuna alışmak o kadar zor ki
Kimleri kalbinden vuruyor gör ki
Öyle derin içten bakışın var ki
Dilsizi getirir dile gözlerin

Mansur senin için çekilir dara
Aslı olup Kerem’i yandırır nara
Ferhat sevdan ile kayboldu ara
Mecnunu düşürür çöle gözlerin

Simanı görenin yüreyi erir
Ah çeker bir kere bağrına vurur
Nice gayrı Müslim din değiştirir
Küffarı getirir yola gözlerin

Böyle bir güzele köle olurum
Her nereye gitse arar bulurum
Erol Giryani’yim katil olurum
Korkarım başıma bela gözlerin

Erol Boyunduruk - Giryani

---------

5. SOMA MADEN 
ŞEHİTLERİNE AĞIT


Bekledi insanlar ocak başında
Tükendi umutlar bitti Soma'da
Ağlaşır analar eli döşünde
Toplandı baykuşlar öttü Soma'da
Kimi cansız yatar kimi komada


Kadir Mevlam bu dert hayli zor imiş
Koca dünya madenciye dar imiş
Kaderde kuyuda ölmek var imiş
Azrail kaşını çattı Soma'da
Kimi dünden ölmüş kimi komada


Ecel şerbetini erken içtiler
Bu faniden toplu halde göçtüler
Sonsuz bir aleme yelken açtılar
Talih gemileri battı Soma'da
Kimi Hakka teslim kimi komada


Ağladık çırpındık kendimiz yorduk
Kanayan yarayı sabırla sardık
Üç yüz bir cananı toprağa verdik
Gencecik bedenler yattı Soma'da
Kimi zor kurtuldu kimi komada


Yakarım ağıdı size hüzünle
Ah çekerim yüreğimle özümle
Kendim Afşin'deyim gönlüm sizinle
Kavruldu GİRYANİ tüttü Soma'da
Kimi baygın yatar kimi komada.


Erol GİRYANİ


---------

KELİMELER


Çaşak: 1. Bayırlardan akarak yığın haline gelen çakıl. (Çorum, Maraş - Pırnaz/Fethiye –Muğla yöresinde kullanılır.)
2. Çağlayan. (Eskişehir) 3. Dağılmış, eskimiş. (Emirler/Balâ –Ankara)
Bir Yol Göreyim: Bir kere, bir an göreyim.
Vuslatın: Kavuşmanın.
Muhabbet: İki kişi arasında geçen söyleşi. Can ile cananın fısıltıları.  
Yadigâr: Hediye, hatıra.

-----------------------------------------------------------------


HAŞİM KALENDER



DOĞUMU: 1963 Yılında Maraşın Afşin ilçesine bağlı
Şair Haşim Kalender İle Şiir Konulu SöyleşiDağlıca kasabasında dünyaya geldi.

ÖĞRENİMİ: İlk ve ortaokulu Tanır kasabasında, lise öğrenimini de Afşin’de tamamladı.

GÖREVİ: Bir kamu sektöründe elektrik teknisyeni olarak çalıştı.



MEDENİ DURUMU: Evlidir üç oğlu iki kızı vardır.

ESERLERİ
1.   Kalenderce Bakış
2.   Ayrandede Şırıltıları

-------
ŞİİRİ
------
BACIM

Bu dünya bir handır konup göçtüğün
Kapalı kapısı açmadım bacım
Ecelse şerbettir er geç içtiğin
Bardağımda durur içmedim bacım

Hem hal olamadım azan nefiste
Kötülük nefiste güzellik histe
Parmaklık arkası gönlüm hapiste
Kuş olup deryaya uçmadım bacım.

Dalan gözlerimden akınca yaşlar
Dökülen damlalar kelama başlar
meyveli ağacı her gelen taşlar
Kendi kaderimi seçmedim bacım.

Az çekmedim şu feleğin elinden
Ürperir benliğim günah çölünden
Gel bekler yüreğim rahmet gülünden
Rahman’a sığındım geçmedim bacım

Uymadı ayağım bu dönen çarka
Dünya üzerimden yamalı hırka
Bakılır mizanda takvadan farka
Hazır ya kefenim biçmedim bacım

Bir garip kalender olsaydım keşke
Nefsim başka diyor gönül bir başka
Gülmekten çok ağlar düşen bu aşka
Boynum kıldan ince kaçmadım bacım

Haşim Kalender
------

KARAKOÇ’UN ARDINDAN

Bir çınar devrildi yasta yeryüzü
Alev titrek kaldı şiir ağladı
Mihriban susarken yutkundu sözü
O ummana daldı şiir ağladı

İki bin on iki haziran yedi
Kara haberini ajanslar dedi
Şair Abdurrahim Karakoç adı
Ekranlara geldi şiir ağladı

Hükmü ilahiye uydu yürüdü
Gökyüzünü kara bulut bürüdü
Yücedağ başında beyaz kar idi
Mevla çekip aldı şiir ağladı

Yerin dolmaz koca yürekli adam
Gelenler gidecek kalsın hoş sedam
Bir duvardı kepti yıkıldı odam
Ümitlerim soldu şiir ağladı

Ağıtlar yükseldi koçun hasına
Ağlayarak girdim gün ortasına
Gözlerim yaş ile gönül yasına
Boşaldıkça doldu şiir ağladı

Vuslat beklentisi sona ererken
Mihmandardı şairlerle yürürken
Her canlı ölümü tadacak’ derken
Kalem mahzun oldu şiir ağladı

Binlerin duası kalpler âlemi
Elbet yas tutacak altın kalemi
Tarifsiz koyduğu acı elemi
Yürekleri deldi şiir ağladı

Sevdadır gönlünden gönlüme akan
Ölüm hakka varış ameldir yakan
İlçen Ekinözü kütükte çıkan
Azrail’di buldu şiir ağladı

Kalenderim ‘aşk kâğıda sığmadı
Dik duruşlu zulme boyun eğmedi
Onsuz battı güneş daha doğmadı
Kara toprak güldü şiir ağladı

Maraş / 07. 06. 2012
Haşim Kalender

------

Üstad Abdurrahim Karakoçun ölümünü öğrendiğimde yazdığım şiir. Allah rahmet eylesin. (Haşim Kalender)



AŞIK VİCDANİ

       
KİMDİR:  Vicdani, 70 yıllık ömründe 500'e varan şiir ve onlarca kaset üretti. Birçok kaseti yasaklanan Ozan Vicdani, 12 Eylül darbesinin ardından sadece üç kasetini kurtarabil. '70'li yıllarda köy köy dolaşarak âşıklık geleneğini sürdürdü.

·      Hapis yattı.

·        Geçirdiği bir ameliyattan dolayı ses telleri kesildi.

-----

DOĞUMU: 1941- Afşin’in Kaşanlı Köyünde doğdu. Asıl adı Zeynel Abidin Sönmez’dir.

ÖĞRENİMİ: Okula gitme olanağı bulamadı ancak kendi kendine okuma yazma öğrendi.

EDEBİ YAŞAMI: Karac’oğlan, Pir Sultan, Ruhsati (1836-1912), Dertli, Virani gibi aşıkların şiirleri ve türküleriyle kendini geliştirdi. İlk gençlik yıllarında ise Aşık İhsani’den (1932-2009) etkilendi. Şiirleri çeşitli gazete, dergi ve araştırmada yayınlandı. Türkiye ve çeşitli Avrupa ülkelinde birçok konser ve toplantıya katıldı.

MAHLASI: İlk yıllarda Öksüz Zeynel mahlasını kullanan ozan, daha sonra Vicdani mahlasını aldı.

ÖLÜMÜ: Uzun bir süredir gırtlak kanseri hastası olan Ozan Vicdani (Zeynel Abidin Sönmez), kansere yenik düşerek Hamburg’ta 2010 yılında yaşamını kaybetti.

------------------------------------------------------------------------

İki ŞİİRİ

1.

İnanma

Gerçek fikirleri âşıklar işler
Dünyayı farketmez köre inanma
Yetmez mi zalimin yediği başlar
Yalanda kurulan dara inanma

Reisi yobazdan kurulu heyet
Orada olur mu doğru muhabbet
Gizlilik içinde yapılır gıybet
Sofunun dediği sırra inanma

Dermansız bu derde düştüğüm günde
Kalmadı hevesim şerefte şanda
Sevdiklerim yana çıktı düşmanda
Gel Vicdani kalleş yara inanma

-------

2.
Sevgi Olmalı

İnsanı âlemden gerçek nikâhı
Kılan kıldıran da sevgi olmalı
Sevgi pazarında alışverişi
Alan aldıran da sevgi olmalı

Sevgiyi anlarsa insanlar erken
Cennete dönüşür bu maddi cihan
Aşar engelleri yürürse kervan
Salan saldıran da sevgi olmalı

Sevginin girdiği yerde kin olmaz
Bahçıvanı aşktır gülleri solmaz
Bu hali yaşayan değişir ölmez
Bilen bildiren de sevgi olmalı

Sevginin içinde Tanrının yüzü
Görürse bir olur kış ile yazı
Alışkın varlığı maşukun nazı
Gülen güldüren de sevgi olmalı

Sevgi Vicdani’nin gerçekten varı
Sevginin dışında yok başka yarı
Canlar arasında kinle kibiri
Silen sildiren de sevgi olmalı


--------------------------------------------------------------------------------



NURİ SİYAMİ DEMİR



DOĞUMU: 1935 Yılında Afşin’de doğdu.

ÖĞRENİMİ: İlkokulu Afşin, ortaokulu Göksun’da, liseyi Maraş’ta, öğretmen okulunu Adana’da bitirdi.

GÖREVİ VE YAPTIKLARI: Yirmi sekiz yıl öğretmenlik yaptı.

EDEBİ KİŞİLİĞİ
Okudu ve yazdı.
İlkokul dördüncü sınıfta iken şiir yazmaya başladı.

ÖLÜMÜ:  2010 Yılında vefat etti.


ŞİİRİ
------

AFŞİN İLÇESİ

Miski amber gibi kokar
Gülü Afşin ilçesinin
Zemzem pınarından akar
Balı Afşin ilçesinin

Hafızları Kur’an okur
Güzelleri halı dokur
Baharda ne güzel şakır
Dili Afşin ilçesinin

Cennete misaldir bağı
Çok meşhurdur tereyağı
Akasyalı solu sağı
Yolu Afşin ilçesinin

Aşıkları yarsız olmaz
Güzelleri çabuk solmaz
Dört mevsimde eksik olmaz
Yeli Afşin ilçesinin

Dedebaba burada yatar
Dertlilere derman satar
Cemiyete ışık tutar
Eli Afşin ilçesinin

Pehlivanı yıkılmıyor
Bilekleri sıkılmıyor
Hiçbir yerde bükülmüyor
Kolu Afşin ilçesinin

Kumrular üstünde uçar
Her gönüle neşe saçar
Böyle tatlı tatlı geçer
Yılı Afşin ilçesinin

Deli poyraz toprağıdır
İlerlemek merağıdır
Yedilerin durağıdır
Beli Afşin ilçesinin